9.Bölüm

1.4K 75 23
                                    

Bazen hayatınız da en ufak bir şey bile size zarar verir. Bu zarar size iyi yönden de etki edebilir, kötü de. İşte ben bundan çok korkuyordum. Ufacık bir şeyin hayatımı alt üst etmesi, bize zarar vermesi olağanca ürkütüyor gözümü.

Flash bellek...

İçerisinde ne olduğuna dair bir fikrim yoktu. Buna bakacak zamanımda yoktu.

Belki kuruntu yapıyorum fakat korkuyordum. Ya içindeki iyi bir şey değil de kötüyse.. Avucumun içerisinde duran küçücük flash belleğin içinde hayatımı mahvedecek derece de kötü bir şey varsa. Belki de iyi bir şeydir.

Odamın kapısının önünde dikilmeyi bırakarak içeriye girdim. Flash bellek ile vakit kaybedemeyecek kadar az bir vaktim kalmıştı.

Elimdeki zarfı masamın üzerine bırakarak giysilerimin olduğu bölüme geçtim. Ne giyebilirdim?

Kareli bir etekle onun takımı olan ceketi aldım elime. Elimdekileri yatağımın üzerine bırakarak lavaboya koşmuş, beş dakika içerisinde duş alıp çıkmıştım. Kurutma makinesiyle saçlarımı kuruttuktan sonra düzleştiriciyi prize takıp ısınmasını bekledim. Saçlarımı kurutduğumdan ötürü biraz kabarmış ve elektriklenmişti. On beş dakika içerisinde saçlarımı düzleştirmiştim. Yüzüme fondöten sürüp çillerimi kapattıktan sonra derin bir nefes aldım. Evet, çillerim vardı. Üzerimi giyip ayaklarıma da kalın topuklu önü kapalı ve sivri burunlu olan bir stiletto geçirdim.

 Üzerimi giyip ayaklarıma da kalın topuklu önü kapalı ve sivri burunlu olan bir stiletto geçirdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(İçindeki giydiği şeyin biraz daha uzun ve teninin çok az gözüktüğünü hayal edin.)

Çantamı da koluma alarak saate baktım. Sekize beş vardı. Tam vaktinde hazırlanmıştım.  Telefonumu masamın üzerinden aldığım da Asaf'ın mesaj atmış olduğunu gördüm.

Kimden: Asaf ARKADAŞIM
Mesaj: Geldim, kapının önünde bekliyorum.

İniyorum diye mesaj atarak telefonu kilitledim. Omuzdan askılı portföy çantanın içerisine telefonumu koyduğum da odamdan çıktım. Çantaya da kimlik ve telefon hariç başka bir şey sığmıyordu.

Ayağımdaki ayakkabılara dikkat ederek merdivenlerden indim.

"İkizler, ben çıktım." diye bağırıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıya açmadan vestiyerin aynasından kendimi süzdüm. Güzel olmuş muydum? Bilmiyorum fakat yukarı çıkıp da değiştirecek zamanım yoktu. Ki artık giymiştim bir daha da çıkarmazdım zaten üzerimden.

DİLHUNWhere stories live. Discover now