十五 / yanımda olduğun her an için,

490 65 225
                                    

selamlar 🖖🏻 bu defa biraz uzun bir bölümle geldim! seveceğinizi düşündüğüm sahnelerle dolu, sadece akira ve taehyung odaklı oldu. yorumlarınızı eksik etmeyiniz ♥️ sizi seviyorum~

Kasım, 2020


SEUL, GÜNEY KORE



olafur arnalds - epilogue
evgeny grinko - and i blew out the candles









Gece boyunca uykunun tatlı kollarına kendimi bırakmamak için yapmadığım şey kalmamıştı. Saatlerce çizim yapmış, çoğunda uyuklayıp gözlerim dalma noktasına gelince hareketli bir şarkı açmış, terasta soğuk rüzgara rağmen oturup gökyüzünü izlemiştim. Keyfi değil, zorunlu bir uykusuzluktu bu. Rutin kontrollerimden biri yarındı ve bu seferkini özellikle son yaşadığım nöbetlerden dolayı uykulu olarak çektirmek istemişti Doktor Kang. Yılların getirdiği bir alışkanlıkla sabahlamak benim için zor değildi ancak bu aralar stres topu gibiydim ve tek kaçış yolum olan uykuya bile kavuşamıyordum.

Saat sekize geldiğinde mahmur gözlerle aynaya bakıp saçlarımdaki tokayı çözdüm ve temiz kıyafetler çıkarıp yatağıma koydum. Her zaman yaptığım gibi testten önce saçlarımı güzelce yıkayıp, duş almak için odamın içerisinde bulunan minik banyoya girdiğimde vücudum kaskatıydı. Hastaneye gitme düşüncesi bile midemi bulandırıyordu. Öylesine sıkılmıştım ki bu sonu gelmez kısır döngüden. Kaç dakika olmuş bilmiyor, sıcak suyun altında mayıştığımı hissediyordum. Bıraksalar oracıkta saatlerce uyuyabilecekken nefesimi tuttum ve sıcak suyu tamamen kestim. Tenime aniden değen buz gibi su bıçak gibi kesiyordu tüm vücudumu. Hızlı hızlı soluyarak işimi en kısa sürede halledip suyu kapattım ve bornozumu giyip bir süre onun sıcaklığını hissetmeye çalıştım. Bir insanın kendine işkence edebileceği en kolay yol soğuk duş olmalıydı. Kutuplara yakın yaşayanların buzları kırıp altındaki göle girdiği videolar zihnime doluştu. Ben girsem kesin hipotermi geçirirdim.

Kendime geldiğimde odanın içerisinden bir ses geldiğini duydum ve Esty olacağını düşünerek yüzümde aptal bir sırıtışla kapıyı açtım. Ancak karşımdaki manzara, bana arkasını dönmüş bir erkekti. Çığlık atarak banyonun içine geri kaçana kadar Taehyung bana dönmüş, yüzünde afallamış bir ifadeyle öylece bakakalmıştı.

"Senin burada ne işin var?" İstemsizce bağırarak sorduğum soruya karşılık, neden çalışma masamın önünde durduğunu anlayamadığım Taehyung, "Ö-özür dilerim, ee ben, Estelle ile konuştum ve kontrol etmek istedim uyuyakalıp kalmadığını, sonra-" diye devam ediyordu ki elimi kaldırıp susmasını istedim.

"Anladım, tamam." O kadar gergindi ve cümleleri öyle devrikti ki o da epey utanmış olmalıydı. Benden tarafa asla bakmıyor, bir eli ensesinde odanın duvarlarını ve pencereyi inceliyordu.

"Sen mi gelecekmişsin benimle?" diye sordum kapının arkasında kollarımı bedenime sararken. Hala üşüyordum.

Boş bakışlarını tereddütle bana çevirip gözlerini kısarak, "Nereye?" diye yavaşça sordu.

"EEG çektireceğim ya bugün, sana haftalık planım yollandı sanıyordum."

Bir anda başına taş düşmüş gibi gözleri irileşti, "Ah, tabii ya, ben onun için geldim zaten. Aklımdan çıktı bir anda." diye yanıt verdi. Bu alık hali istemsizce gülümsetmiş ve tatlı gelmişti gözüme. Boğazımı temizleyip bozuntuya vermeden, "İyi o halde, ben hazırlanıp aşağıya inerim." dediğimde hızla başını salladı ve yeniden bakışlarını bana değdirmemeye özen göstererek ivedilikle çıktı odadan.

diphylleia grayi | kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin