28.Bölüm: Sislerin Ardındaki Yüz

847 222 100
                                    

"Sislerin Ardındaki Yüz"

Grey stars on the rise
Navigate me on the mend
The clock moves out of time
Wading through the moments we left
I trip to feel alive
And die to forget

⚔️

Soğuk istiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğuk istiyordu.

Daha çok soğuk.

Soğuğun tenini uyuşturması gibi zihnini de uyuşturmasını istiyordu. Dişleri birbirine çarpıp takırdasın, kanı bile buz kütlesine dönsün istiyordu Annarithel.

Kapısı kapalı banyoya cansız bir ışık veren birkaç mumun ortasındaki küvette kamburunu çıkartmış oturuyordu. Elleri küvetin kenarları kavramış, sıkmaktan bembeyaz kesilmişti. Soğuk suyu izlerken üzerine su atılan azgın alevlerin sönmeye yüz tutması gibi içindeki, tenindeki alevlerin sönmesini diliyordu. Hayalet buharların vücudundan süzülmesini istiyordu.

Rhyvar'ın odasından koşarak çıktığında üzerindeki her şeyden kurtulup kendini suyun serinliğine bırakmıştı.

Rhyvar...

O Rhyvar'dı. Yüzünü ilk gördüğü an bir yerlerden tanıdığını hissetmişti. Fırtına Ormanı'nda Annarithel'ın karanlıktan önce gördüğü gölge, bıçağını sapladığı ve onun adına duasını tamamlayan adam Rhyvar'dı. Aslında kim olduğunu arama ihtiyacı duymamıştı ama merak etmekten de vazgeçmemişti. İşte bulmuştu onu. Kader bir şekilde Rhyvar'ı karşısına çıkarmıştı. Üstelik parçaların yavaş yavaş yerine oturmasıyla Rhyvar ile yollarının Annarithel'a yardım etmesinden sonra da kesiştiğine emin olmuştu. Hayır Birlik'e gelişiyle değildi. Çok kısa bir an Rhyvar'ın bile bilmediği bir an vardı. Edarnol'da zebanilerle yüzleşmesinden saniyeler önce kavgaya tutuştuklarını sandığı iki adam, Rhyvar ve Kael'di. Mireva onları astral boyuta göndermeden önce astral boyuta sıklıkla geçtiklerini ve orada büyü çalıştıklarını söylemişlerdi. Annarithel aslında orada şüphelense de yalnızca milyonda bir gerçekleşebilecek bir rastlantı olduğunu düşünmüştü ama şimdi emindi.

Callidus'ın Rhyvar'a karşı olan tavırları bile yeterince büyük bir kanıttı. Tilki yoldaşına karşı her zaman aşırı korumacı ve ahmak bir sevgiliden bile daha kıskançtı. Ama Rhyvar'ı daha ilk gördüğünde adama karşı uysal davranmıştı çünkü onu tanıyordu, Fırtına Ormanı'nda Annarithel baygınken o, Rhyvar'ı görmüştü ve Annarithel için ne yaptığını çok iyi biliyordu.

Annarithel öfkeliydi ama öfkesinin sebebi hayal kırıklığı değildi. Şaşırmıştı, beklemiyordu, böylesi aklının ucundan bile geçmemişti. Gerçekten öfkelendiği için mi bu halde olduğunu bile bilmiyordu. Tek bildiği yüreğinin bir taşın altında ezilmiş gibi sıkışmasıydı. Ultio Birliği'nin lideri Alcard Rhyvar Zaolyen onu kurtarmıştı.

Gözlerini kapattı. Zihninde o an belirdi. Gölgenin ona doğru eğilişi, gölgeye çaresizce bıçağını saplayışı, gölgenin irkilmesi ve sonra ona yeniden sokulması. Tekrar tekrar aynı anıyı hayal ettiğinde, gölge sıcacık kestane saçlara sahip oldu, güzelim zümrüt yeşili gözlere, tereddütlü dudaklara, yüzünde soluk bir yara izine ve bronz Kara Savaşçı tenine. Boynunu ve bacaklarını güçlü kollarıyla sarmaladı Annarithel'ın. Kan Avcısı tanrıçasına yakarırken, o da Annarithel için yakardı. Onu kurtarabilecek, hayatını tümden değiştirebilecek o dua döküldü özenle çizilmiş gibi duran kalın dudaklarından.

Kanın Şarkısı (Kanın Şarkısı Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin