o n d o k u z .

9.2K 794 2K
                                    

"Bu doğru değil." dedi arkalarından biri.

Dördü de çatı kapısına yaslanan kişiye doğru başlarını çevirdiler.

Jisung nefesini tuttu.

"Minho?"

"B-burada ne yapıyorsun?"

Minho dik durdu ve onlara doğru yürüdü. "Kafeteryada değildiniz, bu yüzden Hyunjin, Changbin ve ben üçünüzü aramak için ayrıldık. Bu arada Felix, Changbin'e mesaj atmalısın, seni arıyor ve ona Seungmin'in yanında olduğunu söyle çünkü Hyunjin de onu arıyor." Gözlerini Jisung'dan ayırmadan söyledi.

"Oh tamam." Felix telefonunu çıkardı ve Changbin'e mesaj attı. Seungmin ve Jeongin gizlice sırıttılar, Minho'nun bir şeyler yapmasını bekliyorlardı. Öte yandan Jisung, aşık olduğuğu çocuk söylediği şeyleri duyduğu için ortadan kaybolmak istiyordu.

Minho, Jisung'un bileğini kavradı, "Konuşmamız lazım." dedi diğerini kapıya sürüklerken.

Jisung sürüklenirken arkasına, arkadaşlarına baktı ve ve onlara paniklemiş bir bakış attı. Arkadaşlarının hepsi ona gülümsedi ve el salladılar.

Minho, Jisung'u boş bir sınıfa çekip kapıyı arkasından kapattı. Jisung yürüyüp bir masaya doğru yaslandı. Jisung kekelemeden önce birkaç saniye havayı tuhaf bir sessizlik doldurdu, "N-ne zamandır orada duruyordun?"

"Hakkımda düşündüğün şeyin gerçek olmadığını söyleyecek kadar uzun." dedi Minho yavaşça yürürken.

"Ne demek istiyorsun?" Önündeki kişiyle göz teması kuramayacak kadar utandığı için görüşünü yere sabitledi.

"Jisung bana bak."

Çocuk tereddüt etti, Minho'ya bakmak istemedi. Zaten istemeden de diğerine ifşa olduğu gerçeğinden son derece savunmasız hissediyordu. Minho'ya bakmayarak bir şekilde ortadan kaybolacağını düşünüyordu, ama aslında Minho'ya bakarsa, Jisung'un aşağılayıcı gerçekliğini teyit etmiş olurdu.

"Jisung." dedi yine çete üyesi ama daha kısa olan çocuk hâlâ yukarı bakmıyordu.

Jisung'un yakın zamanda başını kaldırmayacağını fark eden Minho, parmağını Jisung'un çenesinin altına koydu ve onu sonunda gözleriyle buluşmaya zorladı.

"Ben de senden hoşlanıyorum Han Jisung." Yüksek sesle ve net bir şekilde söyledi.

"Y-yalan söylemek zorunda değilsin. Bunu söylüyorsun çünkü benim için üzülüyorsun ya da başka bir şey. Aynı hissetmiyorsan sorun değil, sadece unutabiliriz." Jisung çenesini Minho'nun elinden çekti ve geriye baktı, ağırlığını masadan ayağa kaydırdı ve Minho'nun varlığından uzaklaştı.

Çete üyesi kaşlarını çattı ve hızla Jisung'u durdurarak kolunu yakaladı, ama diğeri ona dönmedi. "Jisung kes şunu, yalan söylemiyorum. Senden cidden hoşlanıyorum. Çetem dışında bana gerçekten değer veren tek kişisin. Ceza sırasında beni savunduğun zaman senin hakkında özel bir şeyler olduğunu biliyordum. İşte bu yüzden seni o çeteden kurtardım. Yardım için çığlık attığını duyduğumda senin sesin olduğunu biliyordum. Daha önce hiç hissetmediğim şeyleri bana hissettirdin ve korkmuştum."

Jisung arkasını dönüp diğerinin gözünde yalancılık belirtisi aramak için Minho ile yüz yüze geldi, ama Minho'nun gözleri yere odaklanmıştı, "Çeteye bundan bahsettim ve benimle çok dalga geçtiler, senden hoşlandığımı ve bu dünyada sonunda soğuk tavrımı eriten birisi olduğunu söylediler ama gözlerimi devirdim ve onları görmezden geldim." Minho itiraf etti.

His Scars || Minsungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن