Mazerun Yokken

10.8K 405 170
                                    

    Mazerun neredeyse bir haftadır beni korumak için evimde kalıyordu. Bizi rahatsız etmemek için bana ve ev halkına kendini göstermeden salonda duruyordu. Kafamdaki karmaşaya rağmen içimde bir yerlerde onun yanımda olması beni çok rahatlatıyordu. Yine de tüm gerçekleri öğrenmeye kararlıydım. Ömrüm boyunca çevremdeki herkes bir şekilde beni kandırmaya çalışmıştı. Ben artık Mazerun'la ilgili tüm gerçekleri öğrenmeli ve onunla ilgili kararlarımı gerçekleri bilerek vermeliydim. Bir daha asla kandırılmak istemiyordum.

     Turgay beyin dersinin olduğu gün Mazerun'u Sedef'le vakit geçirmesi için ikna ettim. O, öteki âlemdeyken ben de araştırmama devam edebilirdim.

     Derslerim bittiğinde Turgay beyin odasına gittim.

      Turgay bey:
     "Hoşgeldin Duygu, kuzenime arşivini kullanmak istediğimizi söylemiştim. Bir problem olmayacağını ve odasına gelebileceğimizi söyledi. Derslerin bittiyse gidebiliriz. " dedi.

    "Çok teşekkür ederim öğretmenim, bu yardımınız benim için çok değerli. Derslerim bitti, gidebiliriz."diye söyledim.

      Turgay beyle beraber kuzeni Engin beyin odasına gittik. Odada o kadar çok kitap vardı ki sanki kütüphanenin bir bölümüne girmiş gibi hissetmiştim. Turgay bey hemen cinlerle ilgili bölümü bularak araştırma yapmam için beni yönlendirdi. O da eline diğer âlemlerle ilgili bir kitap alarak benimle beraber araştırmaya başladı. Dersleri bitince Engin bey odaya gelmişti. Araştırmaya o kadar çok kendimizi kaptırmışız ki onun geldiğinin bile yanımıza oturana kadar farkına varamamıştık.

       Engin bey "Neyi araştırıyorsunuz bakalım bu kadar? Benim gelişimi bile masaya oturana kadar farketmediniz. Cinler ilgili olduğunu biliyorum. Tam olarak konu nedir?"dedi.

       Turgay bey "Duygu benim en sevdiğim öğrencilerimden biridir Engin. Onun araştırdığı konuyu duyunca tam senlik bir konu olduğunu düşündüm ve direk sana getirdim. O kadar meraklısınki cinler âlemine, elindeki arşivlerden faydalanmak istedik kuzen." dedi gülümseyerek.

       "Duygu, tanıştığımıza memnun oldum. Hangi konuyu araştırıyorsunuz? Yardımcı olmak isterim."dedi Engin bey.

         "Ben de memnun oldum öğretmenim. Cinler ilgili bazı bilgileri öğrenmem gerekiyor. İzninizle kitaplarınızdan yararlanmak istiyorum." dedim.

        Aslında Engin beye öğretmenim derken biraz zorlanmıştım. Turgay beyin kuzeni olmasına rağmen çok genç görünüyordu. Dışarıda görsem bizden bir öğrenci sanırdım onu. Büyük ihtimalle yeni öğretim görevlisi olmuştu. Meraklı bakışlarımın farkına varmış olacaktı ki hemen cevap verdi.

         "Çok şaşırmış olmalısın Duygu. Ben görevime yeni başladım bu sene. Daha ilk senem olduğu için inan öğrencilerim bile öğretmenim derken farkında olmadan sırıtıyorlar. Onun için lütfen çekinme. Benimleyken rahat ol."dedi Engin bey.

       "Çok teşekkür ederim öğretmenim. Aslında cinler ve insanlar arasındaki evliliklerde ilgili birşeyler bulmaya çalışıyordum. Bir de bazı işaretler ve anlamlarını merak ediyorum. "dedim.

       "Peki neden bunları araştırıyorsun? Sormamda sakınca yoktur umarım. Özel bir sebebin var mı?"dedi Engin bey.

       Nedendir bilmiyorum onun yanında kendimi çok rahat hissetmiştim. Ağzımdan kelimeler çıkıverdi:

       "Öğretmenim, bir cinle bir insan evlendiğinde o evlilik bozulabilir mi?
Bir insanı bir cinden nasıl koruyabiliriz? O cine de zarar vermeden nasıl uzak tutabiliriz? Size sadece şunu söyleyebilirim. Bunu hiçbirsey bilmeden bir cinle evlenmiş ama gerçekten evli olmayan birisi için soruyorum." dedim.

       "Galiba böyle evlilikler hakkında birşeyler duymuştum. Ayrılma bildiğim kadarıyla Kur'an okuyarak musallat olan o cini yakmaktan geçiyor, o cine zarar vermeden ayrılık olmaz diye biliyorum."dedi Engin bey.

        Duyduklarım karşısında dehşet içinde kalmıştım. Yani Mazerun'la ayrılmak istersem tek çarem onu yakmaktı. Mazerun'la ilgili ne öğrenirsem öğreneyim, bu çok korkunç bir son olurdu. Başka bir seçenek daha olmalıydı. Ben benim için iki âlemi de karşısına almış ve beni o kadar çok seven birine asla bunu yapamazdım.

       "Cin zarar görmeden evliliğe son verilemez mi? Ya o cin çok iyi biriyse?"dedim.

        Turgay bey ve Engin bey gülümseyerek birbirlerine baktılar. Turgay bey:

        "Duygu, bir cin nasıl biri olursa olsun bir insanı severse ona kendini sevdirmek için birçok hileye başvurur. Kendini çok iyi biri gibi gösterir. Ve o insanı kendine bağımlı hale getirir. Biz Engin'le bunun en yakın şahitleriyiz."dedi.

       "Nasıl yani öğretmenim, sizlerden birine cin mi musallat oldu?"dedim şaşırarak.

         "Sen tüm gerçekleri söylersen ben de kendi ailemle ilgili gerçekleri söylerim Duygu. Bu cin kime musallat oldu? Sadece gerçeği söyle. Buradan asla laf çıkmaz. Biz de ailemizin içinde bazı şeyler yaşadık cinler ilgili."dedi Engin bey.

        Gözlerim dolu dolu olmuştu. Hayatımda ilk defa benim ne yaşadığımı kendi ailesi de yaşadığı için bilen birileri bana yardımcı olmaya çalışıyordu.

       "Aslında herşey ben çok küçükken başlamıştı..."diyerek hiçbir ayrıntıyı atlamadan tüm hikayemi onlara anlattım. Hem büyük bir heyecan hem de üzüntü vardı ikisinin de gözlerinde. Kendimi bu iki insana açarak herşeyimi anlatmıştım. Pişman mıydım? Asla pişman değildim.

      "Şimdi de sizin yaşadıklarınızı dinlemek isterim öğretmenim. "dedim Engin beye.

       "Benim yaşadıklarım senin yaşadıklarına o kadar yakın ki Duygu. Seni daha ilk gördüğümde aramızda bir bağ olduğunu hissetmiştim. Ben küçükken kız kardeşim Derya çok rahatsızlanmıştı, sürekli bayılıyor ve sinir krizi geçiriyordu. Gitmediğimiz hastane görmediğimiz doktor kalmamıştı. Annem üzüntüden delirmek üzereydi. Denemekten birşey olmaz diyerek annem Derya'yı iyileştirsin diye bir hocaya götürdü. Sonrasında kardeşimin hastalığı hızlıca gerilemeye başladı. Biz herşey yolunda gidiyor diye düşünürken evde çok garip olaylar yaşamaya başladık. Ve bu olaylar senin yaşadıklarına çok benziyor Duygu." diyerek konuşmasına devam etti:

       "Hocaya gittikten sonra bir kaç gün sonra kız kardeşimle odamızda oyun oynuyorduk. İki tane sandalyeyi karşılıklı yerleştirip üstüne örtü örtüp çadır yapmıştık. Annemiz bize yiyecek birseyler hazırlıyordu. Ben de oyuncak arabalarımı çadıra getiriyordum. O esnada birden Derya'nın gözlerini simsiyah olmuştu. O an o kadar çok korkmuştumki anne diye bağırmak istiyordum ama bir türlü olmuyordu. Ben konuşmaya çalıştıkça Derya benim yüzüme doğru yaklaşıyordu. Yüzüme iyice yaklaşıp "Artık zaman yaklaşıyor. Bekleyin, sizin için geleceğim."dedi. Sonra gözleri normale döndü ve bir anda yere yığılarak bayıldı. Bu o cinle ilk karşılaşmamdı."dedi Engin bey.

       "Öğretmenim bir de benim çok merak ettiğim birşey var,cinler aynalardan
neden bu kadar çok korkuyorlar?"
dedim.

     "Tam bilmiyorum ama aynalar bilinmeyen ve en derinde kalmış gerçekleri yansıtır derler metafizikte, bir şekilde ruha açılan pencere olarak görülürler eski insanlar tarafından. Eskiden insanlar bu varlıklardan korunmak için yanlarında ufak aynalar taşırlarmış. Çünkü ayna herşeyin gerçekte nasıl göründüğünü ve o varlığın niyetinin ne olduğunu gösterirmiş insanlara. Hatta bir insan kendine bir aynada çok uzun süre bakarsa bazı varlıkların dikkatini çekebilirmiş eski insanlara göre. Tabi bunların hepsi kitaplarda yazan varsayımsal bilgiler. Ne kadar gerçek olduğunu bilemiyorum Duygu."dedi Engin bey.

       Bir anda aklım başıma gelmiş gibi hissetmiştim. Yani ben Mazerun'a bir şekilde aynadan bakmayı başarırsam onun öğrenmemi hiç istemediği şeyleri öğrenecektim. Neyi göreceğimden o kadar çok korkuyordu ki? Demekki onun için Sedeflerin evinde hiç ayna yoktu. Zaten gelebileceğim en son noktaya gelmiştim. Bir Marid prensiyle evlilik yapmıştım. Bundan daha ötesinin olması imkansızdı. Şimdi ise yaşadığım herşeyin ve herkesin gerçekte nasıl olduğunu öğrenme zamanıydı. Mazerun ve Sedef'in gerçek niyetlerini bilmeli ve yolumu ona göre çizmeliydim. Ben cinlerle evlilik yapıp acı çeken öteki insanlar gibi, cinler âlemine kendimi kaptırıp günden güne yok olarak, karanlığa gömülüp bu dünyadan soyutlanmak istemiyordum, güçlü olup ailemi ve kendimi korumalıydım...

Lanetli Aşk Cinin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin