Söz-15.Bölüm

454 29 8
                                    

"Park Chanyeol?"   Dedi korkuyla Sehun. Bu o ölen sevgilisi miydi?  Eğer oysa ölmüş olması gerekirdi. Lanet olsun nasıl bir oyunun içine düştüm. Sehun'la karşılaştığımdan beri işlerim neden doğru gitmiyor.

"S-sehun? B-burada ne yapıyorsun?"  Sehun'un gözleri daha fazla açılmıştı. 

"N-ne mi yapıyorum? Bunu sana benim sormam gerekir. ASIL SEN NE YAPIYORSUN! LANET OLSUN BU NE? Ö-ÖLMÜŞTÜN SEN!"

Karşımda ki ölmüş(!) olan çocuk korkunç bir kahkaha patlatmıştı. Biri burada neler döndüğünü açıklayabilir mi?  Dayanamadım ve konuşmaya başladım.

"S-sehun. B-ben korkuyorum. Hava kararmaya başlıyor ve yağmur yağacak."  

Sehun'un evinden ayrıldığımdan beri neredeyse yok denilecek kadar az yağmur yağmıştı. Ve ilk defa hava bu kadar siyahlaşmıştı. Aslında böyle havalara bayılırdım. Yağmurlu havalara. Daha sonrasında kokan toprak kokusuna. Düşünmek bile kalbimi hızlandırıyordu. Ama konumuz bu değil. Şuan bir ölüyle karşı karşıyayız. Ve her an kalp krizinden ölebilirim.

Sehun yanıma yaklaştı ve elimi sıkıca tuttu. Böyle yaparsa çok geçmeden Sehun'a bağlanacktım. Ama sorunumuz vardı. Krystal. Ona ne olmuştu? Şurdan bir kurtulalım onada sıra gelir elbet.

"Kamera şakası falan mı bu? Lanet olsun açıklasanıza!"

"Sehun korkma açıklayacağım." Yine gülüyordu. Bu ne lan?

"Hemen.Açıkla.Şimdi."  Her kelimeyi üstüne basarak söylemesi, sinirlenmeye başladığının habercisiydi.

"S-sen.. Hahaha."     Karnını tutarak gülüyordu bu sefer.  "Gerçekten öldüğüme inandın mı? Hadi ama senin için kendimi öldürecek kadar aptal değilim ben."      Nefes aldı ve devam etti. Biz şaşkınca konuşmasını dinliyorduk.

"Hiç şüphelenmedin mi?  Mezarımın olmamasına?"     

"Ne?!"   Sehun elimi bıraktı ve tezgahın arkasına geçti.  Chanyeol aniden ciddi bir hal almıştı. Sehun Chanyeol'ün yakasına yapışarak sarsmaya başladı.

"Seni piç! Bunların hepsi oyun muydu?  Delirdiğimi görmüyor musun?" 

"Tamda bu yüzden yaptım işte. Beni aldattın seni pislik. Az bile yaptım."  

"Bende az bile yapacağım."    

Ardından yere yatırıp yumruklamaya başladı. Gözünden ateşler çıkıyordu. Durmaksızın art arda yumruklar savuruyordu. Ben donmuştum. 

Yani bunların hepsi bir oyun muydu? Aslında Chanyeol ölmemiş miydi?  Onca sene Sehun'dan kaçmıştı demek ki. Ama Sehun nasıl olduda mezarı olmamasına şüphelenmedi anlamış değilim.

Gözüm Sehun ve Chanyeol'e iliştiğinde, yerde kanlar içinde yatan bir Chanyeol görmemle donduğum yerden koşup tezgahın arkasına geçtim. Sehun'un üzeri tamamen kan olmuştu. 

"SEHUN DUR!"  Gözü dönmüş gibi vurmaya devam ediyordu. Chanyeol çoktan bilincini kaybetmişti. Sehun artık yorulmuşa benziyordu ki nefes nefese yerden kalktı ve;

"Ambulansı ara!"

***

[Sehun]

3 Saat Sonra...


"Hastanın durumu iyi fakat kolunda çatlaklar var. Bir gün burada kalması iyi olur. Yanında kalacak kişi alt kata inip işlemleri başlatabilir."   Doktor kafasını hafifçe eğince bizde eğilmiştik. 

YOLUN SONUWhere stories live. Discover now