b i r .

14.7K 1.1K 1.3K
                                    

Jisung'un yatak odasının kapısı açıldı, "Jisung götünü kaldır! Okulun ilk gününde geç kalacaksın!" Jisung'un abisi, Younghyun namı diğer Brian bağırdı.

"Ugh, beş dakika daha." Jisung pozisyonunu bozmadan sızlandı.

"Üç saniye veriyorum." Sinir bozucu ses tekrar söyledi.

Jisung hâlâ bir kas bile oynatmadan cevap olarak sadece inledi.

"Bir... İki... Üç!"

Jisung istifini bozmadı, neredeyse tekrar uykuya dalıyordu.

"Peki. Sen istedin."

Genç olan oğlan kafasında bir şeyin kırıldığını hissetti ve ardından yüzünden aşağı yapışkan bir madde düştü. Anında rahat pozisyonundan kalktı ve gözlerinden yapışkan maddeyi sildi. Jisung ellerine baktı ve sarı renkli artıkları gördü. Yatağın hemen yanında ellerinde yumurta paketiyle dikilen abisine dik dik baktı. Brian Jisung'a kendinden memnun bir bakış attı.

"Ne oluyor be? Bu bir yumurta mı?" Jisung kabuk kafasından düşüp yatağına konduğunda sıktığı dişleri arasından söyledi.

"Sana kalkmanı söylemiştim." Brian'ın omuzlarını silkerek söylediği tek şey buydu.

Hızlı bir hareketle Jisung yumurta paketini alarak açtı. Abisine atmak için bir yumurta aradı ama pakette yumurta kalmadığını fark etti.

Brian küçük kardeşine gülmeye başladı. "Ha sürtük! Bana fırlatabileceğin yumurta kalmadı."

Bunun yerine, Jisung, yatağındaki kabuğa ulaşırken yumurta paketini odadan kaçan abisine fırlattı.

"Son yumurtayı yüzümde mi harcadın!? Kahvaltıda onu yiyebilirdim!" Abisinin onu duyabilmesi için bağırdı.

"Sen kahvaltı bile yapmazsın!" Brian geri bağırdı.

Jisung yatağından kalkıp banyoya yürürken iç çekti. Aynaya baktı ve kendisinden korktu. Gözlerini zor açıyordu ama yine de iğrenç gözüktüğünü görebiliyordu. Saçları yumurtanın kırıldığı kısım hariç neredeyse denizkestanesi gibi her yöne fırlamıştı. Şişmiş gözlerinden akan yumurta ve gözlerinin altında fark edilir torbalar vardı.

Kendisine daha fazla bakmak istemeyerek yumurtayı temizlemek için yıkandı. Dişlerini fırçaladı ve yüzünü yıkadı. Banyoda işini bitirdikten sonra okul üniformasını giymek için odasına döndü. Saçını düzeltti ve abisiyle ablasının masada oturup yulaf ezmesi yediği alt kata indi.

"Hey Jihyo noona." Jisung parlak bir şekilde gülümsedi.

Kız kafasını kaldırdı ve kendisine yürüyen küçük kardeşini gördü. "Hey Jisungie." Jisung ablasının yanına otururken gülümsedi. "Yumurtamız bitti ama yulaf ezmesi yaptım. Biraz ister misin?" Yumurtadan bahsetmesi Brian'ın kahkaha atmasına ve Jisung'un kafasını ona çevirerek kötü kötü bakmasına sebep oldu.

"Hayır sorun değil. Gitmem lazım yoksa okula geç kalacağım. Görüşürüz noona!" Jisung ayağa kalkarken ve çantasını omzuna asarken söyledi, hızlıca kapıya yürüdü. Sonradan gelecek şeyi biliyordu ve ablası konuşmadan önce gitmek istedi, ama tabi ki çok yavaştı.

"Jisung, kahvaltı önemli. En azından granola çubuğu al. "

Jisung arkasına döndü ve sızlandı. "Noona, ben asla kahvaltı yapmam ve sen bunu biliyorsun."

"Evet biliyorum ve neden anlamıyorum." Jihyo ona granola çubuğu fırlattı.

"Çünkü aç değilim." Jisung çubuğu yakalarken kendi kendine mırıldandı ve iç çekti. "Görüşürüz noona." Daha sesli söyledi.

"Hey! Bana görüşürüz demeyecek misin?" Brian bir kaşını kaldırarak sordu.

"Oh üzgünüm, ne dedin? Seni duyamadım?" Jisung hızlı bir şekilde kapıdan çıkıp abisi bir şey demeden önce kapatırken cevap verdi.

Jisung garaj yoluna yürüdü ve kapıyı açtı. Yol kenarından devam etti ve okula doğru yürürken birisinin arkasından bağırdığını duydu. "Hey Jisung!"

İsmi geçen çocuk hemen arkasına döndü ve kim olduğunu gördükten sonra gülümsedi. "Felix! Okulun ilk gününe hazır mısın?" Avustralyalı arkadaşının ona yetişmesini beklerken sordu.

"Hayır, bugün cuma. Cuma günü kimin okulunun ilk günü olur? Tabi ki bizim okul bölgemizin. Bölge 9 leş. Neden Bölge 7'de veya başka bir yerde olamıyoruz? Okulu pazartesiye kadar açmadılar. Okula gitmek yerine daha iyi şeyler yapıyor olabilirdim." Jisung'a yetişirken buruk bir şekilde boş boş konuştu.

Jisung ona kaşını kaldırdı. "Öyle mi? Senin hayatın yok Felix, okuldan daha iyi ne yapıyor olabilirdin?"

"Sadece nefes aldım ve bana şimdiden hakaret ettin. Senin de hayatın yok." Felix cevap verdi. "Ve uyuyor olabilirdim."

"Tüm yaz boyunca uyudun. Bence yeterince uykunu aldın! Ayrıca okul o kadar kötü değil." dedi Jisung.

Felix dalga geçti, "Dedi Bay Okulun En Zekisi Benim."

Jisung gözlerini devirdi, "Konuşma bile. Seungmin'in hemen altında, okulda en zeki üçüncü kişisin."

"Ugh, hatırlatma. Seungmin beni zar zor yenerken benden daha zekiymiş gibi davranıyor." Homurdandı. "Bu yıl hedefim birinci olarak senin ve onun canınıza okumak." Okulun geri kalan yolunu yürümeden önce söyledi.

"RÜYANDA YONGBOK!" Felix'in duyduğundan emin olmak için bağırdı. Felix lisenin kapısından girerken Jisung'a el hareketi çekti. 'Neden onunla arkadaşım?' Jisung okula girerken düşündü.

Jisung Felix'i Seungmin ile sınıfa yürürken gördü, onlara koştu ve birlikte sınıfa girdiler.

Üç çocuk sınıfa girdiğinde, Jisung sınıfta hanüz çok kişi olmadığını fark etti. Kendi küçük arkadaş gruplarıyla oturan birkaç kişi vardı.

Oturma planı ayarlı ve yeterince komikti, Jisung'un arkasına Seungmin, sol tarafına Felix oturdu. Ayarlı yerlerine oturduktan sonra, Jisung ve Felix konuşabilmek için Seungmin'e yüzlerini döndüler.

"Bizim sınıfımızda olacaklarını düşünüyor musunuz?" Seungmin kafası karışmış olan Felix ve Jisung'a sordu.

"Kim?" Felix sordu.

"Kimin hakkında konuştuğumu biliyorsunuz." Seungmin onlara bakış attı.

Sonunda Seungmin'in kimden bahsettiğini anlayan Jisung cevapladı, "Yani, belki birisi? Kesinlikle üçü değil. Bu asla olmaz."

"Oh tanrım. Umarım üçü değildir. Bu cehennem olurdu. Bacağımı satmayı tercih ederim." dedi Felix.

Hemen sonra öğretmen kapıdan girdi ve sesli bir şekilde açıkladı. "Merhaba sınıf, bu yıl öğretmeniniz ben olacağım. Lütfen bana Bay Park diyin. Güne tarihle başlayacağız."

Felix ve Jisung ders başladığında önlerine döndüler. Jisung akıllı öğrenci olduğu için hemen not almaya başladı.

Birkaç dakika sonra herkes kapının açıldığını duydu. Sonra fısıltılar gelmeye başladı. Jisung kimin geç geldiğini görmek için kafasını defterinden kaldırdı ve sınıfın önünde duran üç çocuğu gördü. Nefesi tekledi ve gözleri genişçe açıldı. Herkesin neden fısıldadığını anladı.

Jisung kendisiyle aynı ifadeye sahip olan Felix'e baktı. "Olamaz." Felix fısıldadı.

Jisung ve Felix Seungmin'e dönüp göz teması kurdular. Seungmin sessizce ikisine fısıldadı, "Ne oluyor ağzına sıçayım? Bu gerçek olamaz."

---

sonraki bölüm:
-nereye oturdular???

His Scars || MinsungTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang