1.5

224 21 8
                                    

Şarkıyı genel olarak hikayeye çok uygun buluyorum, sözlerine bakıp dinlerseniz anlayacağınızı umuyorum.

-

"Bence brokeback mountain izleyelim." dedim patlamış mısırları masaya bırakıp Jongin'in yanına otururken. Luhan'la son gecemiz olduğu için beraber bir şeyler yapalım demiştik. İlk başta aklımızda dışarı çıkıp eğlenmek varken son dakika çok üşendiğimiz için evde kalıp film izlemeye karar vermiştik. Ama hâlâ filme karar verememiştik.

"Bir daha bunu söylersen seni camdan aşağı atarım Sehun." Luhan elindeki kumandayı bana tehditkar bir şekilde yönelterek söyledi. "Sadece fikrimi söyledim." dedim omuz silkerek. "Filmin her detayını ezbere biliyorum Sehun. Ve bu kimin yüzünden biliyor musun?"

"Yüzünden değil Luhan, sayesinde. Bir şaheseri bu kadar iyi biliyor olmanı bana borçlusun." dedim ve sonunda göz kırptım. Kollarımı Jongin'e sarıp başımı göğsüne koydum. Elleri hemen saçlarıma çıktı.

"Heath Ledger'ın bir filmini izleyebiliriz bence de." dedi Jongin sessziliğini bozarak. "Sen de mi Jongin?" dedi Luhan göz devirerek. Jongin güldü, göremesem de bedeninin hareketinden anladım. "Sehun'un sevdiği her şeyi seviyorum ben." dediğinde kafamı göğsümden kaldırıp şüpheli gözlerle baktım. "Yalan söyleme, 10 things i hate about you'yu hiç sevmezsin sen."

"Tamam, kabul. Her sevdiğini sevmiyorum ama seninle geçirdiğim her saniyeyi seviyorum. Bu yüzden ne izlediğimin pek önemi kalmıyor."

"Iyy, çok romantiksiniz. Sizinle aşk filmi asla izlenmez." dedi Luhan ve kumandayı kenara atıp koltuğa uzandı. Televizyondan gelen film girişi sesiyle bakışlarımı televizyona çevirdim. "Cidden mi? Godfather mı açtın?"

"İstersen Avengers açayım?" Luhan eğlenir bir tonda sorduğunda göz devirdim ve kafamı yeniden Jongin'in göğsüne yasladım. "Sırf sen de seviyorsun diye sesimi çıkarmıyorum." diye mırıldandım sadece Jongin'in duyabileceği bir seste. "Teşekkür ederim sevgilim." dedi gülerek.

"Böyle rahat edebileceğinden emin misin? İstersen kafanı dizlerime yasla, böyle boynun ağırabilir." Saçlarımı okşamaya devam ederken söyledi. "İyi fikir." Kafamı kaldırıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum ve dizlerine uzandım. Ama televizyona doğru dönmek yerine, sırt üstü uzandım ve Jongin'i izlemeye başladım.

"Filmi izle Sehun." dedi bakışları filmdeyken. "Ben seni izlemek istiyorum ama." dediğimde gerçekte neyi kastettiğimi anladı ve oyunuma eşlik etti. "Deli ediyorsun beni." Gülerek bakışlarını bana çevirdi. "Bana deli olduğunu biliyorum." dedim sırıtarak. Eğilip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Kafasını çok uzaklaştırmadan mırıldandı. "Sana deli oluyorum."

"Sanırım film izlemek iyi bir tercih değildi. Siz ikiniz fingirdeşmeyi hiç bırakmaz mısınız?" Luhan'ın sitem dolu sesi ikimizi de güldürdü. "Sen de anlarımızı bozmayı hiç bırakmaz mısın?" diye karşılık verdim.

"Asla." dedi ağzındaki mısırlara rağmen gülümseyerek. Jongin'in yanındaki yastığı alıp ona fırlattım. "İğrençsin."

"Sen de canım, sen de."

"Al Pacino mu ben mi?" Luhan yeniden önüne döndüğünde kısık sesle sordum. "Kendini 80 yaşındaki biriyle mi kıyasladın sen az önce?" Jongin inanmayan gözlerini bana çevirdi. "Gençliğinden bahsediyorum."

"Ne olursa olsun cevap hep sensin. Hem bilmiyor musun da soruyorsun?" diye sordu yalancı bir kızgınlıkla.

"Biliyorum ama duymak hoşuma gidiyor. Sen güzel şeyler söylemeye devam et." dediğimde gülümsemesi yüzünde dondu ve fark ettirmemek için filme çevirdi bakışlarını.

love yourself | sekaiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن