Uzun Zaman Sonra

27.4K 986 245
                                    

Başlangıç:16.10.2020

***

Elimde dosya ile hastane koridorlarını geziyordum. Az önce vizitten çıkmıştım. Uzun süren ameliyatlardan sonra biraz uyku bana iyi gelebilecek tek şeydi. Ama bilinki ne eksik? Zaman. Evet uyku için zamanım yok.

''Hocam. Acile bekleniyorsunuz.'' Bana doğru koşan hemşireyi fark ederek adımlarımı yavaşlattım.

''Kontrol etmem gereken bir hasta var Begüm hemşire.''

''Hocam bu hastayı görmeniz lazım. Ahmet hoca direkt sizin gitmenizi istedi. Hasta kontrolü için başka bir doktor bulacağını söyledi.''

''Tamam. Yapacak bir şey yok'' Acillerden nefret ederdim. İnsanlarla uğraşmak, sıcağı sıcağına iyi olmuyordu. Yüksek tansiyon ortamı bana göre değildi. Ama bunun için geç kalmıştım. Kalp ve damar cerrahisi asistanlığımın 3. yılındaydım. Anestezi seçmeliydim. Daha az insanla muhattap olurdum.

Ana baba günü olan acilden içeriye girdim. Kalbinden vurulan bir hasta vardı.

''Durum nedir.'' Hastanın başında duran acil sağlık ekibine sordum.

''Hasta 22 yaşında. Annesini korumaya çalışırken babası tarafından vuruluyor. Kurşun kalbin atardamarını parçalamış. Hâlâ içeride. Durum kritik.''

Şokla dinlediğim olayı düşünmemeye çalışarak müdahaleye başladım.

Sonunda elimde bir kalp yetmezliği ile mücadele eden 22 yaşında bir genç vardı. Annesi hastaneyi inletiyor, babası denen o şerefsizse izini kaybettirmiş, muhtemelen yarım bıraktığı işi tamamlamak için pusuda bekliyordu.

Günün sonunda bir sandviç ve çay ile mutlu olabiliyordum.

''Selam.'' Yanıma gelen Bade'ye gülümsedim.

''Selam.''

''Yorgun görünüyorsun.''

''Ben mi? Saçmala alt tarafı 150 hastaya bakıp, 3 ameliyata girdim. 2.5 saat uykuyla duruyorum. Benden iyisi yok.'' Söylediklerime kahkaha atan Bade cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarına götürdü. Ne? Doktoruz diye sigara içmeyelim mi? İnanın ki en çok sigara içirten mesleklerden biri olabilir doktorluk...

''Hafta sonu çocuklarla bir şeyler yapalım diyoruz ne dersin?''

''Evde kalıp dinlenmek istiyorum.''

''Hadi ama Ediz. Bir haftasonunu da bizimle geçir.''

''Neden? Olur olmadık yerlerde rencide edilmek için mi?'' Mahçup bir şekilde kafasını eğdi Bade. Sigarasından bir duman alıp yukarıya üfledi.

Bu hastanede çoğu kişiyle anlaşırdım ancak yakın arkadaşım diyebileceğim kişiler sayılıydı. Onlardan biri de Bade.

Beni rencide etmelerinin sebebi ise eşcinsel olmamı bildikleri içindi. Tesadüfen öğrenilip tüm hastaneye yayıldı. İlk zamanlar yadırgayan bakışlara maruz kalsamda alışmaya başlayınca normal tepkiler aldım. İşin garip yanı ise en yakınım diyebileceğim ekip arkadaşlarım beni tanıdıkları halde tepki göstermiş, arada selam verdiğim çalışanlar ise daha sevecen yaklaşmışlardı. İnsanların eğitim seviyesi ne olursa olsun zihniyeti pis ise sonuç boktan bir hal alıyordu. Yani uzun lafın kısası asistan doktor arkadaşlarımlarımdan görmediğim desteği, arada selam verdiğim çaycı amcadan görüyordum.

Cebimdeki cihazdan gelen çağrı ile yarım kalan sandviçi çöpe atıp acile koşmam gerekti. Acile geldiğim anda diğer yakın arkadaşlarımdan biri olan Bora elindeki dosyaya bakıyordu.

''Bu hastanın nesi varmış?'' diye sordum.

''Oğlu komşusuyla kavga etmiş adamda sinir stres yapmış ve kalp krizi geçirmiş.''

''Bu trajikomik aile vakaları da ne?''

''Ne bileyim ya normal vaka gelmezki. Hadi gidelim.''

Hastanın yanına gidip durumuna baktım. 3 ay önce kalbinden ameliyat olan yaşlı adamın hastalığı, oğlunun haylazlıkları üzerine tuz biber olmuştu.

''Tam olarak neden olmuş?''

''Oğlu ve kavga ettiği gençler koridorda bekliyor hocam.''

''Tamam bir bakayım.'' Hastayı Bora'ya emanet edip koridora çıktım. Sinirle volta atan genç bir çocuk ve karşısında 2 oğlan daha. Bir tanesini tanımıyorum. Ancak diğeri kafasını kaldırdı ve...

''Ediz!''

''Sercan!'' Baş belası Sercan!

''Burada mı çalışıyorsun?''

''Evet. Aa neyse ben içerideki hastanın nasıl bu hale geldiğini soracaktım.''

''Hepsi bu ibnelerin yüzünden.'' Sinirli genç gözlerinden ateş fışkırtarak, Sercan ve yanındaki gencin üzerine yürdü.

''Bize musallat olarak babanı sinirlendiren sensin Göktuğ!'' Sercan'ın söyledikleri üzerine sinirli genç ayağa kalktı.

''Sen eve erkek atarken ben rahat rahat evimde mi oturacaktım. Aile apartmanı o!''

''Nasıl bir aile apartmanı acaba? Hergün eve kız at, alkolik arkadaşlarını getirip içip içip balkonlarda bağır... Ama işine gelince aile apartmanı. Homofobik pislik seni. Üstelik biz Can'la film izliyorduk. Sesimiz bile çıkmadı.''

''Ulan ben senin!'' yakasına yapıştığı Sercan'a yumruk atmaya hazırlanan Göktuğ'yu durdurmaya çalıştım.

''Hey! bir dakika sakin olun.'' İkisinin arasına girip sinirli çocuğa döndüm. ''Babanın hâlâ neden böyle olduğunu açıklamadın.''

''Ne olacak, oğlunun yaptıklarını duyunca dayanamadı.'' Sercan'ın atlaması üzerine, sinirli genç:

''Şerefsiz ibne. Babama bir şey olsun varya seni evire çevire si-'' dedi ancak sözlerinin devamını getiremeden bir bağırış sesi duyuldu.

''Hey!!! ağzını topla!'' sesin geldiği yöne dönmem ile vücudumda ki sıcaklığın beynime doğru çıkması bir oldu.

O gelmişti. Yıllar sonra göreceğim yer burası mı olacaktı? Kafamı çevirdiğim an göz göze geldik. Önce şok olan yüzü daha sonra sinirli bir hal aldı. Adımlarını olduğumuz yere getirdi.

''Ne oluyor burada?''

''Bu herif yüzünden babam içeride.''

''Baban senin yüzünden kalp krizi geçirdi. Kendi yaptığın pislikler ortaya çıkınca oldu hatırlatırım.''

''Ulan ben senin...''

''Yeter! ayrılın hemen.'' Gözleri bana döndüğünde kısa bir an süzdü. Çok özlediğim gözleri bir düşmanmışım gibi bakıyordu bana.

''Neyi var adamın?'' Sorduğu soru üzerine daldığım gözlerden ayrılıp etrafıma bakmaya başladım.

''Kalp krizi geçirmiş. Yaşadığı stres ağır gelmiş olmalı. Son durum hakkında bilgi vereceğim.''

''Tamam.'' kafasını sallayıp Sercan'a döndü.

''Ulan baş belası... Bir kerede başına bela açma be!''

''Kanka benim suçum yok ki.''

''Komiserim buyrun dosyanız.'' Yanına gelen memur eline bir dosya uzattı. Çok istediği mesleğini bırakıp polis olmak...

Bora'nın yanına yürüyüp son durum hakkında bilgi aldım. Elimde dosya, 2 metre ilerimde duran adamı inceliyordum çaktırmadan. Hala çok yakışıklıydı. Biraz daha kas yapmış ve tatlı suratı sert bir ifadeye bürünmüştü. Sevdiğim gamzeleri görmek isterdim...

''Kim o?'' Bora'nın yanıma gelip sorması ile ona döndüm.

''He?''

''İncelediğin adam. Polis... kim o?''

''Eski bir arkadaş...'' Arkadaş? keşke sadece arkadaş olarak kalsaydık...





Merhaba. Yeni kurgum ile karşınızdayım. Destek için yorum ve vote bırakmayı unutmayın lütfen. Sevgiler :) 🌺

BU KALP SENİ UNUTUR MU? | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin