Korunmaya İhtiyaç Duymak

12.9K 839 76
                                    

17.10.2020

***

Bir elimde kahvem diğer elimde ara ara içtiğim sigaram, hastanenin arka bahçesinin kaldırımına oturmuş içiyordum. Hafif esen rüzgarla birlikte, ayın kendini göstermiş olduğu gökyüzünü izliyordum.

Tam 5 yıl olmuştu görüşmeyeli. Ayrılığımızın 5. yılı... Ondan sonraki ilişkilerimde asla aynı heyecanı ve mutluluğu tadamamıştım. İşin kötü yanı içimdeki o burukluk kendini onarmıyor, bir yara gibi sürekli kanamaya devam ediyordu. Kimine göre salaklık, ama bana göre kurtuluş yolu için tek çare olan yolu seçmiştim. Şimdi ise aşkımı doya doya yaşayamadığım için içimde bir burukluk vardı.

Kendi kendime düşüncelere daldığım esnada, kapıdan çıktı. Yavuz... Cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarına götürdü. Çakmağıyla yakıp derin bir nefes çektiği sigaranın dumanını havaya üfledi.

Sigara içmezdi. Hatta çok sağlıklı beslenirdi. Kötü alışkanlıklar kazanmış belli...

Kendisini izlemeye devam ettiğim sürede onunda beni fark ettiğini biliyordum. Polis refleksleri nihayetinde. Ki insanlar izlenildiğini fark ederdi. Ancak gözlerini benden mahrum bırakmak istercesine kafasını olduğum yere çevirmiyordu.

Yerinde sinirle kasılıp değişen yüz ifadesine bakmaya devam ettim. Ancak o durmaya devam etmek istemedi. Sigarasını yarım bırakıp içeri girdi. Histerik bir gülüş çıktı ağzımdan. Aynı ortamda kalmak bile istemiyordu.


*****


''Yaşlı adam nasıl oldu?'' Bora'nın sorusu ile bilgisayardan kafamı kaldırıp baktım.

''Daha iyi. O da oğlunu haksız buldu. Gençler aralarını düzeltmiş gibi yaptılar ancak işlerin yolunda olduğunu sanmıyorum.''

''Huylu huyundan vazgeçmez. Bu olmasa başka bir olayda patlak verir. Bela makinesi gibi oğlu var.'' Beraber güldüğümüz esnada masama sertçe bırakılan dosya ile kafamı kaldırdım.

''Hastaya bakan doktor olarak bunu imzalamanız gerekiyormuş.'' Resmi bir dille konuşması kalbimi acıtmıştı. Kafamı sallayıp dosyayı imzaladım. Göz ucuyla baktığımda Bora'yı süzdüğünü gördüm. Kaşları çatıktı. Bu tuhaf bir haz duygusu yaşatmıştı bana. Ufakta olsa bir kıskanma olabilir miydi? Hayır hayır... sen o şansı çoktan kaybettin... Kendi kendime yaşadığım iç hesaplaşmanın ardından, dosyayı önüne bıraktım.

Herhangi bir şey söylemeden son kez Bora'ya baktı ve gitti.

''Ne kaba bir polis böyle. Doğru söyle kim o.'' Bora'nın sorusu ile kafamı ona çevirdim.

''Eski bir arkadaş dedim ya Bora.''

''Sadece arkadaş olduğuna emin misin?''

''Elbette.'' Bora eşcinsel olduğumu öğrenip yanımda olan ilk kişiydi. İlk zamanlar asla anlaşamayıp sonrasında gördüğüm desteği ile çok iyi arkadaş olmuştuk.

Arkasından bakmaya devam ettiğim adamın Sercan'ın yanına gidip bir şeyler söylemesi ve beraber dışarı çıkmasını izledim. Sanırım bu son görüşüm olacaktı. Bir daha nerde karşılaşırdık acaba?


*****


''Ziya hocanın ameliyatına kimler girecek?'' Asistanlardan birinin sorusu üzerine diğer asistanlar cevap verdi.

''Ben giriyorum.''

''Benim belli değil.''

''Ben ve Ediz'' dedi Bora. Bakışlarını bizim tarafa çevirdi Ali.

''Ziya hoca senin şey olduğunu duymasın. Pek hoşlanmaz.'' Söyledikleri üzerine kaşlarımı çattım. Ne demek şey...

''Şey derken?''

''Ya şey işte...'' dedi. Bariz bir alay vardı. İbne demeye çalışıyordu şerefsiz herif.

''Gay? eşcinsel? lgbt bireyi? daha bir çok şey var ama sanırım senin söylemek istediğin kelime bu değil.'' Sinirle oturduğum koltukta dikleşmem ile Bora kolumu tuttu. ''Sakin ol Ediz''

''Yoo bunlardan birini söyleyecektim.'' Yükselen sesim üzerine korkmuş ve olduğu yere sinmişti. Asistanların toplanıp sohbet ettiği ve bir şeyler yiyip içtiği bu dinlenme odasına ne zaman kalabalık bir anda gelsem, kendini bilmezler yüzünden sorun yaşıyordum.

Mesaimin bitiş saatini beklemek için gelmiştim ancak iyi bir fikir olmadığına karar verdim. Yerimden kalkıp soyunma odalarına gittim. Üstümü değiştirip otoparka doğru ilerledim. Ancak içimde oluşan sıkıntıyı yürüyerek atlatacağıma karar verip otoparktan ayrıldım.

Sahil yolundan gitmemin iyi olacağını düşünüp adımlarımı oraya yönlendirdim. Belli bir zaman sonra düşüncelerde boğuldum. Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu.

Ağlaya ağlaya yürüdüğüm sahil yolunda, insanların meraklı bakışlarına maruz kalıyordum. Acaba neden ağladığımı bilseler yine üzgün bakacaklar mıydı?

Hala insanların arasında kabul görünmeye çalışıyordum. Okulda bu problemler olduğunda bir şekilde unutulacağını düşünmüştüm. Ama her seferinde yüzüme vuruldu. Tıpkı iş yerimde olduğu gibi. Saklamayı düşündüm ama okulda olduğu gibi burada da malın biri yüzünden ifşa olmuştum. Üstelik bu hastanede beni koruyacak bir Yavuz yoktu...

BU KALP SENİ UNUTUR MU? | bxbNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ