Bölüm 18: Anı Yaşamak

819 82 212
                                    

 
Merhabalarrr

Bölümü bugün atacağımı söylediğim için kontrol edemeden atıyorum çünkü aynı zamanda da arkadaşlarım oyuna çağırdı. Eğer yazım yanlışları ve mantıksız bir yer varsa "wtf" veyahut "bunela" eşliği ile beni paragraflara etiketleyebilirsiniz. Şimdiden hatalar için özür dilerim.

Veee

Keyifli okumalar.
 
 
_____
  
 
Bölüm 18:  Anı Yaşamak
   

Kalbi deli gibi çarpıyorken öylesine telaşlanmış ve korkmuştu ki ellerinin titrediğinin bile farkında değildi. Elinde olmadan hissettiği bu duyguların ise aşırıya kaçan bir durum olduğunu düşünüyordu çünkü Taehyung'a evde olmadığı hâlde evde olduğunu söylediyse en fazla ne olabilirdi ki? Fakat yine de bu düşüncesine zıt olarak bu duruma bir son veremeyi de başaramıyordu. Hatta evinin kapısını açmaya çalışırken tedirginliği devam ediyor, kapıldığı endişeden dolayı eli titriyor ve bu da parmakları arasındaki anahtarı bir türlü yuvaya sokamamasına sebep oluyordu.

Taehyung'un evinde olduğunu öğrendiğinde apartmanın dışında dikilmeyi anında kesip merdivenleri ikişerli üçerli çıkarak dairesine ulaşmıştı. En sonunda içeri girebildiğinde nefes alışlarını kontrol etmeye çalışarak telaşlı hâlini bir kenara bırakmak için uğraşmış ve bu hâlini Taehyung'a sergilemek istememişti.

Onu otururken bulduğunda ise birkaç saniye öylece kalakalmıştı. Yavaş adımlarla ilerleyip yanına oturduğunda Taehyung'un bakışları nihayetinde Jungkook'u bulmuştu.

Aralarında birkaç saniyeden fazla sürmeyen bir bakışmanın ardından Jungkook onun bakışlarındaki soğukluğu fark etmişti. O an yanında oturan adam sanki onca şey yaşadığı, birlikte uyuduğu ya da öpüştüğü kişi değildi de bir yabancıydı. "Yalan söylemeyi tercih etmenin sebebi nedir?" diye sormuştu. Ses tonu yüksek çıkmamıştı, tersine sakindi. Ancak öfke dolu olduğu belliydi ki Jungkook aralarında uçurumlar varmışcasına uzak hissetmişti kendisini ona karşı. Halbuki hemen yanında, bir kol uzunluğu masafede oturup gözlerinin içine bakıyordu sadece.

Belki de kendi kendine her şeyi büyütüyor, suçlu olduğunu bildiği için bu suçluluk duygusundan dolayı kendi kendini ondan uzaklaştırıyor ve işleri daha da yokuşa sürmekten başka bir şey yapmıyordu. Ancak o an bunları kontrol edemiyordu. Yalnızca kendisine odaklanıp soğukkanlı olmaya gayret etti ve "Apartmanın önündeydim. Zaten eve girmek üzere olduğum için bu söylediğimin yalan olduğunu düşünmüyorum." dedi.

Jungkook'un bakış açısından bu söylenilen bir bakıma doğru sayılırdı ancak Taehyung yumuşamamıştı. "Neredeydin?" diye sordu. Saatler önce işten çıkmış olduğunu biliyordu. Gözlerini Jungkook'un üzerinden çekmiyor, açıklama yapması için sabır ve dikkatle dinliyordu.

Bu süreçte ise Jungkook üzerinden ayrılmayan bakışlar yüzünden bekletmeden cevap vermesi gerektiği konusunda kendisini baskı altına hissediyordu. Ancak doğruyu söyleyemeyeceğinden dolayı ufak bir yalan bulmalıydı. Bunun için de düşünmesi gerekiyordu ve doğal olarak zamana ihtiyaç duyuyordu.

Dudaklarını araladığında "Şey..." demiş ve sadece birkaç saniye kazanabilmişti. Ardından elini ensesine attı, bakışlarını bir saniyeliğine Taehyung'tan ayırdı. Geri ona döndüğünde ise "İşim vardı." dedi.

Nasıl oluyordu da Taehyung'un yüz ifadesi değişmiyordu, bilmiyordu. Ancak ortamda hâlâ gerginlik hakimdi. Taehyung ise ısrarla sormaya devam ediyordu. "Ne işin vardı?"

Jungkook oturduğu yerden kalktı. Birkaç adım atmıştı ki neden böyle yaptığını da bilmiyordu. Sadece rahatmış gibi davranmaya çalışıyordu. Kendisini baskı altında hissederken bunalmıştı ve sanki tüm bunların sorumlusu da gömleğinin üzerindeki ceketmiş gibi ondan kurtulmak istemişti. Onu çıkarıyorken de "Bizimkilerleydim." dedi. "Hoseok ve Jimin." diye de ekledi. Ardından kendisine daha fazla soru sorulmasından kaçmak için "Sen neden buraya geldin?" diyerek oku ona çevirdi.

Record | TaekookWhere stories live. Discover now