10.Bölüm

1.4K 70 3
                                    

Albay'ın karısının sergisine gittiğimiz günün üzerinden bir hafta geçmişti. Ve ben bu bir hafta da Asaf'ı hiç görmemiştim. Mesaj atmak için elim hep telefona gidiyordu fakat bir türlü cesaretimi toplayıp mesaj atamıyordum. O da bana atmıyordu.

O gece masada tablo hakkında ne yorum yaptığını hatırlatmıştım daha sonrasında ise Asaf bana bir şey söyleyemeden yanımıza Liman ve Eren gelmişti.

Asaf çok geç olduğunu, artık beni eve bırakması gerektiğini söyledi. Apar topar Liman'a numaramı verip yanlarından ayrılmıştık. Arabada hiç bir şey konuşmadık. Daha doğrusu konuşamadık çünkü Asaf'ın yüzü yine donuk bir hal almıştı. Bir şeye canı sıkılıyordu ve kendisinin suratı sirke satarken benim suratım da ister istemez düşmüştü.

Eve geldiğimiz de ise iyi akşamlar dileyerek  arabasından indim. O ise bana hiçbir şey söylemedi. Normalde ben eve girene kadar beni bekleyen adam, ben arabadan iner inmez basıp gitmişti.

Eve geldiğim de ise durumlar biraz daha karışmıştı. Babamlara haber vermeden gece dışarı çıktığım için babamdan azar işitmiştim.

Evet, yirmi altı yaşındayım ama hala gece bir yere giderken onlardan izin alıyordum. Babam izni vermezse gidemiyordum. Fakat o akşam babamlara haber verebilecek bir zamanın yoktu.

Bu yüzden eve geldiğimde babam önce kızmış daha sonra da trip atmıştı. 'Telefonu süslük kullanıyorsunuz herhalde, Ecmel Hanım' diye başlamış sonunu ise getirememiştik. 'Bir posta da sabah kızarım, git hadi.' demiş ve beni göndermişti. Sabah ise kıyafetlerim hakkında konuşmuş durmuştu.

Bunlar benim bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı. Gece nöbetlerine bile kalırken zorlanıyordum. Çünkü babam her şeyin içinde bir şey arıyordu.

Fuat reis, bir kere de şaşırt beni be, bir kere de he de geç.

Ertesi gün Liman numarasını kaydetmem için mesaj atmıştı. Daha sonrasında ise ikimizinde müsait olduğu zaman kahve içmek için anlaşmıştık.

Tüm hafta boyunca hastanedeydim. Hastane geçen haftaya göre bu hafta daha yoğundu. İki günlük bir iznim vardı. Annem bu iki günlük iznimin olduğunu öğrendiği andan itibaren plan yapıyordu. Yok orayı temizleyelim yok burayı falan filan diye. Zaten şu anda da evin tozlarını alıyordum.

Televizyon ünitesini silerken tozdan dolayı hapşurup duruyordum. Toz almaktan nefret ediyorum.

"Ecmel, düzgün sil." dedi annem. Ardından yanıma yaklaşıp parmağını üniteye sürtüp toz olup olmadığını kontrol etti.

DİLHUNWhere stories live. Discover now