i k i .

11.8K 1K 1.6K
                                    

Jisung ve Felix Seungmin'e dönüp göz teması kurdular. Seungmin sessizce ikisine fısıldadı, "Ne oluyor ağzına sıçayım? Bu gerçek olamaz."

Lee Minho, Seo Changbin ve Hwang Hyunjin sınıfın önünde duruyorlardı. Üç oğlan diğer iki arkadaşı Bang Chan ve Park Woojin ile okulun en popüleriydi. Beş oğlan okulu parmağının etrafında çeviriyorlardı. Stray Kids isimli çetedelerdi ve Chan çetenin liderleriydi. Kore'deki en güçlü ve en tehlikeli çete oldukları için Seul'da iyi tanınıyordu. Stray Kids birçok üyeyi içeriyordu ancak bu beş çocuk çetenin başlıca üyeleriydi.

Okulda herhangi birine sorarsanız, hepsi bu beş çocuğun okulun en çekicileri olduğuna katılırdı. Stray Kids epey göz korkutucudur ve herkes onlarla uğraşmaması gerektiğini bilirdi. Ellerindeki yaralar onlara bulaşmaman gerektiğini söyler. Eğer onları sınarsan, sana yumruk atmakta tereddüt etmezlerdi, özellikle Lee Minho.

"Sonunda bize katılmanız hoş Minho, Changbin, Hyunjin." dedi Bay Park sert bir biçimde.

"Üzgünüz Bay Park." Minho gözlerini devirirken ve Hyunjin öğretmene bariz sahte bir gülüş sunarken özür diledi Changbin, ciddi değildi.

Öğretmen memnun olmadı. "Size ceza vermeden önce yerinize geçin. Minho Jisung'un yanına geç. Hyunjin ve Changbin Seungmin'in yanına oturun. Minho'nun arkasına Hyunjin ve Felix'in arkasına Changbin."

Jisung, Felix ve Seungmin öğretmenin ağzından çıkanlara inanamadı. İsimlerinin söylendiği an, üçünün de gözleri ve ağızları olabildiğince açıldı. 'Bu üç çete üyesinin yanına oturmamızın imkanı yok.' diye düşündü Jisung.

"Jisung, Felix ve Seungmin lütfen elinizi kaldırın." Bay Park devam etti.

Öğretmenin sesi üçünü gerçekliğe döndürdü. Hemen ağızlarını kapattılar ve yavaşça ellerini kaldırdılar. Sınıftaki herhangi biriyle göz temasından kaçınmaya çalıştılar ama herkesin gözü arkada oturan üç çocuğa sabitlendiği için bu zordu.

Jisung öğretmenlerin sorduğu sorulara cevap vermek için elini sık sık kaldırdığı için genelde herkesin ona bakmasına alışkındı, ama bazı bariz sebeplerden dolayı, şimdi üzerindeki bakışlardan rahatsızdı.

Minho'nun gözleri sağ tarafta, arka cama yakın yerde oturan Jisung'u bulana kadar sınıfı taradı. Ona doğru yürümeye başladı ve Jisung pantolonuna işeyeceğine yemin edebilirdi.

Hyunjin ve Changbin de sınıfın arka tarafına doğru yürüyen Minho'nun arkasından yavaşça bacaklarını oynatmaya başladılar.

Öğretmen tarih dersiyle devam etti ve Jisung neredeyse uyuyakalacaktı. Tarih dersini çok sevdiği söylenemezdi, çünkü savaşları falan kim umursardı. Ama yine de, sınavlarda birinci olmayı başarıyordu.

Üçüncü dersten sonra öğle yemeği vaktiydi. Jisung, Seungmin ve Felix, bir yaş küçük olan diğer arkadaşları Jeongin ile birlikte bir masaya oturdular.

Felix bozmadan önce garip bir sessizlik içerisinde oturdular. (ÇN: like awkward silence~~)

"Yani... Minho, Changbin ve Hyunjin yıl boyunca bizim sınıftalar. Bu ilginç olmalı." dedi Felix sandviçinden ısırık alırken.

Bunu duyduktan sonra, Jeongin neredeyse yemeğinde boğuluyordu. "Üçü de sizin sınıfta mı!?"

"Evet." dedi Seungmin. "Ne tuhaf, değil mi?"

Jisung peynirli kekinden bir ısırık aldı. "Yani, o kadar kötü değildir, değil mi? Onlar orada değilmiş gibi davranabiliriz." Jisung kendini ikna etmeye çalışarak son kısmı sessizce söyledi.

His Scars || MinsungWhere stories live. Discover now