bölüm 30-final

10.8K 342 112
                                    

Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem...
                                  AHMET ARİF

Sıcak bir yaz günüydü. Emir iş çıkışı yorgun argın eve gelebilmişti. Arabasını park edip evin girişine doğru adımladı. Zile bastığında kapıyı açan her zamanki gibi Aysel hanım olmuştu. Geçen seneler Aysel hanımı iyice yıprandırmıştı. Artık neredeyse ellili yaşlarındaydı. Hayatı bu evde ve bu aile ile geçmişti. Onlar artık bir aile gibi olmuşlardı. Aysel hanım kapıyı açar açmaz arkasından küçük bir kız çocuğu koşup geldi. Ve Emir'in üzerine atladı.

"Babaaaaaaa. Babaaaaa beni Yiğit'ten kurtar."

Emir koşa koşa gelip kucağına atlayan kızının sapsarı olan bukleli saçlarından öptü.

"Kızım yine neyin başında kavga ediyorsunuz?"

"Baba ben Yiğit'in arabasıyla oynamak istedim ama izin vermedi bende ondan habersiz alıp oynuyordum. Görünce beni kovalamaya başladı."

Arkasından soluk soluğa bir halde oğlu yetişti.

"Hayır baba ona inanma. Mine yine izinsiz benim oyuncaklarımla oynuyordu. Ver dedim vermedi. Bende almak istedim. Onun için kovalıyordum."

"Yiğit, ablana ismiyle hitap etmesen daha güzel olmaz mı oğlum."

"Ama baba biz onunla aynı boydayız. Ben niye ona abla diyorum?"

"Çünkü ablan senden iki yaş büyük küçük adam."

"Ama baba niye ben önce doğmamışım."

Mine araya girdi.

"Baba öyle bir şey olamaz değil mi önce ben doğdum."

Emir bugün hastanede çok yoğun bir gün geçirmişti. Yeterince yorgundu eve gelip kafasını dinlemek istiyordu ama bu afacanlarla o biraz zordu. Kavga eden çocuklarını kendi halllerine bırakıp Aysel hanıma döndü.

"Abla bizim üç numara nerede?"

"Az önce uyuttum. Yalnız yavrucak bu yaramazların gürültüsüne daha ne kadar dayanabilir bilmiyorum. Eli kulağındadır. Az sonra o da uyanır."

"Ahsen nerede?"

"Yatak odasındaydı. Sizinkisi bugün biraz huysuz galiba yeni diş çıkarıyor. Onu emzirmeye çalışıyordu."

Emir kucağındaki kızıyla birlikte merdivenleri tırmandı. Oğlu ise çoktan evde koşuşturmaya geri dönmüştü.

"Anlat bakalım Mine hanım. Bugün anneni çok üzdünüz mü?"

"Baba ben bugün hep uslu çocuktum ama Mira hep ağladı. Annem hep onu susturmaya çalıştı. Biz Yiğit'le çok uslu çocuktuk. Furkan ve Mira çok yaramazdı."

Emir niyeyse bu duyduklarına inanamadı. Furkan çocukları arasında en sakin olanıydı. Bu iki afacan ise en hareketlileriydi. Minik kızı Mira ise daha dokuz aylıktı. Henüz ortalarda koşturmaya başlamamıştı.

"Baba bugün parka gidebilir miyiz?"

"Bir tanem ben bugün çok yorgunum. Başka bir gün gidelim olur mu? Hem sizin bahçede oyun parkınız var ya. Orada oynayın olmaz mı?"

"Ama baba ben hergün orada oynuyorum. Orada oynamak istemiyorum."

"Mine dediğimi yap lütfen. Hadi bakalım aşağıya in biraz orada oyna."

Mine babasının kucağından inip oflayarak aşağıya indi. İstediği olmadığı zaman bu şekilde tavır yapıyordu. Emir, bu çocuk kime çekti acaba diye düşündü. Odaya girdiğinde Ahsen'i gördü. Minik bebeğini yatağa yatırmış onunla konuşup güldürüyordu. Emir bir süre onları izledi. Zaman ne de çabuk geçmişti. İlk bebeklerini kaybettikleri zaman daha dün gibi hatırındaydı. O dönemler ikiside çok zor günler geçirmişti. Ahsen bebeği öldüğü için aylarca kendisini suçlamış ve iyice içine kapanmıştı. Emir eski haline dönsün diye çok uğraşmıştı ama yaşadığı travma yüzünden bu mümkün olmuyordu. En son kızı Mine'ye hamile kaldığında eski haline dönebilmişti. Ve senelerce o köye adımını dahi atamamıştı.

Ahsen- bir sessiz çığlık [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin