k ı r k ü ç .

5.3K 511 952
                                    

birkaç hafta sonra

Bütün çete ve erkek arkadaşları Stray Kids deposunun önündeydi. Depo tıpkı Chan'ın evi gibi hiçliğin ortasına yerleştirilmişti, Jisung'un beklediğinden çok daha büyüktü. Üç arkadaşına baktı ve yüzlerinde aynı şaşkın ifadeyi gördü.

Minho, Jisung'un elini tuttu ve onu girişe doğru yürütmeye başladı. İçeri girdiklerinde Jisung, orada kaç kişi olduğuna şaşırdı. Sanki burası bir iş binası gibiydi ve Chan CEO'ydu. Dürüst olmak gerekirse o kadar da uzak değildi.

Chan yanından geçerken, herkes yaptığı işi bıraktı ve selam vererek eğildi. Tıpkı okuldaki gibiydi ama bu sefer Chan gülümserken gerçekten merhaba dedi. Herkes dört çocuğu üyelerle birlikte yürürken gördüğünde yüzleri şaşkınlık içinde kırıştı, ama sormadılar. On kişi asansöre bindi ve lider en son kata bastı. Asansör kapıları açıldığında Jisung, asansörün gözle görülür şekilde soğuduğunu fark etti. Asansör çocukları iki yanında metal kapılarla dolu bir koridora götürdü. Jisung'a bir hapishane ya da akıl hastanesini hatırlattı.

Çetenin WPQ0 üyelerini tuttuğu yer kesinlikle burasıydı.

Sonuna kadar yürümeye devam ettiler. Çift metal kapılar ve önlerinde iki bekçi vardı. Chan'a eğildiler ve kapıdan uzaklaştılar. Chan kapıyı açtı ve geri kalanlar arkasından takip ederek odanın içine girdi. 

Minho yürümeyi bıraktı, bu da Jisung'un kafa karışıklığıyla erkek arkadaşına dönmesine neden oldu, çete üyesi çocuğa gözlerinde endişeyle bakıyordu. "Oraya girmek istediğine en misin?" Minho usulca sordu. 

Jisung ona sıcak bir şekilde gülümsedi ve başını salladı, "Benimle olduğun sürece iyi olacağım." 

Minho herhangi bir şüphe ya da korku arayarak Jisung'un gözlerine baktı, ama hiçbir şey bulamayınca derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. 

Jisung gergin değilim dese yalan söylemiş olurdu. Onu iki gün rehin tutan ve ona işkence eden adamı görmek üzereydi, ancak Minho ona Moonjin'in tamamen bağlı olduğunu ve kurtulamayacağını söylemişti. Ayrıca odada Jisung'u güvende tutmak için beş çete üyesinin daha olacağı gerçeğini bilmek çok sakinleştiriciydi.

İçeri girdiğinde, odada dört muhafız olduğunu fark etti, ama gözüne Moonjin takıldı. Odanın ortasında metal bir sandalyede oturuyordu. Elleri ve ayak bilekleri, metal kelepçelerle sandalyenin kollarına ve bacaklarına sabitlenmişti. Fiziksel durumu kesinlikle korkunçtu. Minho onu kurtarmaya geldiğinde Jisung'un nasıl göründüğüne kıyasla çok daha kötü görünüyordu. Moonjin'in gözleri tamamen yaralanmıştı, biri şişmişti. Dudakları patlamıştı ve yüzü morlu siyahlı çürüklerle doluydu. Her tarafı kurumuş kanla kaplıydı ve saçları pek çok kez çekilmiş gibi görünüyordu. Sadece ona bakarak Jisung acıdan korktu, adam için neredeyse kötü hissedecekti. 

Moonjin, Jisung'un odaya girdiğini gördüğü anda sırıttı. "Oh hey Jisung, nasılsın? Daha fazlası için geri mi döndün? Uzak duramadın ha?" 

Herkes keskin bir nefes alırken Jisung hemen gerildi ve Minho bunu fark etti. Dövmek için Moonjin'e doğru yürümeye başladığında, içindeki lavın köpürmeye başladığını hissetti. Jisung fark etti ve anında elini göğsüne koyarak Minho'nun önünde durdu.

Minho erkek arkadaşına baktı ve gözleri hemen yumuşadı, "Sadece senden bir tepki almaya çalışıyor." dedi Jisung erkek arkadaşına. Moonjin bunu fark etti ve neredeyse alaycı bir şekilde gülmeye başladı, önünde Jisung durmasaydı, Minho şerefsizi bayıltırdı.

Öte yandan Seungmin, Moonjin'e karşı o kadar çok öfke ve saf nefret biriktirmişti ki, ondan gelen yorum ve kahkaha onu harekete geçirmek için gereken tek şeydi. Seungmin Hyunjin'in elini bıraktı ve piçin oturduğu yere doğru yürüdü. Moonjin ya da herhangi biri tepki verecek vakti bulamadan Seungmin yumruğunu geri çekti ve zaten mahvolmuş yanağına tam güçle salladı. Ani saldırıyla Moonjin gülmeyi kesti ve yerine bir homurtuyla inilti saldı.

His Scars || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin