9- Bana bir borcun yok mu?

887 105 179
                                    

Merhabaaa yeni bölümle karşınızdayım ta daaaa.... çok merak ediyorsunuz değil mi?

Hadi hemen geçelim yeni bölüme...
__________

Yoongi duyduğu şeyin etkisiyle panik olup Hoseok'un üstünden kalktı. Utanmıştı ve korkuyordu birazda. Hoseok nasıl tepki verecekti bilmiyordu. Sonuçta onu öptüğünde sarhoştu, onu kullandığını düşünebilirdi. Panik, endişe ve utançla Hoseok'un suratına bakıyordu. Bir şey söylemesini bekliyordu. Hoseok yerden kalkıp Yonngi'ye yaklaştı.

- Hyung ben çok özür dilerim... Çok küçük düşürücü bir şey yaptım değil mi? Resmen beni öpmen için yalvardım sana... Ne desem bilemiyorum hyung. Özür dilerim.

Yoongi sadece gözlerine bakıyordu Hoseok'un. Bu kadar iyi niyetli olması onu delirtiyordu.

-Neden bu kadar iyi kalpli ve safsın ki... Küçük düşürücü bir şey yapmadın Hoseok. Sarhoştun ne dediğini bilmiyordun, asıl ben özür dilerim sarhoşken öptüm seni. Kullanılmış hissetmen gerekmez mi?

- Aslında...

- Hm?

- Hyung sence insanlar normalde söyleyemedikleri şeyleri... sarhoşken dile getirmez mi..?

Hoseok bunu söylerken başını öne eğmiş yavaşça kafasını kaşımıştı ve aynı zamanda sağ ayağını sol ayağının hafif önüne getirmiş yerdeki taşlarla oynuyordu. Yoongi ise duyduğu şeyin ilk önce şaşkınlığını yaşasa da sonrasında hoşuna gitmişti. Dudağının bir kenarını hafifçe yukarı doğru kıvırdı ve Hoseok'u kolundan tutup bulundukları barınağın kuytu bir köşesine çekti onu. Hoseok'un sırtı duvara gelecek şekilde dayandılar barınağın duvarına, Yoongi bakışlarını Hoseok'tan asla ayırmıyordu.

-Yani sen... şimdi bana seninle öpüşmek istiyordum ama bunu ayık kafayla söyleyemediğim için sarhoşken söylemişim mi diyorsun?

Hoseok buna karşılık büyük bir yutkunuş verdi Yoongi'ye

-Y-yani... sanırım... bilmiyorum...

Onun bu durumda olması böylesine utanması Yoongi'nin aşırı hoşuna gidiyordu. Dünden beri ondan uzak durması gerektiğini kendisine söyleyen Yoongi yok olmuştu sanki. Hoseok onu büyülüyor, bu halleri Yoongi'yi baştan çıkartıyordu.

-Bence öyle dedin Hoseok.

Yoongi yine dudağının bir kenarını serseri bir bakışla yukarı doğru kıvırdı ve biraz daha yaklaştı ona.

Yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı...

Artık neredeyse bitişiklerdi. Hoseok Yoongi'nin neredeyse bütün vücudunu hissediyordu vücudunda. Nefesi dudaklarına vuruyordu. Sanırım Yoongi onu tekrar öpecekti.

Yani evet... Yoongi bunu yapacaktı, yanlarına küçük bir köpek gelip birkaç kez havlamasaydı ve dikkatlerini dağıtmasaydı.

Hoseok, bu dikkat dağınıklılığından faydalanıp çekildi duvardan. Yoongi'ye bir bakış attı. O sırada Yoongi hızlı bir nefes bıraktı dışarıya. Çantalarını alıp çıktılar barınaktan. Durağa doğru yürüdüler, derin bir sessizlik kaplıyordu ortamı her zamanki gibi.

Otobüs geldi ve içine girdiler. Garipti ki yine o akşamki oturma kısımı boştu otobüste, aynı yerlerine yerleştiler. Yine derin nefesler alındı. Ne yapacağını bilmeyen iki şaşkın, utangaç ve istekli genç adam sadece oturuyordu. Hoseok bir cesarettir Yoongi'nin omzuna koydu yine başını. Yoongi ise derin bir nefes daha aldı, kalp atışları omzundan hissediliyor hatta duyuluyordu. Kafasını sakince koydu küçüğünün başına. Yine aynı şeyler olmuyor muydu? Otobüsten indiklerinde ne olacaktı? Yoongi yine Hoseok'u evine bırakacak mıydı? İkisinin kafasında da bu sorular dolanırken derin nefesler ve kalp atışları devam ediyordu, Hoseok yerinde iyice yayılıp daha çok yerleşti ona ait olan omuza. Yoongi ise rahat etmesi için biraz daha alçalttı omzunu ve elini sakince Hoseok'un bacağının üstüne bıraktı. Bu şekilde evlerinin durağına kadar geldiler.

Dependency | SopeWhere stories live. Discover now