ÖZEL BÖLÜM [M]

410 15 9
                                    


Toplum içinde pek önemi olmayan kahverengi gözlerinde kaybolmuştum seni gördüğümde. Kirazları kıskandıracak dudakların almıştı ilkimi. Hatırlamıyorum, saat kaçtı kalbinde kaybolduğumda?

Sen aydın benim için. Hiç güneş olmadın. Çünkü güneş bencildi, zamanı geldiğinde çeker giderdi. Ama sen hep ordaydın, karanlık gecede parlardın. Güneş hiç düşünmezdi günışığında parlayamayanları. Ama sen düşünürdün. Seninle beraber parlamalarına izin verirdin.

Hep sevdim seni. Oğlumuzu, seni ve arkadaşlarımı. Hep yanımdaydınız, hep burada. Kalbimin en ücra köşelerinde.

Bileklerinden öpeceğim hep seni. Çünkü "Seni seviyorum" demenin en anlamlısıydı bileklerden öpmek.

O kokusunu içime çekmek için yanıp tutuştuğum boynunun şuan bana yuva olduğu için seveceğim seni. Sonsuza dek...

***

"Senin suçun tamam mı? Senin!" Luhan birlikte oldukları fotoğrafı alarak yatak odasının diğer duvarına fırlattı.

"Luhan! Yeter artık!" Luhan çığlık atarak duvara dayandı.

"Ya kimin suçu Sehun? Evlendik, bir çocuğumuz var ve sen hala sorumsuzsun. Bu benim suçum mu?" Sehun hızlıca yürüyerek Luhan'ı omuzlarından tuttu ve çenesini kavrayarak gözlerinin içine baktı.

"Ne hakkında sorumsuzluk yaptığımı söyler misin?" Luhan, Sehun'un sinirlenmeye başladığını hissedebiliyordu. Ama, umrunda değildi!

"Sehun. Bugün günlerden ne? Luhan gözlerinden kaçan gözyaşına lanet okuyarak sordu.

"Ne biliyim ben günlerden ne? Konumuz bu mu!?" Sehun sabrının artık buna dayanamayacağını anladı.

Luhan gözlerini kapayarak sakinleşmeye çalıştı.

"Sehun, dün günlerden neydi?" Sehun bu saçma sorulara karşı Luhan'ın omuzlarını bırakarak onu ittirdi ve ellerini saçlarına geçirdi.

"SİKTİĞİMİN GÜNLERİNİN NE ÖNEMİ VAR HA? SORUNUN NE SENİN?" Luhan Sehan'ın uyanmaması için dua ederek bağırdı.

"DÜN OĞLUMUZUN İLK OKUL GÜNÜYDÜ! SİKTİĞİMİN GÜNÜNÜN ÖNEMİ BU İŞTE SENİ SİKİK KAFALI! BUGÜNDE EVLİLİK YIL DÖNÜMÜMÜZ SENİ APTAL! SENİN İÇİN HAZIRLANDIM BEN! SENİN! AMA SENİN YAPTIĞIN NE? EVE GELİP AYAKLARINI UZATMAK VE YEMEK BEKLEMEK! OĞLUNUN YÜZÜNÜ NE ZAMAN GÖRDÜN ACABA? BENİ EN SON NE ZAMAN ÖPTÜN SENİ LANET HERİF?"

Sehun gözlerini büyüterek yere düşen Luhan'a baktı. Onu bu kadar kırmış mıydı?

Yerde hıçkırarak ağlayan Luhan omuzlarına narince öpücük bırakan adamı ittirdi. Sehun Luhan'ı kucağına alarak yatağa götürdü ve derince öptü kucağında minikleşen eşini.

"Özür dilerim, özür dilerim..."

Altında yatan bedenin boynuna yöneldi ve aylar sonra oraya mor bir iz bıraktı. Luhan ellerini Sehun'un omuzlarından ensesine çıkararak saçlarını tuttu. Sinirini çıkarması lazımdı. Dudaklarını, kiraz dudaklardan ayırarak inledi.

"Sertçe becer beni yoksa affetmem seni." Sehun'un kahverengi gözleri anında koyulaşmış ve üzerindeki beyaz gömleği yırtarak çıkardı. Altındaki minik beden rahat durmayıp pantolonunu çıkardı ve iki saniye içinde ikiside bedenlerini birbirine sunmuştu.

Sehun Luhan'ın göbeğine öpücük kondurup ereksiyon olmuş miniğe doğru ilerledi. Luhan'ın sırtı yay gibi gerildi ve inledi.

"Sehun"

Büyük ve sessiz odada sadece inlemeler ve derin nefes alışverişleri duyuluyordu. Luhan'ın aklından çıkmayan tek şey ise Sehan'ın hemen uyanabileceğiydi.

Sehun sıvazlama işini bitirdikten sonra Luhan'ın bacaklarını araladı ve soğuk parmaklarını Luhan'ın hala dar olan sıcak deliğine soktu.

"Ahh.." Luhan parmak boğumlarının beyazlaşmasını sağlayacak şekilde çarşafı sıktı. Sehun parmaklarını yavaş yavaş hareket ettirerek Luhan'ın dudaklarına uzandı. Soğuk hava aniden sıcaklaşmış ve vücudlarının terlemesine sebep olmuştu.

"Sehun, hadi içime gir." Luhan fısıldayarak konuştu. Sehun onun dediğini yaparak parmaklarını delikten çıkardı.

"Peki bebeğim."

Luhan aniden içine giren doluluk ile ağzını açtı ama çığlık atamadı.

"Sikiyim hala darsın bebeğim." Sehun inleyerek ellerini Luhan'ın başının iki yanına sabitledi ve gel gitlerine devam etti.

Dakikalar sonra Luhan'ın vücudu titredi.

"Hm, tatlı noktanı buldum" Sehun gülümseyerek konuştu. Aynı yere defalarca vurarak Luhan'ın sarsıntıyla rahatlamasını izledi. Kendinin geleceğini anladığında içinden çıkarak Luhan kaldırdı ve dizlerinin üzerine çökmesini sağladı.

"Ağzını aç bebeğim."

***

"Appa ?" Sehan ağzından yumurtaları tükürerek sordu.

"Efendim Sehan?" Luhan telefonundan başını kaldırarak mutfak masasını kirleten küçük oğluna baktı.

"Dün gece uyandığımda çığlık atıyordunuz. Eğlenceli bir şey mi vardı?" Sehan gözlerini büyüterek safça sordu. Bunun üzerine Sehun kafasını gömdüğü gazeteden kaldırarak derince bir kahkaha attı ve kızaran Luhana baktı.

"Evet miniğim. Appanla dün gece KOMİK bir film izledik appanda ona çığlık atarak gülüyordu." Luhan öldürücü bakışlarını Sehun'a yollarken Sehun ona öpücük attı ve Sehan'a gülümseyerek baktı.

"Gerçekten mi? Appa! Appa! Bende izleyebilir miyim?" Luhan yudumladığı kahveyi Sehun'un okuduğu gazeteye püskürttü ve Sehun'a baktı.

"Tabii izleyebilirsin bebeğim." Sehun kahkaha atarak cevapladı.

***

"Affedildim değil mi?" Sehun ve Luhan, Sehan'ı okula bırakıp eve dönmüşler ve koltukta birbirlerine sarılıp oturmuşlardı.

"Seni seviyorum Sehun biliyorsun değil mi? Sana asla küsmem. Bağırırım yıkarım ama küsmem ve seni asla bırakmam." Luhan, Sehun'un omzuna kafasını koyarak mırıldandı.

"Biliyorum bebeğim. Beni asla bırakmayacağını biliyorum." Sehun, Luhan'ın en sevdiği şeyi yaparak narin bileklerinden öptü.

"Seni, oğlumuzu ve hayatımızı seviyorum Luhan.

***

"Dökülen ay ışığında yıkanıyorsun,

Daha önce hiç o büyüleyici ifadeyi görmemiştim,

Bir reim gibi duran sana bakıyorum."

***

7K olmamızın şerefine özel ve smutlu bir bölüm yayımlamak istedim.Umarım beğenirsiniz.

Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın ve Vote vermeyi de.

Teşekkürler...

***


YOLUN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin