Erkek sinek görsem seni sünnet eder, Murat'ın önüne atarım!

12.7K 554 0
                                    

Kapını çalınmasıyla uyanmış olmak gerçekten eğlenceli bir şey değildir. Üstelik bu sabahın köründe oluyorsa daha da dayanılmaz bir şeydir.

Yataktan düşercesine kalkıp kapıya geldiğimde karşımda Masal'ı görmek gerçekten uyanmama da sebep oldu. Masal, beni beklemeden salona geçerken bir şeyler söyleniyordu her zamanki gibi. Ve ben de uyumaya devam ediyordum.

Arkasından salona geldiğimde Mert'in bir haftadır yattığı koltuğa oturdum. O kadar çok vakit geçirdiği için o gibi kokuyordu ve bu bana dün akşamki sarılmasını hatırlatıyordu. Sonra o saçma kavgamızı hatırladım. Ve o dangalağın çekip gitmesini! Gittiği aklıma geldiğinde yüzümdeki tebessümün silindiğini fark ettim, sanırım kokusunu duyduğumdan beri gülümsüyordum.

Gerçekten gidip altına bir kız alacağını ima etmişti şerefsiz ve beni de salonun ortasında bırakıp gitmişti. Üstelik ben onun çocuğunu taşırken! Beni karısı olarak asla görmeyeceğinin tabi ki farkındayım canım ama biraz da olsa çocuğunun annesi olarak beni sevmesi gerekmez miydi?

'Saçmalama bebeğim, ben bir yere gitmiyorum ve bebeğimizin büyümesinin zorluklarına beraber göğüs germek için yanındayım' dese kafasına taş düşmezdi, ha? Tamam, 'saçmalama ve işini hallet. Bir yere gittiğim yok, kadın' da bana yeterdi.

Düşüncelerimden beni kaldıran şey, beni dürten bir koldu, ya da Masal. Her ikisi de benim için aynı düzeyde rahatsız edici şeylerdi sonuçta.

'Sana diyoruum, kavga mı ettiniz?' dedi. Ne anlatmak istediğini anlamadığımı fark ettiğinde açıklıyormuş edasıyla, 'Abimle. Hani şu evli olduğun adam? Sabah evdeydi. Mutfaktaydı. Pek uyumamış gibi duruyordu ki bu, bilirsin, sinirliyken yaptığı belirgin şeylerdendir. Yemek yer ve kafasını dağıtsın diye bilgisayar oyunu oynar.' dedi.

Bu benim için fazlasıyla yeterli bir açıklamaydı ve tabi ki yüzümün gülmesi için de. 'Evet ama barışırız' dedim ağzım kulaklarımda mufağa resmen zıplayarak gittim ve kahvaltıyı kurmaya başladım. O da arkamdan gülerek geldi. Bu halim onu fazlasıyla mutlu etmişti. 'Tamam, sizin aranızı düzelttiğime göre şimdii, çıkabilirim' dedi. 'Kahvaltı' dedim mutfaktan, onun arkasından çıkarken. 'Yok, Ali'ye sözüm var' dedi gülerek.

Ali'yi dört yıldır seviyordu ve Ali de ona karşı boş değildi ama birlikte değillerdi. Tanıştığımızdan beri defalarca Ali'yi dinlemiştim ondan ve onun Ali'den vazgeçmeyeceğini çok iyi biliyordum. Ama Ali arlarında iki yaş olmasına rağmen kardeş diye hitap ediyordu ve bunu tek sebebi, Masal'ın Mert'in kardeşi olmasıydı.

Evet, Ali denen arkadaş şu nikahımızda bulunan az kişiden biri olan şu kumral yeşil gözlü, ortalama 1.80 olup, bir çok kızın ağzını suyunu akıtan, yunan heykellerine taş çıkaran bol baklavalı arkadaştı. Bunu bilmemin sebebi beraber tatile gitmiş olmamızla alaklı, yoksa insanları bu kadar detaylı incelemiyorum yoksa,canım.

'Ali'yle durumlar nasıl sahi? Mert buraya geldi daha iyi bahaneler bulmak zorundasın görüşmek için artık, biliyorsun değil mi?' Üzülerek bana baktığında bunu onun da fark ettiğini gördüm yüzünde.

'Ders çalıştırıyor hala ama bu sene mezun olacak ve abimin hastanesinden teklif aldı. Abim orda, Murat abi de orda yani zaten orayı istiyordu. O zaman bu iş daha da sarpa saracak. Lanet çocuk tutturmuş, kardeşim de kardeşim. Nerden tanıştıysa abimle, olan hep bana oldu.' Dokunsam ağlayacak ses tonuyla.

Kapı çaldığında 'burdan alsın beni demiştim' dedi tatlı tatlı, ona kızmayayım diye, sırıtarak. Kapıyı açtığında yüzü düştü Masal'ın. Yanına ilerlediğimde Ali'yi ve yanındaki kızı gödüğümde durumu anlamam çok sürmedi. Durumu kurtarmak için, 'Hoş geldiniz, içeri geçsenize' dediğimde Ali gülerek karşılık verdi ve yanındaki kızla içeri yol aldı.

Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)Where stories live. Discover now