Sonra hesaplaşırız ;)

16.9K 934 7
                                    

Ceyda birden söze başladığında şimdiye kadar kimsenin aklına gelmemiş bir ayrınıtı fark ettiler: Nasıl evlenme kararı aldılar?

Bu soruya bir hikaye uydurmaları gerekiyordu. Sonuçta birden biz evlendik diye karşılarına çıksalar, Mert gerçekten onun babasının elinde kalırdı. 'Benim kızım böyle evlense ve sebebi olmasa damadım olacak şerefsizi, öyle bakma be sen da aynı şeyi düşünüyorsun, türlü türlü işkenceden geçirir, ben bakarım torunuma da der cesedine türürdüm.' dedi Murat. Kafaına şaplağı da yedi ama haklı olduğunu ortamdaki herkes biliyordu.

'O zaman' dedi Melis, 'liseden beri vardı zaten birbirimizi görünce tekrardan ilgi duyduk birbirimize sonra da evlenme kararı aldık diyelim.' 'Güzel fikir' dedi Ceyda 'zaten aynı lisedeydiniz çok problem değil. Mezun toplantısında karşılışmış olursunuz?' dedi sorarcasına ve Mert'e baktı. Mert anlamayan gözlerle onlara bakıyordu. 'Aynı lisede mi okuduk?' dedi.

'Hem benim lisede başkasıyla ilişkim vardı ve herkes onu biliyordu, şimdi buna inanmazlar.' Masal şaşırmıştı. 'Ben bile biliyorum aynı lisede okuduğunuzu. Yuh artık yaa. Zaten biz de orda tanıştık. Hem ne olmuş ilişkin varsa ondan önceydi deriz. Sonuçta sen üçüncü sınıfta onunla beraberdin. Melisle de ilk sınıfta çıkmış olun olmaz mı?' dedi. Kimsenin buna söyleyecek lafı yoktu.

'O zaman konu kapandı. Yarın aileler toplanacak ve evlendiğiniz açılanacak' dedi Ceyda. Herkes kafa sallandıktan sonra bi süre sessizlik oldu. 'Sonra sen de buraya taşınırsın' dedi Mert. Bunu kimse beklemiyordu. 'Gay'ım demişim gibi bakmayın bana karımla aynı evde kalmam doğal, değil mi?' 'Evet de' dedi Ceyda hala şaşkındı 'öyle söyleyince garip geldi işte. Malum bu kız birkaç saat öncesine kadar evli değildi.' gülmeye çalışırken. 'Evet, evli değildi ama hamileydi. Yine de onun babasının evinde kalması mı doğru gelmişti sana? Niye normal tek insan yok etrafımda yahu?'

Son cümleyi söylerken tavana bakması herkesi güldürmüştü. 'Pekala yeter bu kadar yarın iş var' diyerek ayaklan Murat'a herkes hak vererek ayaklandı. Murat da Mertle aynı iş yerinde çalışacaktı. Herkes evden gidince Mert duş alıp yatağına yattı. Evet, artık evliydi. Yarın akşam muhtemelen laf yiyecekti ve tek kelime etmemesi gerekiyordu. 'En iyisi sakinleştirici içip gideyim' diye düşündü. İşini bu yüzden seviyordu. Uyumadan önce düşündüğü son şey bu oldu.

Ertesi gün işte ona ilgi gösteren sekreterine ve danışmadaki kıza terslenerek günü bitirdi. Akşam yemeğin yeneceğe yere geldiğinde henüz ailelerin gelmediğini görünce sevindi. Ölmek için gençti ve sakinleştirici içmeyi unutmuştu.

Lanet sekreter, diye düşünemesini kolunu dürtüklenmesi bozdu. Karşısında orta yaşlı bir adam ve minyon, Melis'e benzeyen bir kadın vardı. 'Babam, Ender ve annem Sibel. Bu da Mert' dedi Melis. 'Sıfatı?' dedi babası sertti ve muhtemelen kıskanç bir babaydı. 'Bunun için burada toplandık, baba' dedi gülmeye çalışırken. Mert şimdiden işinin zorluğunu fark etmişti. Gülmeye çalışıyordu.

Biri bu çocuğun utangaç olduğunu fark edecek mi acaba? Cool gibi davranıyordu ama gerçekten çok utangaçtı ve kimse bunu görmüyor muydu?

Onlar masaya geçerken kapıdan Muratlar girdi. Bu çocuklar olmasa oratamdan meyve bıçaklarını bile toplamak gerekebilirdi. Mert camdan atlamanın planlarını yaparken kapıdan bu sever annesi göründü. Oğlunu özlemişti ve onun eve gelmemiş olması sinirini bozmuştu. 'Sonra konuşacağız' dedi oğluna sarılırken 'şimdi bu güzel kızı tanıt bana' dedi Melis'i gösterek. 'Melis' dedi, 'Annem Zeynep ve babam Semih.' Melis gülümsedi, 'tanıyorum zaten. Evinizde senden çok kaldım' dedi. 'Kardeşinle yakın arkadaşız, fark ettin mi?' Herkes ona gülerken yetrince rezil olduğunu fark etti, Melis'in ailesiyle kendi ailesini değiştirmek için ne kadar geç kalmış olabilirdi ki?

'Gelinim mi olacak onu soruyorum' dedi annesi ona gülümsereken 'Biraz sonra konuşacağız anne' dedi onları masaya itelerken. Şaşırtıcı kısım kimse evlenmelerinin büyük bir problem olduğunu düşünmemişti. Herkes onları yakıştırmıştı ve Ender amca bile laf etmemiş biraz sohbetten sonra Mert'e gülmüş açıkça onu sevdiğini göstermişti. Bunun sebebi muhtemelen Mert'in koyu bir fener fantiği olmasıydı ya neyse.

Ertesi gün Melis onun evine taşınmıştı. Daha doğrusu bavullarını oraya getirmişlerdi. Eve yerleştikten sonra, ki onun için dolabın yarısını ve iki çekmece başaltmıştı Mert ama o yine de sığamamıştı, yemek yapmak için Melis mutfağa gitti. Melis yemek için gerekli malzemeleri çıkarırken Mert içeri girdi.

'Ah, sen mi yapacaksın yemeği' dedi burun eğerken. 'Beğenemedin mi?' dedi Melis. Eleştirilmeyi sevmezdi, en azından yemek konusunda. 'Bana bir şey olmaz da çocuğum için korkuyorum' dedi. 'O, benim de çocuğum!' dedi dişlerinin arasından.Evet, çocuğu ondandı ve bu kesinlikle bu durum sinirini bozmuyordu. en azından bu adam kadar.

Daha önceleri de birinden çocuğu olması ihtimalini düşünmüştü Mert. Şimdiye kadar sadece Melek'ten çocuğu olmasını istemişti. Gerçekten istemişti ama evlemenemişlerdi bile. Daha sonraları o tek gecelik hayatı başlamıştı.

Üniversiteye başladığı gün bakirliğini kaybetmişti. Hala bakirliğini kime verdiğini bilmiyordu. Zaten ondan sonraki gün de biriyle beraber olmuştu ve kızlar kesinlikle bundan rahatsız olmuyordu. Ve sonrasında bu devam etti. Sürekli istenen adam olmaya devan etti. Arkadaşı olan kimseyle beraber olmadı ve beraber olduklarıyla da arkadaş olmadı. Ve bu yüzden soğuk olarak tanındığı üniversiteden ayrıldıktan sonra bile okulda adının anıldığını duymuştu, popüler, pleyboy ve daha birçok şey olarak.

Daha önce de onlardan herhangi birinden çocuğu olma ihtimalini düşünmüştü. Muhtemelen evlenmeyi düşünmezdi ve çocuğu olana kadar kıza sahip çıkar sonrasında da çocuğu alıp onu yoksayardı. Şimdiyse bu kız hamileydi ve onu yoksaymayı pek düşünmüyordu. Planlarına göre, en az, çocuk doğup belli bir yaşa gelene kadar evli hayatı yaşayacaklardı. Daha sonrasında ortak kararla boşanacaklardı ve bu çocuk piskoloğuna göre karara bağlanacaktı. Önemli olan çocuklarıydı. Özellikle bundan sonra.

Yemek yapıldığında Mert sofrayı hazırladı. Sofraya oturduklarında makarna, patates kızartması ve köfte gördü masada, kısa zamanda yapılan en kısa yemeklerdi ve Melis, sofranın kurulmuş olmasına gerçekten şaşırmıştı. Şimdiye kadar erkeklerin böyle olmasına alışkın değildi. Kuzenleri ve babası... Biz size çalışın demiyoruz siz de ev işlerini bizden beklemeyin diyorlardı. Evet, öküz olduğunu düşündüğü bu adam ev işinde ona yardım ediyordu.

Melis, bu adama rast gelmiş olmasını büyük bir talihsizlik olarak görüyordu. Tek sarhoş olduğu gece olmuştu ve o gece tüm hayatının en kötü gecesi olmuştu. Evet barda onu beğenmişti ama böyle birşeyi istememişti. En fazla onunla flört edebilirdi ama birliktelik? Asla. O gece aldatılmıştı ve körkütüktü. Bir kız onu istemiş olsa bile hemen onunla olması gerkmiyordu değil mi? Pekala, tabiki şu anda hayatının en güzel hediyesini de vermişti ama konumuz bu değil, değil mi?

Yemek yemeye başladıklarında kapı çalındı. Melis kapıyı açtığında karşısında tanımadığı bir kızla bir çocuk vardı. 'Güzelmiş' dedi kız çocuğu dürterek. 'Mert sonuçta' dedi çocuk ve kızın bunları duymadığını düşünmekteydiler. 'Merhaba' dedi Melis aralarındaki konuşmanın bitmesi için ve o an yanında Mert'in olduğunu hissetti. 'Ah,' dedi kapıdakileri gördüğünde, 'Aslıhan, Berk. Hoş geldiniz. İçeri girin' dedi. Hala şaşkındı. Aslıhan ve Berk içeri gridiğinde Melis'e döndü 'iş yerinden. Aynı okuldaydık hem. Ziyarete gelicez demişlerdi ama bugün geleceklerini düşünmemiştim. Yoksa haber veriridim kusura bakma.' dedi. Kız, onun mahçup olduğunu ilk defa görüyordu. 'Sonra hesaplaşırız. Arkadaşlarına tabi ki iyi davranacağım' dedi sinsice gülerken.

*********

Şu hikayeyi okuyan 4 kişi kim olduğunu bilmiyorum ama onlara gerçekten teşekkürler :D Hmm, diycek başka bşy bulamadım. Her neyse, esen kalın :D

Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)Where stories live. Discover now