31- Gül ki Sevgilim

457 59 70
                                    

*Bölümü full bu şarkıyı dinleyerek yazdım sizde dinleyin istedim ❤️*

Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın kontrol etmedim 😫

Yoongi Hoseok'u o boğucu yerden çıkartmıştı. Aklında aslında bir yere belki bir kafeye götürüp oturmak onu sakinleştirmek vardı, belki de lunapark'a giderlerdi? Güzel olurdu. Ama aklına daha da güzel bir fikir geldiğinde keyifle gülümsedi. Ve ardından hızla Hoseok'un evine ilerledi. Sımsıkı tuttuğu eli asla bırakmadı bu sırada.

Otobüsten indiklerinde biraz daha yürüdüler. Yoongi adeta koşuşturuyordu, Hoseok'un modu oldukça düşük olsa da bu hallerine kıkırdıyordu. Nasılda heyecanlı nasıl da hevesliydi, ne yapacaklarını çok merak ediyordu küçük. Eve bir dakikadan az kalmıştı, Yoongi ani bir şekilde durdu. Arkasını dönüp ilk önce Hoseok'un alnına ıslak bir öpücük bıraktı. Ardından bir elini beline yerleştirdi diğerini ise bacaklarına ve hızla kaldırdı miniğini. O sırada Hoseok'un ağzından ufak bir çığlık yükseldi.

- Hyung napıyosun?!

Kıkırdıyordu,

- Hayatımı eve taşıyorum, sen napıyosun hayatım?

Hoseok kıkırdamıştı. Ne şapşal olmuştu bu çocuk bir anda. Utanıp kafasını büyüğünün boynuna gömdü küçük. Yoongi ise taşıması oldukça kolay bebeği ile evin kapısına geldi, cebindeki onun için yaptırdıkları anahtarı takıp çevirdi ve açtı kapıyı. Hızla içeriye girip dolabı adımlıyordu ki bir anda durdu. Miniği ise neden durdun der gibi bakıyordu.

- İlk önce napıyoruz üstümüzü değiştiriyoruz, yoksa birileri kızıyor di mi?

Kurduğu cümleden sonra gülümseyip Hoseok'un burnuna küçük bir öpücük kondurdu Yoongi. Hoseok ise kıkırdayıp mırıldandı.

- Şapşal...

Birlikte hızla merdivenlerden çıktılar, Yoongi kucağındaki naif bedeni yatağa yavaşça bıraktı ve dolaba yöneldi. İkisi içinde oldukça rahat kıyafetler seçti. Elindekileri yatağa bırakıp üstündeki tişörtten hızla kurtuldu. Yenisini üstüne geçirirken Hoseok'un da üstünü değiştirmeye yeltendiğini gördü.

- Hop hop güzellik sen bekle bakim, ben bi giyiniyim ellerimle giydiricem seni.

Hoseok kızaran yanaklarıyla üstünü değiştiren büyüğünü izliyordu. Anıları gözleri önüne gelmişti. Yine aynı yerde üstünü değiştirdiği zaman...

Yoongi üstünü değiştirdikten sonra kızaran yanakları öptü sırayla,

- Isırasım geliyor aynı elma gibiler.

Hoseok yine kıkırdadı. Ardından Yoongi yardımıyla ilk önce tişörtünden kurtuldu. Üstüne yeni tişört geçirir geçirmez belinden tutup ayağa kaldırdı miniği, pantolonun düğmesi açtı ve fermuarını indirdi. Hoseok'un içi o an hoş olsa da belli etmedi. Yoongi aldığı kısa şortu da geçirdikten sonra. Poposuna kaçamak bir şapşal attı ve tekrar kucağına aldı. Hoseok kıkırdayarak,

- Bir fırsatı da kaçırma aman. Ayrıca benim bu kadar kısa şortum mu varmış?

- Yooo ben almıştım geçen gün çok yakışır yavruma dedim. Fena mı yapmışım? Çok tatlı oldun.

Hoseok kıkırdadı.

- Sanki biraz fazla kısa?

- Benim yanımda değil.

Göz kırpıp aşağıya adımladı. Ama şort cidden çok güzeldi. Güzel sarı rengi Hoseok'un içini açmıştı. Biraz kısaydı, hatta baya kısaydı. Neredeyse kalçası görünecekti. Küçük kafasında bunları düşünürken Yoongi çoktan onu koltuğa yavaşça bırakmıştı. Hemen yanına kurulup eline kumandayı aldı ve Netflix'i açtı. Tam o sırada kapı çaldı.

Dependency | SopeOnde histórias criam vida. Descubra agora