11. Bölüm : İstemiyorum

571 81 14
                                    

Birlikte yavaşça yürümeye devam ederken nereye gideceğimiz hala belli değildi. Yol boyunca yanımdayken soğuk terler dökmüştüm. Boşta kalan ellerini görünce ceplerimdeki elim uyuşuyor ve titremeye başlıyordu.

"Hyunjin." Dedim sessizliği bozmak için.

"Hmm" dedi elindeki elma şekerinin paketi ile oynarken. Yolda elma şekeri satan birini görünce hiç duraksamadan oraya yönelmiş ve bir kaç tane elma şekeri almıştık. Hepsini elinde tutuyor benim dokunmama izin vermiyordu.

"Elma şekerlerini ne zaman yiyeceğiz?"

Elma şekerini tam dudaklarımın önünde durdurdu. "Canın mı çekti yoksa?" Bir elma şekerine bir ona bakarken durdum. O da benim gibi duruduğunda ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Belirsizlik beni delirtiyor biliyor musun?" Dedim gözlerimi kısarken. Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk ve yaptığımız tek şey elma şekeri almak olmuştu. Onun yanındayken bedenime etkisi ortadaydı zaten ve bu benim eve dönmek istememe neden oluyordu.

"Sinirlendin mi sen?" Diye sordu bana yaklaşırken. Onunla birlikte ben de biraz gerilerken "Ha-hayır, sadece yoruldum." Dedim. Kekelemem şu an umrumda olan son şey bile değildi.

Gülümsemesi genişlerken geri çekildi ve uzun zamandır uyuşan elimden tutarak beni çekiştirmeye başladı. "Bence sinirlendin. Her neyse, yaklaştık merak etme. Bundan sonrasıyla şoförünüz Hyunjin ilgilenecek."

Birleşmiş ellerimize bakarken dediklerini çok umursamamış ve ona ayak uydurmuştum. Elimdeki uyuşukluk gitmiş gibiydi. Sanki eksik parçasını bulmuş ve bir daha ayrılmayacakmış gibi...

Bu hissin belki de beni rahat hissettirmesi gerekiyordu ama hayır hiç rahat değildim. Etraftaki her şey durmuş bize bakıyormuş gibi hissediyordum. Sahnede spot ışıkları üstüme toplanmış öylece önümdeki insanlara söyleyeceğim şeyleri hatırlamaya çalışmak ama hatırlamadıkça daha çok stres olmak gibiydi fakat ben ne stres olurdum ne de gerilirdim.

Elimi elinden çektim. Böylece yine bana dönmüş oldu. Gözlerimiz birleştiğinde o sahne ışıkları yine üstüme dönmüştü. Diyeceklerimi tek tek yutarken yoğun bakışları altında eziliyordum.

"Seung iyi misin? Bir sorun mu var?" Yine bana yaklaşırken ondan daha fazla adım atarak geriledim.

"Ben istemiyorum." Diyebildim sonunda.

"Neyi istemiyorsun?"

"Hissetmeyi. Hissetmek çok kötü bir şey. Her an diken üstündeyim. Buna nasıl dayanıyorsunuz? Hayır, kesinlikle istemiyorum." Sözcüklerim ilk ona doğru ulaşırken sonradan kendimi ikna etmeye dönmüştü. Beynim duygularımı geri istemiyordu. Duygularım bedenime yerleştikçe zayıflıyordum. Otoritem yok oluyordu.

Ondan çektiğim gözlerimi onun konuşmasıyla bir daha döndürmek zorunda kalmıştım. "Gerçekten istemiyor musun?" Ses tonunda hayal kırıklığı vardı sanki.

Sözcüklerimi azıcık da olsa kontrol edebildiğimde konuşmaya başladım. "Ben... Bilmiyorum. Kontrolümü kaybettim. Hiçbir şey elimde değilmiş gibi geliyor ve bu çok... Korkutucu..."

Bakışları yumuşarken yine ban yaklaştı fakat bu sefer ben hareket etmedim. "Farkında değilsin belki ama bunu derken bile seni yöneten beynin değil duyguların. Korktuğunu söylüyorsun. Korkunun seni yönetmesine izin veriyorsun. Korkunu anlayabiliyorum. Uzun zamandır hiçbir şey hissetmedin ama şöyle düşün duyguların geldiğinde beynin hala yerinde olacak. Duygularını da yönetebileceksin."

"Ya yönetemezsem?"

"Bu olur." Dedi benim şu anki halimi işaret ederek. Sanırım haklıydı ama geri adım atmaktan kendimi alamıyor gibiydim.

Excitement °Hyunmin° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin