0.8

257 38 6
                                    

Hayatım boyunca gözlerim kapalı yokuş aşağı koşmuştum. Çoğu zaman düşmüştüm, dizlerim kanamıştı. Ama hep bir şekilde kalkmıştım, yolun sonunun güzel olduğunu varsayarak. Son düşüşümde ne kalkacak bir sebep bulmuştum ne de gücüm vardı. Pes etmiştim. Ve şimdi Jongin gelip elimi tutmuştu, beraber koşmayı teklif etmişti. Ona güvenmemi istiyordu, gözüm kapalı onunla yokuş aşağı koşmamı istiyordu. Ve ben de ona güvendim. Düşecektim belki, dizlerim yine kanayacaktı ancak Jongin her zaman beni kaldırmak için yanımda olacaktı. Artık buna emindim.

Tam her şeyden vazgeçmişken yeni bir umut olmuştu Jongin bana. Her şeyin düzeleceğini, mutlu olacağımızı söylemişti. Yok olan nedenimi yeniden ortaya çıkartmıştı. Ben de ona inanmıştım, güvenmiştim.

Attığım ilk doğru adım da buydu.

Şimdi ise Dr. Kim'in yanındaydım, her şeyi düzeltmek için ikinci adımımı atmıştım.

"Sehun, sence merhametli biri misindir?" diye sordu Dr. Kim, benim anlattıklarım bittikten sonra. "Sanırım öyleyim." diye cevap verdim sorusuna. "Bence de öylesin. Fakat bir kişiye karşı çok merhametsizsin, bunu fark ettim seninle ilgili. Herkesi anlayabiliyorsun, affedebiliyorsun. Annene bile kızgın değilsin, kin tutmuyorsun. Ama bir kişiye karşı anlayışlı değilsin, merhamet göstermiyorsun hiç. Kızgınsın ona, hâlâ affedememişsin. O senin onu affetmeni bekliyor, affet de barışın bir an önce diye bekliyor. Ama sen ona sürekli nefret kusuyorsun. Neden?"

"Kimden bahsediyorsunuz?" diye sordum kaşlarım çatılırken. Kafam karışmıştı, kime karşı bu kadar acımasızdım ben? Jongin'den mi bahsediyordu acaba?

"Senden bahsediyorum. Kendine karşı çok acımasızsın Sehun. Herkesi affediyorsun ama kendini affetmiyorsun. Halbuki seni diğer insanlardan ayıran hiçbir şey yok. Peki, neden affetmiyorsun kendini? Ne farkın var diğer insanlardan?"

"Çünkü ben hak etmiyorum." dedim akan bir damla yaşı elimin tersiyle silerken. Dr. Kim birkaç saniye duraksadı ve beni inceledi. "Sehun gözlerini kapatmanı istiyorum." dedi ardından, sebebini anlamasam da yaptım söylediğini, yavaşça kapattım gözlerimi. "Neden hak etmediğini düşündüğünü söyler misin?"

"İnsanların hayatını mahvediyorum. Sürekli hata yapıyorum, işe yaramazım ve çevremdeki herkesi mutsuz ediyorum." dedim ellerimi gözyaşlarım dursun diye gözlerime bastırırken.

"Peki ne zamandan beri böyle düşünüyorsun?"

"Çocukluğumdan beri."

"Yaş?"

"7-8 sanırım."

"Tamam, o zaman o çocuğu düşün şimdi. 7 yaşında bir çocuk, tam karşında oturuyor. Ona ondan nefret ettiğini, hiçbir şeyi hak etmediğini söyle. Çirkin olduğunu, herkesi mutsuz ettiğini söyle." dedi Dr. Kim hafif agrasif bir sesle. "Neden bunu yapayım?" diye sordum.

"Çünkü kendine yaptığın şey de bu. Her gün kendine bunları söylüyorsun sen Sehun." Haklıydı. "O çocuğun işe yaramaz olduğunu düşünüyor musun?" dediğinde kafamı iki yana salladım. "Herkesi mutsuz ettiğini peki?" Yine olumsuz anlamda kafamı salladım. "Çirkin olduğunu?"

"Hayır." dedim bu sefer. "Gözlerini aç, Sehun." dedi yumuşak bir sesle.

"Bu saatten sonra her gün kendine bunları söylemeni istiyorum. Her kendini kötü hissettiğinde bunları hatırla. Sen insanların sana söylediğinden çok daha fazlasısın, asla unutma bunu. Annenin sana taktığı etiketlerden çok daha fazlasısın sen. İzin verme değerini o etiketlerin belirmesine. İzin verme hastalıklı düşüncelerin beynine girmesine. Sen güzelsin, insanları mutlu ediyorsun; işe yaramaz değilsin, yaptığın tek hata ise kendini değersiz görmek Sehun.

Daha önce hiç kendin olamadığını söylemiştin bana hatırlıyor musun? Hep bir maske taktığından bahsetmiştin ve maskeyi çıkarmak için çok geç demiştin. Değil Sehun, çok geç değil. Hemen şimdi o maskeyi yakmanı, kendini tüm zincirlerinden kurtarmanı istiyorum. Kendin olmanın önünde duran tüm engelleri bir bir yak. Korkma, o maskenin altında bir canavar yok. O maskenin altında affedilmeyi bekleyen bir çocuk var. Affet artık o çocuğu Sehun, ikiniz de çok acı çektiniz, yetmez mi bu kadar?

Kendine merhamet et Sehun, gitme bu kadar üzerine. Affet artık kendini. "

-

Yine kısa diye kızacaksınız biliyorum ama -hep bahanem vardır benim- Sehun'un kendini sevme adına attığı adımları beraber yavaş yavaş göreceğiz. Ve bu sırada günümüz sekai ikilisine dair bir şeyler olmayacak. Bir tane flashback yazmayı düşünüyorum yine, onun dışında Sehun kendini sevene kadar Jongin yok bize de. (Korkmayın kısa sürecek, çok uzatmayacağım.)

Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

love yourself | sekaiWhere stories live. Discover now