10. Bölüm : Serseri

558 76 19
                                    

"Küçük bey, hadi uyanın! Babanız sizi bekliyor!"

Alacaklı gibi çalınan kapı ve hizmetçimizin tiz sesi ile uyanmıştım. Normal sesi mükemmel olsa da bağırırken çok ince oluyordu. "Tamam, geliyorum!" Dedim boğuk sesimle.

Karşımdaki yıldızlar ile bir kaç saniye bakıştım. Daha fazla bekletmemek adına yatağımdan kalkıp odamdaki banyoya gidip yüzümü yıkadım. Üstümü değiştirme gereği duymadan odadan çıktım. Babam bugün kahvaltıyı kendisi hazırlamış olmalıydı. Evde hizmetçi olmasına rağmen onlara yardım ettiğimiz de oluyordu.

Hazırlanmış masaya otururken yüzümü ovaladım. "Günaydın baba! Sana da günaydın nonna!"

Nonna bana karşılık verirken babam da gülümseyip karşıma oturdu."Günaydın! İyi uyudun bugün."

Omuzlarımı silkerken çubuklarımı elime aldım. "Hafta sonu sonuçta."

Ortama küçük bir kahkaha bırakırken "Ah, senin gibi gençken ben daha geç kalkıyordum. Sen yine erken kalkıyor sayılırsın." Dedi.

Ona kafamı salladım. Genel bir düzenim vardı ve asla bozmazdım. Normalde 8de kalkardım ama dün projenin yorgunluğundan biraz daha uyumuştum. Saat neredeyse 10a geliyordu.

Ortam bir anda sessizliğe gömülürken çubuk sesleri ortamı ele almıştı. Babam konuşmamakta ısrarcı gibiydi ve bunun için onu zorlayacak değildim. Hazırlanıyor olmalıydı.

Sonunda derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Seungmin..."

"Evet?"

Çubuğunu kenara bırakıp konuşmasını sürdürdü. "Seni neden annene benzetiyorum biliyor musun? Ya da bizim tanışma hikayemizi hiç duymuş muydun?"

Bu konunun nereye geleceğini tam olarak kestiremiyordum. "Annem biraz bahsetmişti ama tam olarak bilmiyorum sanırım."

İçeceğinden bir yudum alıp konuşmaya başladı. "Annen ile bir bisiklet kazasında tanıştık. Fazla hızlı kullandığım bisiklet ona çarptı ve birlikte yeri boyladık. Bir şey oldu mu diye sorduğumda sürekli iyi olduğunu söylüyordu. Yüz ifadesinde de bir acı belirtisi yoktu. Her ihtimale karşı hastaneye gittik ve bileğinin burkulduğunu öğrendik. Neden bana söylemediğini sorduğumda ise hissetmiyorum ki demişti."

Aldığım nefes boğazıma batarken telaşlanmıştım. Ben ilk kez bugün telaşlanmıştım.

"O gün bu tavrı çok ilgimi çekmişti çünkü bileğinin üstüne bassa bile hiçbir şey hissetmiyordu. Peşini asla bırakmadım ve sonra o da bana alıştı. İlk kez gerçekten kahkaha attığı, ilk kez ağladığı, ilk kez hayal kırıklığı yaşadığı anların hepsine teker teker şahit oldum."

Yani hissedememem annemden kaynaklanıyor olmalıydı. Suyumdan koca bir yudum aldım. Şu an bu çok saçma geliyordu. Annem hayat dolu bir kadındı her zaman.

"Hastalığının ismini de öğrenmiştim. Aleksitimiydi hastalığı. Bir çok psikoloğa gittiğini ama hiçbirinin benim kadar etki etmediğimi söylemişti bana. Mutlu etmişti beni. Mutluyduk hep birlikteyken." Gözünden bir yaş düşerken hemen eliyle sildi. "Evlendik sonra. Sen doğduğunda özenle ilgilendi seninle. Ergenliğine kadar da hep yanında oldu. Sonrasında kavgalarımız başladı. Nasıl başlıyor, neden başlıyor bilmiyordum ama sonunda ikimizde harabeye dönüyorduk. Bir yılımız böyle geçti ve sonrasında senin de bildiğin gibi intihar etti."

Kafam aşağıya düşerken buna üzülemediğim için kendimi suçlamaya başlamıştım bile.

Son bir kez yüzündeki yaşları silerken cebinden bir kağıt çıkarttı. "Ama annenin intihar sebebi kavgalarımız değildi. Okuyup anlasan daha iyi olur."

Excitement °Hyunmin° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin