Lanetli Aşk Cinin Aşkı

O Gün

        Şimdi bana hayatında hangi dönemini değiştirmek isterdin deseler kesinlikle o dönemimi derdim. Öyle bir çıkmazın içine girmek üzereydim ki kalbim ikiye bölünmüş ve hayatım bu âlemle öbür âlem arasında kalmış bir şekilde hayat merdiveninden çıkmaya çalışıyordum. Her adımımda ayağımı kaydıran engeller beni o merdivene çıkmaktan soğutuyordu. Uzun süredir kabuslardan uzak kalmıştım ama o günden sonra yavaş yavaş korkunç seyler görmeye başlayacaktım. Ve malesef gördüklerim sadece kabuslardan ibaret değildi.

        Mazerun Engin'in bana olan ilgisini anladığı halde bir süredir fazla olay çıkarmamıştı. Sanki aklı başka bir yerde ve birşeylerden korkuyor gibiydi. Hep yanımda durmak istese de babasından dolayı bu ara sürekli öteki âleme gitmeye başlamıştı. Giderken de bana korumasını bırakıyordu. Biri tarafından sürekli takip edilmeyi hiç sevmiyordum. Ama Mazerun bu ara cinler âleminin çok karışık olduğunu ve bana en ufak bir zarar gelmemesi için elinden gelen herşeyi yapacağını söylemişti.
    
        Okula gittiğimde Engin'in sınıfın kapısının önünde beni beklediğini görmüştüm. İstemsizce gülümseyip:

        "Merhaba Engin, Turgay öğretmeni mi bekliyorsun?"dedim.

         "Merhaba Duygu, seni bekliyordum. Seninle çok önemli bir konuda konuşmalıyım."dedi.

          Aslında içim bir anda nedensiz yere çok huzursuz olmuştu. Normalde Engin bu şekilde sınıf kapısında beni beklemez ve konuşurken bu kadar çok gülümsemezdi. Biraz tuhaf bir andı. Odasına gideceğini ve beni orada beklediğini söyleyip gitti. Biraz sonra Turgay beyi görmüştüm. Az önce Engin'le konuştuğumu söylediğimde Turgay bey çok şaşırmıştı. Endişeli gözlerle bana bakıp:

       "Duygu, Engin dünden beri biraz rahatsızdı,evde dinleniyor. Bugün okula hiç gelmedi."dedi.

        Benim o an korkudan kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu ve  içim iyice ürpermişti. Az önce gördüğüm kişi Engin değilse kimdi? Ve benden ne istiyordu? Kısa bir süre sonra tüm cesaretimi toplayıp Turgay beyden izin isteyerek edebiyat bölümündeki Engin'in odasına doğru yol aldım. İster deli cesareti diyin ister aptallık ama ne olduğu belli olmayan olaylardan o kadar çok yorulmuştum ki o an benden ne istediklerini öğrenmek istedim. Engin'in kapısının önüne geldiğimde kapının kilitli olduğunu görmüştüm. Tam kapıdan geri dönüyordum ki karşımda Engin silüetine bürünmüş o kişi vardı.

         "Benden ne istiyorsun, senin Engin olmadığını biliyorum. Niçin benle konuşmak istiyorsun? "dedim içimdeki büyük korkuyla.

          "Mazerun'un gelini, bu âleme seni yakından görmek için geldim. Mazerun'u bu hale getiren insanı merak ettim. Prensimiz gerçekten de çok güzel bir seçim yapmış. Keşke Sedef de Mazerun tarafından esir edilmeseydi de burada olsaydı. "  diyerek yüzüme dokunmaya çalıştı. O anda Mazerun'u yüksek sesle çağırıp ondan yardım istedim. Mazerun'un koruması bir anda ortaya çıkıp karşımdaki kişiyi engellemeye çalıştı ama beni en çok şaşırtan o değildi. Mazerun hemen arkasından oraya gelmişti. Bana bakıp:

       "Duygu, El Asmâri sana birsey yaptı mı? Aşkım iyi misin?"dedi.

         "Hayır hiçbirşey yapmadı, onun Engin olmadığını öğrendiğimde hemen seni çağırdım Mazerun."dedim. Tüm yaşananlara rağmen duyduğum aşkım kelimesi beni utancımdan kıpkırmızı bir hale getirmişti.
  
        Mazerunun gözlerinden sanki ateşler çıkıyordu. Çok sinirlenmiş ve aşırı endişelenmiş bir şekilde öbür cinin yakasını kavrayıp büyük bir yumruk attı. Az önce ahkâm kesen El Asmâri şimdi korkuyla yere serilmiş bir şekilde prensine bakıyordu. Mazerun beni korumasına emanet edip El Asmâri'yi alıp öbür âleme gitmişti. O an Mazerun'un benimle hiç konuşmayan korumasıyla başbaşa kalmıştım. Ona:
 
       "Sedef neden bu âleme gelmiyor?Mazerun'la aralarında bir problem mi var?"dedim.

        "Sedef büyük bir suç işledi. Prensimiz onu bu âleme uzun süre getirmeyecek.  Boşuna beklemeyin. "dedi koruma soğuk bir şekilde.

         Dersler bitince başıma daha neler geleceğini bilmeden Turgay beyden izin alarak Engin'in adresini isteyip evine doğru yol almıştım. Engin hasta olmuş evinde tek başına kalıyordu. Onun bana yaptığı bu kadar çok iyilikten sonra onu iyileştirecek birşeyler yapmak istemiştim. Ama aklım o cinin Sedef'le ilgili söylediklerinde kalmıştı. Herşeye rağmen benim de bir hayatım vardı ve ne yaşarsam yaşayayım gerçek hayatımı da yaşamalıydım....