29- Hankuk

458 56 66
                                    

Selam canlarım nasılsınız?

Şu an yoldayım neredeyse 4 saattir falan... dedim ki bölüm yazayım. Bu aralar burayı çok aksattığımın farkındayım son birkaç bölüm de biraz saçma oldu inanın ne yaptığımı bilmiyorum ben de :(

Kafam biraz bulanıktı ama şu an iyiyim. Final yapmaktan bahsetmiştim, biraz daha uzatmaya karar verdim. Aceleyle verdiğim bir karardı, düşününce daha Taekook, Woosan, ve 2min üstünde çok durmadığımı Namjin'imi sevgili yapıp doğru düzgün işlemediğimi fark ettim.

Ve açıkçası kendime çok kızdım. O yüzden onları önümüzdeki birkaç bölümde toparlayıp, güzel bir final yapacağım.

Umarım bölümden memnun kalırsınız, keyifli okumalar ❤️

__________

Uzun, soluksuz bekleyişler... herkes karşı karşıya gelen kapışmaları izliyordu. Sırada Jimin ve Seonghwa vardı. Herkesin stresten elinin içi terliyordu. Jungkook ve San çoktan dans etmiş ve karşılarındakileri ezmişti.

Şu an Taemin hariç herkes oturmuş Jimin'i bekliyorlardı. Her ne kadar Seonghwa konusunda iddialı olsa da endişeleniyorlardı onun için.

Taemin ise küçüğünün yanında şu an ona sarılıyordu, çünkü Jimin ağlıyordu. Stres olmuştu, o ana kadar yapar sanmıştı ama aslında o kadar kolay değildi onun için o da yeni fark etmişti. Taemin güzel yüzü avuçlarının içine aldı.

- Jimin yapabileceğini biliyorsun, lütfen ağlama. Lütfen.

- H-Hyung çok korkuyorum.. onunla karşı karşıya gelmek beni çok geriyor.

- Bana bak gözlerimin içine bak,

Gözlerini buluşturdu Jimin, uzun bir süre baktılar birbirlerine,

- ... sana her şeyden ve herkesten daha çok güveniyorum.

Jimin'in gözünden hüzünlü bir göz yaşı Taemin'in parmaklarına aktı.

- Tch tch tch ağlamak yok miniğim.

Sakince akan göz yaşının üstünü öptü Taemin. Jimin öpücükle titrerken, aynı zamanda şokunu yaşıyordu o an.

- Jimin, bu ne kadar doğru. Bunu şu an söylemeli miyim bilmiyorum.. ama seni çok seviyorum düşündüğünden farklı bir sevgi bu, ve o adamın karşısında olman bile delirmeme sebep oluyor. Sizi her yan yana gördüğümde aklıma kucağına oturduğun görüntüler geliyor. Emin ol ben de senin kadar gerginim. Git ve o piçin ağzına sıç. Duydun mu beni.

Taemin cümlelerini tamamladığı anda anons duyuldu.

" Sıradaki karşılaşma, Park Jimin ve Park Seonghwa."

Anonsla birlikte küçüğünün suratını serbest bıraktı Taemin. Jimin arkasını döndü birkaç adım atıp durdu. Taemin'e omzunun üstünden bir bakış attı, gülümsedi küçük,

- Ben de Hyung...

Duraksadı, Taemin ise anlamadan baktı,

- ... ben de seni seviyorum.

Ardından emin adımlarla sahneye ilerledi. Taemin ise büyükçe gülümsedi.

Jimin sahneye çıktığında okulu olarak büyük tezahüratlar yapıldı, ardından Seonghwa içinde. Kapışma başladığında, ilk Hwa sahnesini yaptı, ardından Jimin. Jimin beyazlar tüller arasında öyle bir dans ediyordu ki, herkes ağzı açık izledi, bu sırada Jungkook mırıldandı,

- Provalardan kat ve kat daha iyi yapıyor şu an.

Ardından onu izleyen arkadaşları keyifle gülümsedi. İkisi de sahneden indi, Jimin odasına döndüğünde Taemin gururla bakıyordu ona. Jimin ise nereden cesaret aldıysa hyung'unun üstüne koştu ve kucağına atladı. Taemin ise başta sarsılsa da kucağındaki bedeni hemen sıkı kalçalarından yakaladı. İkisi de parlayan gözlerle bakıyordu birbirine.

Dependency | SopeWhere stories live. Discover now