Bölüm 6: Herkes bir şeyin kölesidir

987 148 209
                                    

  
Merhabalaaar 🌸

Bu dönem biraz yoğunluk yaşadığımdan dolayı bölüm geç geldi. Bunun için üzgünüm.

Keyifli okumalar :)
  
  

______
 
 
  
Bölüm 6: Herkes bir şeyin kölesidir
  
 
Bembeyaz eli ile sımsıkı tuttuğu mor kutuyla seri adımlar atarak yeri dövercesine ilerlerken sıkmaktan dolayı beyazlaşan parmak uçları sanki mor kutu fazlasıyla değerliymiş gibi gözükmesine sebep olsa da içindeki şarap şişesinin kutunun duvarlarına çarpmasına sebep olacak kadar savurarak yürümesi durumun aslında tam tersi olduğuna dair gizlenmiş bir ayrıntı gibiydi. Bunun farkında bile değildi fakat olsa da bir şey değişmezdi.

Yol boyunca öfkesinin dinmemiş olmasından dolayı adımları sert, bakışları yakıcı ve bedeni de kaskatıydı. İki gündür gelip gittiği bu şirkete üçüncü kez gelmiş ve girişte bulunan her zamanki o sarışın sekretere doğru adımlamıştı. İşini yapmakta olan kadının dikkatini çektiğinde "Kim Taehyung ile görüşeceğim." demişti. Çatılı kaşları haricinde yüzü mimiksiz ve sertti. Ses tonu ise hiç kibar değildi.

Kadın bu tavırlara rağmen kendisini bozmamış ve hafifçe yüzüne yerleştirdiği tebessüm ile "Bir dakika." diyerek beklemesini istedikten sonra elini telefona atarak Kim Taehyung'un kişisel asistanını aramıştı. "Bay Kim şu an müsait mi? Onunla görüşmek isteyen biri var." diye sormuştu.

Jungkook gelen cevabı duyamıyorken kadının konuşmayı gerçekleştirmesini beklemek zorunda kalıp sabırsızca bakışlarını etrafta gezdirmiş ve nefesini vermişti. Mor kutuyu tek eliyle daha sıkı tutmaya devam ederek diğer elini sekreterin masasına dayamıştı. Öfkeden neredeyse yerinde duramıyorken bir de telefon konuşması yüzünden beklemek zorunda kalıyordu ve Jungkook fazlasıyla sabırsız biri olduğundan dolayı buna maruz kalıyor olmak onun için dayanılmaz gibiydi.

Sekreter telefonu kulağından çekip kapattığında öfkesi her halinden belli olan karşısındaki gence baktı. "Bay Kim'in programında biriyle görüşeceğine dair bir randevu yokmuş. Üzgünüm." demişti. Tekrardan işine dönmüş ve karşısındaki bu gencin gitmesini ummuştu ancak Jungkook kımıldamıyordu.

Sekreterin bulunduğu masaya doğru eğilerek ona yaklaştığında fazlasıyla agresifti. "Kim Taehyung ile görüşeceğim." Dişlerini sıkarak tane tane kurmuş olduğu bu cümle bürünmüş olduğu yüz ifadesiyle birleşince onu bir psikopat gibi göstermişti.

Sekreterin bakışları tekrardan onu bulduğunda öfkesi karşısında birkaç saniyeyi şaşkınlıkla geçirmiş ardından ise derin bir nefes almış ve kibarlığını korumaya gayret ederek "Randevunuz var mıydı?" diye sormuştu.

Jungkook daha fazla beklememek için bu soruyu hiç zaman kaybetmeden ve çok da önemsiz bir soruymuş gibi cevaplayarak "Yok." demişti. Onunla görüşmesi için randevuya ihtiyacı olduğunu düşünmüyordu. Özellikle de böyle kışkırtıcı ve öfkelendirici bir hediye aldıktan sonra.

Aldığı cevap üzerine ise "Üzgünüm ancak randevunuz yoksa görüşmeniz imkansız." demişti sekreter kadın. Kim Taehyung ile görüşmek isteyen herkesi dinleyip onların isteklerini yerine getiremezlerdi. Bu konuda onun da yapabileceği bir şey yoktu. Sadece işini doğru yapmaya çalışıyordu. Karşısındaki bu genç ısrarcı davranmaya devam ederse ne yazık ki onu dışarı attırmak zorunda kalacaktı.

Jungkook öfkeden dolayı çenesinin oynamasına engel olamazken "Başka birini değil, Kim Taehyung'u ara." demişti. Geldiğinin direkt onun öğrenmesini istiyordu. "Benimle görüşmek isteyecek." derken bundan emin değildi ancak eminmiş gibi davranıyordu. Kim Taehyung onu kabul etmek zorundaydı çünkü onunla görüşmeden buradan ayrılmayacaktı. Bunda fazlasıyla kararlıydı. Jungkook istediği her an ufak bir tehlikeye dönüşebilir, can sıkabilirdi.

Record | TaekookWhere stories live. Discover now