d ö r t .

9.2K 1K 950
                                    

Jisung gülümsedi ve ardından üçü Jisung'u cezasının olacağı sınıfın kapısının önüne bıraktılar.

Büyük bir nefes bırakıp sınıfa girmeden önce birkaç saniye orada dikildi.

Jisung ilk önce çete üyesini sınıfın arka tarafında, elinde telefonuyla ayakları masanın üzerinde otururken fark etti. Sandalyesinde arkasına yaslanıyordu.

Jisung, Minho'nun gerçekten cezaya kalmasına şaşırmıştı. Minho, ortaokul ve lise hayatında birçok ceza almıştı. Yüzlerce ceza arasından belki en fazla on beş tanesine kalmıştır. Öyleyse neden bu cezaya gelmeye karar vermişti? Özellikle ceza almasına sebep olan adamla.

Minho telefonundan başını kaldırdı ve Jisung'un kapıda durduğunu gördü, telefonunda gezinmeye geri dönmeden önce üç saniye boyunca Jisung'a baktı. Bu kısa bakış Jisung'a hoşlanmadığı tuhaf bir his verdi.

Jisung hızla sınıfın ön taraflarında Minho'dan olabildiğince uzakta bir yere oturdu. Öğretmenin sınıfa girmesini beklerken sırt çantasını açtı ve ödevini çıkarıp yapmaya başladı.

Öğretmen geldi ve sınıfın önünde dikildi. Masasında otururken, "Cezaya hoş geldiniz çocuklar. Ödevinizi çıkarın ya da isterseniz kitap okuyun veya ders çalışın." dedi. Tam öğretmen sandalyeye oturduğu sırada telefonu çaldı. "Tamam" kapatmadan önce söylediği tek şey buydu.

"Pekâlâ çocuklar, bir şey çıktı ve gitmem gerekiyor ama bu paçayı sıyırdığınız anlamına gelmez. Siz ikiniz masaları temizlemelisiniz. Tüm sakızı masaların altından temizlediğinizden emin olun. Pazartesi sabahı geldiğimde bu sınıfı lekesiz görmek istiyorum. İşiniz bittiğinde gidebilirsiniz. Jisung kova ve bezlerin nerede olduğunu bildiğinden oldukça eminim, evet, iyi eğlenceler." dedi odadan çıkmadan önce.

'Kıçıma iyi eğlenceler.' diye düşündü Jisung kendi kendine. Masasından kalktı ve odadan çıktı. Jisung, soldan ikinci kapı olan ıvır zıvır dolabına doğru yürümeye devam etti. Kapıyı açtı ve çabucak birkaç bez, bir kova, kazıyıcı şeyler ve bir paspas aldı. Onları odaya geri sürükledi. Minho, Jisung odadan çıktığından beri hareket etmemişti.

'Masaları bir çete üyesiyle temizlemeliyim. Odada sadece ikimiz varız. Yüce isa neden ben? Neden o? Beni çok korkutuyor. Muhtemelen o temizlik bile yapmayacak ve hepsini kendi başıma yapmak zorunda kalacağım.' Jisung, ekipmanı yere koyarken gözlerini devirdi.

"Neden gözlerini deviriyorsun?" Minho bir paçavra kapmak için öne doğru giderken soğuk bir şekilde tersledi.

Jisung gözlerini kocaman açtı 'Siktir siktir siktir. Bunu nasıl gördü?', "Uh, şey b-bir sebebi yok." Jisung, kekelediği için yüzüne zihninden bir yumruk attı. Utançtan yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu, bu yüzden çabucak bir bez aldı, kovadaki sabunlu suya attı ve yüzünü Minho'dan gizlemek amacıyla masalardan birini temizlemek için döndü.

Minho alay etti ve içinde sabunlu su olan kovaya doğru yürüdü. Jisung, Minho'nun gerçekten masaları temizleyecek olmasına şaşkındı. Masaların altında sakız olmasının nedenlerinden biri muhtemelen bu adamdı. Muhtemelen kan haricinde hiçbir şey temizlememiş, hayatı boyunca bir temizlik malzemesine hiç dokunmamış olan adam, gerçekten masaları temizleyecekti.

Jisung, Minho'yu bezi kovaya batırırken ıslanmasın diye kollarını sıvarken yavaşça izledi. Büyük olan, bezi sudan çıkardı ve kovaya geri akmasını izleyerek bezdeki suyu yavaşça sıktı.

Minho'nun bilekleri Jisung'un dikkatini çekti. Bileklerinde bir şey olduğunu fark etti. Jisung neye baktığını gerçekten bilmiyordu ve daha iyi bakamadan Minho arkasını döndü.

Jisung hızla gözlerini masasına çevirdi ve temizlemeye devam etti. Minho'nun onu bakarken yakalamamasını umuyordu. Çete üyesi masalara doğru yürümeye başladı ve Jisung'un temizlediği masanın hemen yanında durdu.

'Odada 30 masa var ve cidden temizlediğim masanın yanındakini seçmek zorunda mıydı?' Jisung, kalp atışının sinirlerinden hızlanmaya başlarken düşündü.

Tüm zaman boyunca kimse bir şey söylemedi. Sessizce masaları temizlediler. Jisung bileklerini görmek için Minho'ya birkaç kez bakmaya çalıştı ama Minho'nun gömleğinin kolları bileklerini örtmek için aşağı düşmüştü.

-

Bir saat sonra Minho, odanın ön tarafındaki son masayı temizliyordu ve Jisung yeri paspaslamaya karar verdi.

"Bunu neden yaptın?" Minho, gözlerini temizlediği masadan ayırmadan sordu.

Ani soru Jisung'u hazırlıksız yakaladı. 'Benimle konuşmuyor değil mi?', "Neyi?" Kafası karışmış bir şekilde sordu. Jisung büyük olanın bir sonraki tepkisinden korkarak yeri daha yavaş bir hızda paspaslamaya başladı.

"Beni cezadan çıkarmaya çalıştın. Yani, açıkça ceza alacağını biliyordun, o halde neden umursadın?" Minho masaya yaslanırken soğuk bir şekilde sordu ve Jisung'un paspası yere doğru sürüklemesini seyretti. Jisung'a bunu yaptığı için neredeyse kızmış gibiydi.

Jisung, paspaslamayı bırakıp cevabını dikkatlice düşünürken kıpırdamadan durdu, yanlış bir şeyi söylemek istemiyordu. "Çünkü başta ceza almana sebep olan ben olduğum için sorumlu hissettim. Bu benim hatamdı, senin değil. Bu arada, burada sıkışıp kalmana neden olduğum için üzgünüm." Jisung son kısmı sessizce söyledi.

Minho sessiz kaldı. Jisung odanın önüne yürüdü ve paspası yerine koydu. Jisung arkasını dönüyorken, ayakkabısı ıslak zeminde kaydı ve düşmeye başladı. Her şey yavaş hareket ediyor gibiydi. Jisung hızla gözlerini kapadı ve sırtının zemine çarpmasına kendini hazırladı.

Ama çarptığını hissetmedi.

Bunun yerine, beline sıkıca sarılıp onu zeminin olduğu yönün tersine çeken kolları hissetti. Bu ani yön değişikliğini ve belindeki baskıyı hisseden Jisung, gözlerini açtı ve Minho'nun gözleri ile karşılaştı.

Minho Jisung'u kendisine yaklaştırdı. Jisung nefesini tuttu, Minho'nun gözlerinden uzağa bakamadı. Sonsuza kadar gözüken bir süre boyunca birbirlerine baktılar, ancak sadece 5 saniye sürmüştü. Sonunda gerçek hayata dönen Jisung, ne kadar yakın olduklarını fark etti ve gözleri büyüdü. Göz temasını keserken yüzünün ve kulaklarının yandığını hissedebiliyordu. Minho'yu kendisinden uzaklaştırmak üzereydi ama bunu yapamadan, Minho sordu:

"Kulakların neden bu kadar kırmızı?"

---

sonraki bölüm:
- sınırlarını aşıyor
- jisung evde yalnız olduğunu sandı

His Scars || MinsungWhere stories live. Discover now