Portakal suyu ayağına herhangi bir bardağı taciz etme ;)

11.4K 482 10
                                    

Günlük kardeş;

Bir süredir sana yazmayışımın sebepleri var. Ağır sebepler...

Öncelikle Semih ile aramı düzelttim. Yani bilirsin, onu abi olarak gördüğümü söyledim. Zaten yarım dönem sonra gidiyor, üniversiteye. Tamam, sadece İstanbul üniversitesini istiyor, Elektrik mühendisliği yani. Bu da onunla görüşmeye devam edeceğimizi gösteriyor. Ve, şimdilik bu durum bizi mutlu ediyor.

Sonraki konuya gelirsem eğer, Melek.

Şu, geçmiş zamanlarda ertelediğimiz ilişki konumuzu açtık. Babasıyla problemleri olduğu için kimseye güvenemediğini söyledi. Anne ve babasının boşanmış olduğunu bile düşünmemiştim. Kimse düşünmemişti.Aileleri ayrılan çocuklar uyumsuz olur, bu kadar uyumlu olması saçma değil mi yani?

Ve yine benim şu meşhur beyaz atlı prensimden konu açıldı. İsmini vermedim tabi ki ama benim birini beğenmemi doğru bulmuyor. Bunu görebiliyorum. Benim de onun gibi erkeklere kin beslememi bekliyor sanırım. Ya da beni korkutcak saçma insanların peşinde olduğumu sanıyor. Çünkü, eğer hoşalandığım kişiyi Semih sanarken, ki bu kanıya nasıl vardı gerçekten merak konusu benim için, bunun benim için doğru olacağını, mutlu olacağımı söylüyordu. Ama bilmiyor ki ben en düzgün kişinin peşindeyim.Yani peşindeydim.

Diğer bir konuya gelirsek eğer; sanırım, Melek haklı. Yani şu, Semih dışında bir erkeğin beni üzmesi konusunda. Ve bir de şu erkeklere kin beslemem gerektiği konusunda.

İşaretleri yanlış anlamışım, günlük. Sevdiği kişi ben değilmişim. Sevdiği kişi bir başkasıymış. Benim sırama bakmasının sebebi ben değilmişim. Görmek için süreli etrafa baktığı kişi ben değilmişim. Ben değilmişim.

Bu kadar acı vermesi saçma!

Elbette bir gün karşıma çıkıp, 'hep aradığım sendin' demesini istediğim o'ydu. Ve asla söylemeyeceğini bildiğim kişi de o'ydu. İstediğim o'ydu. Ve onun istediği de bir başkasıymış. Yapabilecek bir şeyim yok. Eğer istediği o ise onu özgür bırakmam gerek. Sanki benim olmuş gibi.

Suçlı olan bendim. En başından beri. O kadar mükemmel birinin beni beğenmesini istemem saçmalıktı. Beni beğenmesini düşünmek... Beni düşünmesini istemek bile saçmayadı. Bu baştan başa saçma bir hikayeydi ve başlamadan bitmesi de en iyisi.

Ah, kimi kandırıyorum! Saçma olması umrumda bile değil! Onu istedim ve o da bir başkasını istedi. Aşkın kuralı bu. Şimdi yapamam gerkeni yapacağım, günlük kardeş. Onu bir arkadaşım olarak göremeyebilirim ama elimden geleni yapacağım bunun için.

Dünyadaki en doğru ve en yanlış adama aşık olmam benim suçum değil. Ben şimdiye kadar ota konan bir gönül görmedim zaten günlük. Benimki de konmadı.

*****

Masada oturmuş sonraki hastamın içeri girmesini bekliyordum. Az önce çıkan hastaya güzel bir sakinleştirici ve uyku ilacı vermiştim. Yine standartlarımın üstündeyim, ha.

Kahvemin son damlalarını da içtikten sonra telefonumu kaldırdım ve sekreterimden yani bir kahve istedim. İçine iki paket üçü bir arada konmuş, iki şekerli ve ılık kahvem, yedi yıldır.

Ben kahvemi kafamda yapmaya başlamışken, koyu kahve saçları olan bir kız hızlıca kapıyı açtı, saçlarını savurarak içeri girdi. Yüzüme bakmadan önce topuklarının üzerinde döndü ve kapıyı kapatıp masanın önüdeki koltuklardan birine oturdu. Ben hala şaşkınca ona bakıyordum.

'Murat ibnenin biri!' dedi burnundan solur bir ifadeyle. Bense, refleks olarak soru bile olmayan cümleyi cevapladım, 'Murat ibne değil. Ben de değilim.'

Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin