1.6 (Finale)

328 23 19
                                    

Oturup ağlasam yine hislerimi anlatamam sanırım. En sonda önemli bir not var, lütfen okuyun.

-

Hayat bazen çok zor olabilir. Belli dönemler kendimizi kaybolmuş hissedebiliriz. Ya da küçük yaşımızdan beri bir sürü sorunla karşılaşmış; düşmüş ve birçok yara almış olabilir. Karanlığın içine de doğsak, karanlığa sonradan maruz da kalsak her zaman içinden çıkabiliriz. Ben bunu öğrendim.

Çocukken umut etmeyi hiç bırakmamıştım. Her zaman her şeyin iyi olacağını ve hayatın bir yerinde benim de mutluluğu yakalacağımı söylemiştim kendime. Ama büyüdükçe içimdeki umut gittikçe azalmış, karanlık ise gittikçe artmıştı. Yolumu kaybetmiştim, yaşama arzumu kaybetmiştim. Ölmek istemiyordum ama keşke hiç doğmasaydım diyordum çoğu zaman.

Belki bu kadar korkak olmasam çok daha önceden tüm bu acıya son verebilirdim. Ama tam bir korkaktım ve hayatımın her anı inanılmaz bir acı çekmiştim. Önceden bu duruma lanet ederken şu an iyi ki diyordum, iyi ki korkaktım. İyi ki korkatım da yaşamaya devam etmiştim. Çünkü şu an hayatımın mutlu olduğum kısmındaydım.

Her şey yolunda diyemem, hiçbir zaman her şey yolunda olamaz zaten. Bazı zamanlar anılarımla savaşmam gerekiyordu, bazı zamanlar ise kendime sürekli bazı gerçekleri hatırlatmam gerekiyordu. Ama bu küçük, geçmişteki sorunlarımın yanında baya küçük kalıyor, sorunlarımın yanı sıra çok güzel bir hayatım vardı. Mutlu bir ilişkim, her şeyden çok sevdiğim abim; çok güzel giden arkadaşlıklarım -Junmyeon, Baekhyun, Matthew yani Bay Kim; iş arkadaşlarım Chanyeol, Kyungsoo, uzak bile olsak yokluğunu hiç hiasettirmeyen Luhan ve tabii ki her zaman en yakın arkadaşım olan Jongin- ve her yerini güzel anılarla doldurduğumuz bir evim vardı. Daha ne isteyebilirdim ki?

"Daldın yine." Yanağımda hissettiğim dudaklarla karşıya odaklanmış bakışlarımı yanımdaki bedene çevirdim. Haftalık geleneğe dönüşmüş toplu buluşmamızı bu sefer bizim evde yapıyorduk. Başta güzel bir yemek yemiştik, şimdi ise alkol eşliğinde monopoly oynuyorduk. Ben iflas edince oyuna odaklanmayı bırakmıştım, ve evet tek iflas eden bendim, lakin diğerleri aynı şevkle -herkes biraz sarhoş olduğu için büyük ihtimalle oyunu yanlış oynuyorlardı- oyuna devam ediyorlardı.

Her buluşmamızda olduğu gibi yine Baekhyun kız arkadaşı olmasına rağmen Chanyeol'le flörtleşiyor ve Kyungsoo'yu sinirlendiriyordu. Aslında bunu bilerek yapıyordu, Kyungsoo hâlâ hislerini kabul etmemişti ve Baekhyun -boş bir insan olduğu için- onları bir araya getirmeyi kendine görev bilmişti. Baek özellikle sevgilisi olduğunu Kyung'a söylemememizi istemişti, diğer türlü kıskanması çok mümkün değilmiş.

Junmyeon ve abim ise canım cicim aylarındalardı. Sevgililer gününde abim Jun'a çıkma teklifi etmişti, o zamandan beri ise beraberlerdi. Kelimenin tam anlamıyla iğrençti abimin bu hallerini görmek ama bu aramızda sır olarak kalsın çünkü ikisi adına çok mutluydum.

"Çok içtiğimden sanırım. Durgunlaştıyor alkol beni, biliyorsun." Kolumu beline dolayarak daha da yakınıma çektim. Hepimiz yere oturmuştuk ve diğerleri orta kısımda toplansalar da ben, sırtımı koltuğa yaslamış sessizce içiyordum. "Bana yardım etmeye ne dersin, iflas edeceğim sanırım." dedi kafamı boyun girintisine koyarken, uyku modundan çıkmamı istiyordu. "Ben yardım edersem kesinlikle iflas edersin." Sesim boğuk çıkmıştı ama ne dediğimi anlayıp güldü. "Sensiz de batacağım. Bari seninle olsun." Kıkırdadım boynuna doğru ve kafamı salladım onaylamak için. Ama yerimden kalkmak için herhangi bir hareket yapmadım.

"Sehun? Uyudun mu?" Kapanmaya hazır bekleyen gözlerim, rahatlatıcı sesini duyar duymaz kapandı. "Uyuma ama, daha gece çok uzun." Yeniden kafamı salladım. "Azıcık böyle kalayım, söz kalkacağım." dediğimde bedenime sardığı kollarını daha da sıktı, saçlarıma bir öpücük bırakıp mırıldandı. "Tamam, azıcık böyle kalalım."

love yourself | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin