14- Heyecan

39.2K 2.1K 1.8K
                                    

Multi: Carla Marrisson- Disfruto

Şarkı hoşuma gitti.

(Bölüm başı ve bölüm sonu konuşmalara el atmıyorum. Güzel anılar var..❤)

100.000 ❤_❤ bu haldeyim vallahi!! Seviyorum la sizi. Vallahi billahi tallahi...

Bunun coşkusuyla alın size dehşet bir bölüm!!! (Manyak waty dün geceden beri duyurularımı paylaşmadı delirdim!!)

O kadar bölüm dediniz coşun yoksa döveirm!!

Bu arada bi kaç yorumda Ömer bu kadar zenginken yüzünü ameliyatla düzeltemiyormu demiş. Yahu ben bu adamı yüzü için ameliyat olduğunu düşünemiyorum. Çok uzak geliyor bu ifade. Size gelmiyor mu? Ki onun bu yaradan şikayeti yok. Sonuçta yüzünün hepsini kavramıyor kısa bir kısmını kavrıyor. Ve bu ona güzel bir hava katıyor. Sadece Nare zaten ürkerken daha fazla ürker diye korkuyor. Yanlışmı düşünüyorum? Bence hayır

Oy ve Yorum çok olursa erkenden bölüm gelebilir ❤😌

İyi okumalar ❤🌺

(Bir narçiçeği alalım↙)

🌺

İki ucu çamurlu bir değneğin ortasında ki cambazdım sanki. Bir tarafta düşman askerini ele geçirmek isteyen kurşun asker gibi duran Zeynep ve Arda, diğer tarafta ise beni yoğun bir baskı altında bırakan kahve gözlü çocuk vardı.

Yanaklarımda sarmaşık gibi dağılan kızıllıkla beraber kalbim, birazdan idama çıkacağını hissetmiş gibi göğüs kafesimi yumruklamaya başladı.

Aklımın ermediği yaşlarda, su doldurduğum koca karınca yuvasının cezasımı bu? Yoksa ölen can sayısının vebalimi? Saatlerce ağlayıp özür dilemiştim oysa ki...

Dudaklarım titredi. O günün pişmanlığını hala kalbimde hissediyorum. Sırf onlar için Yağız abimden dua öğrenmiştim.

Kollarıma sarılan ellerle girdiğim düşüncelerden yüzeye çıktım ve mağrur bir ifadeyle başımı eğdim. Vakit geldi. Sağım da melek, solum de şeytan demek isterdim ama her ikiside şeytan ki bunların. Kollarımdan sıkıca tutarak sürüklercesine ilerletmeye başladılar. "Aptal sarışın!"

Arda'nın ketum sesiyle yüzümü azıcık ona çevirdim. "Ama-"

"Saman beyinli!"

Zeynep'in cazgır bir kediyi anımsatan sesiyle bu sefer ona döndüm, "Ama-"

"Kara tavuk!"

"Ne?"

"Sen SUS!"

İki taraftan kulağıma bağırınca korkuyla yerimde sıçradım. Geldiğimiz merdivenlerden boynu bükük çıkmaya başladık. Ama hissediyorum. O genç çocuk hala bize bakıyordu. Sırtıma karınca hissi veren bu bakış onundu. O an zihnime balyoz etkisiyle vuran bir şey fark ettim. Onun üzerinde okulumuzun kıyafetleri vardı. Gözlerim şaşkınlıktan irice açıldı. Ben bunları düşünürken başını omzumun üzerinden ardına dönerek Arda'ya soru soran Zeyno girdiğim derin sulardan attığı bu oltayla çıkardı beni.

"Kanka lâ bu sarının neresi kara?"

Kaşlarım çatıldı. Ama soru mantıklı. Arda'da omzumun gerisinden başını uzatıp Zeynep'e baktı. Yüzün de değişik bir ifade vardı. Sanki en sevdiği çilekli süt yerine, sevmediği muzlu sütü içmiş gibi. Değişik.

NARE (Aşık Mafya SERİSİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin