7. Bölüm : Varsın olsun

648 84 25
                                    

Dediklerimden sonra boğazını temizledi. Bir kaç saniye düşünüyormuş gibi gözüktükten sonda konuştu. "Gözünde beni bu kadar büyütmemelisin."

"Neden?"

Elleriyle oynarken "İkimizin de çıkamayacağı bir yola girmek istediğini sanmıyorum. Beni sadece sana yardımcı olmaya çalışan biri gör." Dedi.

"Denedim ama olmuyor. Gözlerim nereye baksa ilk andan beri seni arıyor." Yalan da değildi. Bütün bir hafta boyunca her fakülteyi gezmiş ama ondan bir iz bile bulamamıştım. Oysaki bana en yakın fakültede olacağı hiç aklıma gelmemişti.

Dudaklarını yalayıp gözlerini yine bana çıkardı. Kendi kendine bir şeyler mırıldandıktan sonra konuyu değiştirdi. "Seni neden buraya çağırdığımı merak ediyor olmalısın."

Kaşlarım çatıldı. "Seni izlemem için değil miydi?"

Kafasını iki yana salladı. "Hayır. Farklı bir şey içindi." Elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Birlikte sahneye çıktık. "Sesini ilk duyduğumda çok rahatlatıcı gelmişti. Bütün gün boyunca senin sesini dinleyebileceğimi düşünmüştüm hatta. İlk karşılaşmamızdan sonra ben de seni Konservatuarda aradım. Şarkı söylerken seni duymak istiyordum ve Konservatuarda olduğuna o kadar emindim ki... Her neyse, bugün seninle birlikte şarkı söyleyeceğiz."

Beni aramasına mı yoksa şarkı söyleyeceğimize mi şaşırmalıydım? Hoparlörlere bağlı bilgisayara yaklaştık. Bir kaç şarkının enstrümantal hali karşımda duruyordu şimdi. "İstediğini seçebilirsin ya da istersen ben seçeyim. Sözler konusunda yardımcı olurum."

"Olur." Dediğimde direkt bir şarkıya yöneldi. Gaho'nun Start şarkısını açtığında "Ben bu şarkıyı biliyorum." Dedim usulca.

Gülümseyerek "Sevindim." Dediğinde gerçekten sevinip sevinmediğini düşünmeye başladım. Yüzüne bakıp anlayamayacağımı fark ettiğimde "Gerçekten sevindin mi?" Diye sordum. Sonrasında hemen pişman olmuştum tabi. Hangi aptal böyle sorular sorardı ki?

Kıkırdadı ve elindeki mikrafonu bana uzattı. "Tabiki sevindim. Eğer bu şarkıyı biliyorsan ve dinliyorsan o şarkıda senden küçük izler vardır. Annem bana eğer bir şarkıyı çok seviyorsan o şarkı seni anlatır derdi. Senin sevdiğin şarkıyı da bulacağız bir gün."

Kafamı sallayıp elindeki mikrafonu aldım. Sahnenin ortasına ilerlerken o da hemen karşımdaki koltuklara koşturdu. Şarkı başladığında önümdeki küçük ekran da aydınladı. Ekranda sözlerin yazdığını fark ettiğimde gözlerim Hyunjin'e kaydı. Gözünü kırptığında gülümsememi bastırıp şarkıya başladım.

Yeni bir başlangıç her zaman heyecan vericidir
Her şeyin üstesinden gelebilirmişsin gibi hissettirir
Zamanı kovalayan akrep gibi, ilerlemeye devam etmek istiyorum
Çizilen çizginin ötesine geçip hayatla yüzleş
Bazen orada çizgiyi geçmemeni söyleyen tabelalar olacak

O an Hyunjin'in bu şarkıyı neden seçtiğini anlamıştım. Belki de anlamamıştım fakat öyle hissediyordum. Bana asla durmamamı söylüyordu. Sanki duygularımı kazanmamı benden daha çok istiyordu.

Gökyüzüne uçabilirim, asla kalmayacağım
Yorgunluktan baygın düşene kadar
Her ne sebeple olursa olsun
Her ne mazeretle olursa olsun
Tam da şimdi cesaretlenmeye ihtiyacım var

Gözleri bu sefer her zamankinden farklı parlıyordu sanki. Gözlerimin oraya dalmasına engel olamıyordum. Sonunda şarkı söylemeyi de unutmuştum zaten. Öylece bakışmaktan başka bir şey yapmıyorduk.

Ayağa kalktığında bile ona bakmayı kesmemiştim. "Cesarete ihtiyacım olduğunu şu ana kadar hiç düşünmemiştim. Peki bana o cesareti verecek misin?" Kelimeler istemsizce dökülmüştü dudaklarımdan. Ne düşündüğümü ben de bilmiyordum. Her zaman söylediğim gibi onun yanında iken beynim çalışmayı bırakıyor kalbim ne isterse onu yapıyordu. Hissediyordum. Onunlayken hiç hissedemediğim şeyleri hissediyordum.

Yere oturup bacaklarımı boşluğa doğru sarkıttım. O da tam karşıma gelmişti şimdi. "Eğer gerçekten istiyorsan neden olmasın?"

Yüzümde bir tebessüm oluşurken kendimi tutmadım ve belirmesine izin verdim. Gülümsememin üstüne o da daha çok gülümsemişti. "Her zaman kışı sevdiğimi düşünmüştürüm ama sanırım yazı da sevmeye başlıyorum."

"Neden?" Diye sordum merakla. Onun hakkında belki de her şeyi dinleyebilirdim.

Yanıma zıplayarak oturdu. "Çünkü yukarıdan güzelce gülümsüyorsun ve etraf da senin gibi güzelleşiyor. Çimenler daha bir yeşil oluyor, çiçekler yapraklarını sana gösterecek şekilde açıyor, çocuklar oynamak için gülümseyerek dışarıya koşuyorlar. Bir gülümsemenle binlere umut oluyorsun."

Bu iltifat benim için gerçekten çok fazlaydı. Gülümsemem nadirdi ve bu yüzden efsane olarak tanımlamasını kabul edebilirdim ama bu. "Ben..." Diye söze başladım fakat devam edemeden o konuşmaya başladı.

"Bazen ilerde başkalarına da gülümseyecek olman beni kötü hissetiriyor. Varlığın ortaya çıktığından beri hissettiklerim senin hareketlerine göre sürekli değişiyor. Hızlı ilerlediğimi düşünüyorum bazen ama böyle güzel hissettiriyorsa varsın hızlı olsun diyorum."

Kalp atışlarım hızlanırken "Bir şey mi itiraf ediyorsun?" Diye sordum. Bir yandan da hızlanan kalbime söz geçirmeye çalışıyordum.

"Hayır, sadece akışına bırakıyorum." Dedi. Sonra gözlerimin tam içine bakarak "Sen de öyle yap. Kendin ne istiyorsan onu yap." Dedi.

Tam yine konuşmaya başlayacak iken bu sefer konser salonunda başka bir ses yankılandı. "Hyunjin, Bay Park seni çağırıyor!"

Yüzünde bıkkın ifadesi belli olurken "Ona işim olduğunu söyleyemedin mi?" Diye yakındı.

Arka taraflarda kalan çocuk biraz daha bize yaklaştığında onun bizim çarpıştığımızda bakışmamızı bölen çocuk oluğunu fark ettim ve anında kaşlarım çatıldı. "Söyledim zaten. Benim de işim var ama sorumluluklarımı yetiştirmeye çalışıyorum dedi."

Hyunjin gözlerini devirip oturduğu yerden aşağıya indi. "Bu adamın da her şeye bir lafı var."

Ben de indiğimde bana döndü. "Üzgünüm, söz bunu sonra telafi edeceğim. Şimdi gitmeliyim."

İfadesiz suratımla "Sorun değil." Diye mırıldandım. Yanındaki çocuk da benimle vedalaşırken ona kötü kötü bakışlar atmıştım. Yani kısacası Hyunjin'in dediği gibi içimden geleni yapıyordum.

Hyunjin bakışlarımı yakalamış olacak ki sırıttı. Çocuğu omzunun altına aldı ve konser salonundan çıktılar. Ben de kendimi düzenledikten sonra konser salonundan çıktım ve eve gitmek için yol aldım. İçimden ise Chan ve Felix'in dışarıya çıkıp gezmiş olmaları için dua ediyordum.

~~~

Düşünsenize karşınızda şöyle gülümsüyor

Zaman hiç geçmiyor aq akşam atcaktım da bölümü atıyorum lan beklemeyeceğim

Excitement °Hyunmin° ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora