8.Bölüm: Diğerleri

1.4K 295 622
                                    

"Diğerleri"

Light and dark are intertwining
Standing here face to face
Betrayal burns and there's no hiding
It cuts deeper than a razor blade

⚔️

Herkese selamlar!

Oylarınız ve yorumlarınız için içten bir teşekkür ediyorum.  Kalemimin sizler tarafından desteklendiğini görmek beni çok mutlu ediyor!

Şarkıları bölümlerin içeriğine uygun seçmeye çalıştığımı fark etmişsinizdir belki... Bölümleri yazarken, tekrar tekrar dinlediğim parçalar hepsi. Ve uyumu yakalayabildiğim bölüm başlarına şarkı sözleri bırakmaya karar verdim. İçerik ile ilgili bir fikir oluşturabileceğini umuyorum ;)

Keyifli okumalar!

Morlaniar Harabe Tepeler'inden, Xathmoran Harabe Tepeler'ine ulaşmak için yola çıkan Annarithel kürek çekmekten uyuşmuş kollarını dinlendirmek için kürekleri bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Morlaniar Harabe Tepeler'inden, Xathmoran Harabe Tepeler'ine ulaşmak için yola çıkan Annarithel kürek çekmekten uyuşmuş kollarını dinlendirmek için kürekleri bıraktı. Callidus küçük sandalın öteki ucunda oturuyor, başını suya daldırıp balıkları yakalamaya çalışıyordu. Kız şeffaf bariyerin dışındaki akşam güneşine sonra da denizdeki kızıl yansımasına baktı. Yeniden aynı hisse kapıldı. Bir kar küresinin içinde hapsoldukları hissine. Deniz olması gerektiği gibi uçsuz bucaksız ve doğal değildi, büyü ile yaratılmıştı. Bariyerden sonrası Kızıl Topraklar'a dökülüyor ve sınıra ulaşıldığında bariyer geçilemiyordu. Kız, boynunu ve sırtını kütletip yeniden küreklere asıldı. Her ne kadar Harabe Tepeler sık denetlenen bir bölge olmasa da deniz yolculuğu Thallieos'ta yasaktı ve uyanık bir gözcü bu suları denetlemeyi akıl ederse yol aldıkları sandal mezarları olurdu. Oyalanmamalıydı.

Annarithel, kaşlarını çatıp kürekleri tekrar bıraktı. Callidus "hadi ama" dercesine homurdandı.

"Şşş."

Kız, sandalı oynatmamaya gayret ederek yüzünü suya yaklaştırdı. Denizin üstündeki sandal kendiliğinden hareket etti. Suda dalgalar oluşturdu.

Lanet olsun.

Dikkat edilmedikçe hissedilmeyecek bir akıntı vardı. Ve bu hiç de iyiye işaret değildi. Thallieos'un denizlerinde çok küçük de olsa bir akıntı oluşması, Thallieos'un güç kaynağı Elysthramlarda bir sorun olduğu anlamına gelirdi. Diyardaki her şey Elysthramlar ile kontrol altında tutuluyordu. Ve eğer gücü tamamen tükenirse, Thallieos camı kırılmış bir kar küresine dönerdi. Kızıl Topraklar görevi bunun için vardı. Büyünün bir sonu olduğu gerçeği biliniyordu. Belki bin yıl sonra bile olsa, Elysthramların gücü tükenecek ve Thallieos'un camı kırılacaktı. Bu yüzden İnsan Krallar hazin sonu engellemek için, Kızıl Topraklar'da-eski Thallieos topraklarında- Rubueres felaketine bir çözüm arıyorlardı. Bu Thallieos'ta yaşayan her canlının hayatını kurtarmak için yapılan bir görev gibi görünse de İnsan Krallar'ın görevi bir ceza sistemine dayanırdı. Hane fertleri ve melezler için bir ceza sistemi. İnsanlara nazaran Rubueres felaketine karşı daha dayanıklı yapıya sahiplerdi ama hiç kimse Rubueres ile direkt temasından sağ kurtulamazdı. Gerçi son zamanlarda kafayı iyice sıyıran krallar insanları da Kızıl Topraklar görevine, ölümlerine yollar olmuşlardı. Çözüm mü? Rubueres'in kaynağını bile henüz bulabilmiş değillerdi.

Kanın Şarkısı (Kanın Şarkısı Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin