17- Yangın

27.4K 1.4K 1.2K
                                    

B.Ş= Aurora- Stjernestøv
         Aurora- Runaway

(Her zaman Ömer'im Asaf'ım aşkı için bölüm şarkım olurdu. Ama bu sefer Sadece Nare içi iki şarkımda.  Dinleyin derim çiçeklerim..)

Merhab bebek çiçeklerim
Narçiçeklerim
Yanak çiçeklerim

Men sizi çok özlemişke!
Anlıyorsunuz? Çookk!

Şimdi bölüme geçmeden önce bana gülümseyin bebeklerim, ben hissediyorum..

Ve sizden bir ricam var. Bakın size bir sınır koymadım hiç. İnşallah hiç koymayacağımda. Benim ricam benim için oylarınızı ve yorumlarınızı 1000'nin altına getitmeyin olurmu..

Ehem, iyi okumalar çiçeklerim..Kuruluşumuzu tekrar şereflendirelim..🌺

(Buraya bir narçiçeği alalım↙)

🌺

Yazarın Anlatımı;

Saatler geçiyor, zaman bir kum saatinin, kum tanesine gizleniyordu.

Gülümsüyorlardı. Evet, insanlar gülümseyebilirdi. Gülebilirdi. Gülümsemek zamanla akardı. Zamanla kalkardı. Acılar zamanla yeşerir, zamanla kabuk bağlardı.

Ama; her gülümseme neydi? Kabuk bağlamış yaranın sızlaması mı? Yoksa sana küsmüş gülüşlerin zekatı mı?

Arda, kıyıya vurmuş zihnine; alabora olmuş bir gemi gibi, depremde yıkılmış bir apartman gibi bakmak istedi. Sadece istedi. Ama güldü. Her insanın iki göğüs kafesi vardı. Biri kalbi taşır biri taşımaz. Her insanın iki yüzü vardı. İki ruhu vardı. Biri hisli, biri hissiz. Kendini, ikisi arasına kurulmuş kemikten kafesinin muhafızı gibi hissediyordu.

Gülmek içinden geliyordu.
Ama gülerken içinden gelmiyordu.

Tarafsız bir mahlukat mıydı?

Yanaklarını şişirdi. Düşünceleri tarafından taciz ediliyordu.

Oturduğu sandalyede elini siyah, dalgalı saçlarından geçirerek gülümsedi. Düşüncelerim bile bana aşıksa, vay benim halime. Dudağını dişleri arasına aldı ve bıraktı. Bu hareketiyle dudağı kan toplayarak belirginleşmişti.

Arda güzel çocuktu.

Arda iyi çocuktu.

'Gökyüzü Cafe'nin serin loşluğu içini ferahlatırken, doğum günü partisinde ki boş insanların, boş varlıklarına baktı. Abuk subuk hareketlerle, bir solucanın hint dansı yapma çabası görüntüsü veriyordu..

Allah'ım sen ıslah et..

Yanında, kıtlıktan çıkmışçasına çikolatalı pastasını yiyen Zeynep'e baktı ve saçının ucunu çekti. "Pişt!"

Zeynep, pastasıyla arasına girdiği için kaşlarını çattı. "Ne var Arda?"

"Bu gidişle sana Şişko sol- diyeceğim bilesin."  Solucan diyerek kızın boğazında bırakırsa, soluğunu boğazından geçirtmez diye tırmıştı doğrusu. 

Ölmek için fazla güzelim..

Asıldığı saçı tekrar çekti, "Dombili olmadan kalkta erit, gelde iki kıvırıp çifte atak hadi."

Zeynep son lokmalık pastayı da ağzına attı ve çikolatanın verdiği hazla gülümseyip Arda'ya sevimsiz bir bakış attı. "Git kıvır sen. Zaten benden güzel oynuyorsun."

NARE (Aşık Mafya SERİSİ) Where stories live. Discover now