十四 / kelimelerin yetmediği hikayeler vardır

406 66 127
                                    

Kasım, 2020

SEUL, GÜNEY KORE


the neighbourhood - daddy issues (remix)




Seul'ün araç sesleriyle dolu kuru gürültüsü açık pencerelerden içeri dolarken, Taehyung ıslak saçını omzuna attığı havluyla kurulayarak kahve makinesine su doldurdu. Kavanoza koymaya üşendiği için ağız kısmını kıvırdığı kahve paketini üstteki raftan aldı ve özensizce açarak bir dolu ölçek kahveyi filtreye koydu. Sonra kahve miktarı gözüne az gelince bir miktarını tezgaha saçarak biraz daha ekledi. Sonunda tatmin olunca kapağını kapattı ve makineyi çalıştırdıktan sonra ellerini tezgaha yaslayarak bir süreliğine gözlerini dinlendirdi. Zihnini esir almış düşünceler, dışarıdan gelen insan, araba ve makine sesleriyle birleşince dayanılmaz olmuştu. Kahve kendi kendine demlenirken, tezgahtan ellerini çekti ve arkasını dönüp masanın üzerine koyduğu kirli ceketiyle gömleğine baktı. Öfkelerini masum yiyeceklerden alan insanların acınası kirlerini temizlemek üzere masadan kıyafetlerini aldığında, yarım saat önce işlediği suçun kanıtı ceketinin iç cebinden kurtuldu ve yere düştü.

Taehyung eğilip gül kurusu rengindeki, kenarları çok kullanılmaktan pörsümüş orta boylu defteri aldı ve etraflıca incelerken iç geçirdi. Bu Akira'nın günlüğüydü. Basın toplantısından sonra onunla gelmemiş olması, Taehyung'un işine yaramıştı. Arabasını bırakmak için elçinin evine gittiğinde, tuvalete gitme bahanesiyle evin hizmetçisi Estelle'den izin almış, üst katı ufak bir ziyaretten geçirmişti. Aslında hedefi Akira'nın odasına girip özel eşyasını almak değildi. Ancak o katta bulmayı umduğu gizli oda, ne yazık ki karşısına çıkmamıştı ve Akira'nın odasının kapısını açık görünce kendini durduramamıştı işte. Daha önce de gelmiş bulunduğu bu geniş odada, az eşya olmasına rağmen hepsi pek değerliydi ve sebepsizce ruhuna kasvetli gelmişti. Çalışma masasına bakındığında önce genç kızın elinden hiç düşürmediği tabletine bakmak istedi ancak beklediği üzere ekran kilidi vardı. İşine yarayacak başka bir şey ararken, çekmecesinde bulduğu bu defterin yalnızca ilk sayfasına bakarak günlük olduğunu anlamış, bir şekilde işine yarar umuduyla almıştı. Elbette Akira'nın bu defterin orada olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti ve Taehyung da zaten ertesi gün yerine koymayı planlıyordu.

İlk sayfayı açtığında, yeniden o yazıyı görünce istemsizce dudakları kıvrıldı. Kahve makinesinin işini bitirdiğine işaret eden alarm sesi kulaklarına dolarken, sesli bir şekilde yazıyı okudu.

"Eğer bu defter elindeyse ve sen Akira Hirano değilsen, üç gün içerisinde bir telefon alacaksın ve sonra gözlerin oyulacak. Yol yakınken okumayı bıraksan iyi edersin!"

Eşzamanlı Taehyung'un telefonundan güçlü bir melodi yayıldığında yüzündeki sırıtış soldu ve sıçrayarak etrafına bakındı. Boğazını temizleyip kendi gururuna karşı mahcup hissederek günlüğü kapadı ve telefonun sesini takip ederek yatak odasına gitti. Günlüğü başucundaki komodinin üzerine bırakıp telefonu eline aldığında arayan ismini görür görmez içi sıkıntıyla dolmuştu. Kaçışı olmadığını bildiği bu kovalamacayı uzatmak istemedi ve telefonu cevapladı. Başkanın sesi beklediğinin aksine sakindi.

"Merhaba Taehyung. Yarım saate bölgeye gel."

"Anlaşıldı efendim." Müsait olup olmadığını bile sorma gereği duymamıştı. Bir eli kanda olsa dahi ona gitmeliydi. Çağırdığı an, orada bulunmalıydı. Gölge gibiydi. Başkan ne derse o olur.

Taehyung çatmaktan yorulduğu kaşlarını ovuşturarak telefonu yatağının üzerine attı ve pencereden kasvetli gökyüzünü izlerken hayatının sahibi olan insanları düşündü. Kendisi hariç herkesti bu insanlar.




diphylleia grayi | kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin