Record | Taekook

Bölüm 16: Hayal Kırıklığı

  
*Bilgilendirme 1*

Geçmiş bölümlerde yer vermiş olduğum Dionysus Tanrısının 'Dionysos' şeklindeki yazımı da doğrudur. 
 

*Bilgilendirme 2*

Eleştiri yapmak bir insanı, bir yapıtı veya bir konuyu doğru ve yanlış yönlerini ele alarak belirtmek, açıklamak ve değerlendirmek demektir. Hiçbir gerekçe veya sebep sunmadan, elle tutulur bir yanı olmayan ve keyfi olarak karşı tarafı küçültmeye dayalı cümleler yazarak eleştiri yapmış olmazsınız.
 
 
*Bilgilendirme 3*

Eleştirilere açık olduğumu daha önceden söylemiş olduğumu hatırlıyorum ki hâlâ da öyleyim. Bir insan olarak mükemmel olduğumu düşünmüyorum ki zaten değilim de. Bilerek kötü bir şey yapmam ancak farkında olmadan, o an bana kötü gelmemiş bir şeyi yaparsam ve de bu doğru bir şey değilse beni uyarmaktan "Bundan bundan dolayı bu yaptığın şey uygun değil." demekten çekinmeyin. Örnek vermek gerekirse, kitaplarımın hiçbirine yetişkin içerik uyarısını koymamışım ancak hepsinde de yetişkin içerik mevcuttu ve bir okuyucumda beni bunun için uyardı ve düzelttim. Yani eften püften sebeplerle birbirimizi üzüp kırmayalım istiyorum. Sadece burada kendi hâlimde bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Kimseye de zorla okutmuyorum.

 
Tadınızı kaçırdıysam üzgünüm.
 
Keyifli okumalar.

_____
 

Bölüm 16: Hayal Kırıklığı
 
 
Jimin önündeki yemeklerden ziyade karşısındaki mimiksiz adama odaklanıp onun gereksiz ısrarı sonucu erken bir vakit de olsa sonunda gerçekleşmiş olan akşam yemeğini düşünüyordu. O, ilk yemek sözünü verirken böyle bir anın içinde olabileceklerini hiç düşünememişti. O zamanlar delice istemiş olduğu şeyi şimdi hiç istemiyordu. İçine düşmüş olduğu bu durumu, bir şeyi çok isteyip de elde edildiğinde beklenilen o tadı alamamakla bağdaştırmıştı. Min Yoongi ile yemek yemeyi çok istemişti ve hatta bu sebepten dolayı fazlaca kırılmıştı ancak şimdi karşı karşıya yemek yiyorlardı fakat Jimin bu durumdan hiç memnun değildi. Yoongi hakkındaki düşünceleri bariz bir şekilde değişmiş olsa da ruh hâlini bu denli kötü etkileyeceğini beklemiyordu. Belki de sadece Min Yoongi'yi çok fazla büyütmüştü ve şimdi de hayal kırıklığı yaşıyordu.

"Yemekleri beğendin mi?" diye sormuştu Bay Min. Ancak Jimin tek lokma bile almamış, yalnızca çatalını parmaklarının ucuyla tutarak yemekleri didiklemekten başka bir şey yapmamıştı.

Yine de sanki yemiş ve beğenmiş gibi kafasını öylesine olumlu anlamda salladıktan sonra tuttuğu çatalı bırakmış ve kollarını masaya dayamıştı. "Bay Min, konuşmak istediğiniz konu her ne ise konuşalım ve bitirelim." demişti. Uzatmak istemiyordu. Ona karşı olan duyguları hızlı ve yoğun başlamış olsa da ne yazık ki çabuk sönmüştü.

Bay Min Jimin'in kurmuş olduğu bu cümle karşısında şaşırırken kendisine karşı sert oluşunu da fark etmiş ve bu yemekte bulunuyor olmasının asıl sebebini ertelemeyi tercih ederek "Açıkça söylemek gerekirse, benden hoşlandığını düşünmüştüm." demiş ve açmak istediği konunun çok uzağından bir giriş yapmıştı.

Jimin ise fikirlerini belirtmekten çekinmedi. "Evet," demişti. "Öyleydi." Ve bunu söylerken de geçmiş zamana vurgu yapmayı ihmal etmemişti.

"Seni anlayabiliyorum." demişti Yoongi. Bunu söylerken ise aklından geçen düşünce Jimin'in o gece yaşananların ardından böyle bir tepki aldığına yönelikti. Bay Min sadece bu konu üzerine endişelendiği için en ufak bir davranış ve hareketi oraya yoruyordu. Bu yüzden ise boğazını temizledikten sonra tehlikeli bir yola giriş yapacağı kelimeleri dudaklarının arasından çıkardı. "O gece aramızda bir şeyler yaşandı. Açıkçası o geceden ve aramızda yaşananlardan sonra bana karşı bu tarz tavırlar sergilemen hoşuma gitmiyor." demişti.