15- Yüzde Tebessüm...

30.9K 2K 1.4K
                                    

Multi: OneRepublic- Counting Stars

Merhaba narçiçeklerim!!

Kurban Bayramınız kutlu olsunn❤❤🌺

Et kokusu hala burnumun direğinde...Ağğhhhağğhhh...

Gerçekten rahatsızdım, ilk gün atmak istiyordum ama nasip olmadı. Son günde hayrolsun artık.

Bana kızmayın...Beni sevin 0.0
(ben sizi seviyorum valla..)

Yazım yanlışı varsa kb. ❤ ve alttaki açıklamayı okuyun 0_0

Ve lütfen okuma listelerinize tekrar ekleyin

Oy ve yorumları benim için eksik etmeyinsenize...Uyuyamıyorum, dizim ağrıyor, kardeşimin horlaması yerine sizin yorumlarınızda sohbet edip gülelim...

İyi okumalar...❤🌺

(Bir narçiçeği alalım ↙)

🌺

Benim güzel bir ailem var. Abim ve dostlarım; Arda, Zeynep.

Bir gün her ne olursa olsun kapısını çaldığımda bana daima açılacak kapıydı onlar. Dargın da olsak kırgın da olsak. Buna adımın Nare olduğu kadar eminim.

"Sarı, anlat artık olanları. Bizden ne saklıyorsun!"

Arda'nın dedikleriyle gözlerimi çekinerek yüzüne çevirdim, "Şeyy..ımm ben." tırnaklarımı avuçlarıma geçirdim. Umarım bana kızmazlardı.

Zeynep sinirlendiğini belirten bir soluk aldı. "Dokuz doğurdum vallahi ya! Söylesene kızım!"

Sırtımı sıramın arkasına iyice yasladım. En mantıklısı telefonumdan başlayarak herşeyi anlatmak. Evet, evet. "Bir dakika." elimi önümde ki sıramın altına götürdüm. Tam telefonumu elime alırken "Günaydın çocuklar!" sesi yankılandı kulaklarımda. Hepimiz hocanın gelmesiyle toparlanırken telefonu bırakmak zorunda kaldım. "Ders bitince anlatacağım herşeyi." Arda ve Zeynep gözlerini kedi gibi kısmaya başlayınca ürktüm ve yerime sindim dudaklarımı büzüştürerek. "Gözümüz üstünde sarı; bilirsin sol gözüm cin gibidir!" eliyle saçlarını havalı bir şekilde geriye attı. "Hadi Esmer solu- yani Zenebim hadi kitabını alda gel yanıma. Çantamı evde unuttum yav!"

Zeynep'im yerine Zenebim diyor kendisi. Daha kafiyeliymiş...

Zeynep o kelimenin aklına gelmesiyle yerinde titrerken yüzünü buruşturdu. "Gerizekalı!" edebiyat kitabını eline aldı ve önümüzde oturan Arda'nın yanına geçti. "İnşAllah bir gün kendini de unutursun!"

"Kanka annem çağırmasaydı tuvalette unutuyordum zaten la!"

İkisi kendi halinde homurdanırken ben yalnız kalmanın ve onlara olanları anlatacak olmanın stresiyle pencere kenarına iyice yaklaştım. Off.. En arka sırada oturuyorduk. Arda'nın yanı boştu. Bir önümüzde oturuyordu. Bazen birbirimiz arasında yer değiştirirdik. O sıra gözlerim okula giren o kahve gözlü çocuğa takıldı. Benden bir iki yaş büyük gibi duruyordu. Kaşlarımı çatarak bunu garipsedim. Sanırım okula geç başlamıştı. Ahmet hoca'nın sesi zihnimde yankılanıyordu. Umursamadım. Gözüm takılı kalmıştı. Göğsümde huzursuz hisler uyandıran çocuktan bakışlarımı çekmedim. Uzun boyluydu gerçekten. 1.80 vardı kesin. Ön saçları uzun, ensesi kısaydı. Ve sanırım uzun kısımların ucu kıvırcığa kaçıyordu. Yürüşü pervasızdı. Tasasız. Boşvermişlik. Ama yayvan değildi. Yüzü ise durgun.

Daha fazla dersten geri kalmamak için Ahmet hocayı dinlemeye başladım. Önemli yerleri not alırken Arda Zeynep'in saçlarını çekerek rahatsız ediyor; Zeynep'te eline vuruyor, ısırmaya çalışıyordu. Gülmemek için dudaklarımı dişledim. Şapşallarım...

NARE (Aşık Mafya SERİSİ) Where stories live. Discover now