Bölüm 1

4.2K 185 20
                                    

"Tanrıım..." Taksiden indiğimde söylediğim tek şey buydu. Tanrım, gerçekten bu kadar büyük bir okul var mı ? Valizlerimi iki elime aldım ve okulun kapısından içeri girmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü iki valizle ve sırtımdaki çanta ile biraz dengemi kaybediyor gibiyim. Sonunda içeri girdim ve etrafa bakınmaya başladım. Neden herkes bana bakıyor ? Tamam yakışıklıyım ama ağzımın içine düşmenize gerek yok. Hayır, kendini beğenmiş biri değilim. Sadece sürekli insanların ağzından 'Çok yakışıklısın.' 'Benimle çıkar mısın ?' 'Çok tatlısın.' kelimeleri çıkınca insan alışıyor.

Bana bakanları umursamadım ve müdürün odasını aramaya başladım. Nerede bu siktiğimin müdür odası ? Uzun uğraşlar sonucu müdür odasını buldum ve kapıyı çaldım. "Gir." Kapıyı açtım ve içeri girdim. "Ah... Luhan ! Hoşgeldin. Geç otur." Beni görünce gülümsemesi büyüyen ihtiyar adam babamın liseden arkadaşıydı. Ailem vefat ettiğinde 'Çok çalış ve benim okulumu kazan. Sana sahip çıkmak istiyorum evlat.' diyen bir ihitiyar. Bu adam torpil sevmez. Ailem öldükten sonra bana sahip çıkan tek kişi diyebiliriz. 

"Seni son gördüğümden bu yana büyümüşsüm Luhan ! Ne kadar oldu ? 1 yıl ? Herneyse, al bu sınıfların haritası ve buda evin anahtarı." Elime bir kağıt ve anahtar sıkıştırdı. "Ev ?" "Bizim okuldaki öğrencilerin çoğu uzak yerlerde yaşıyorlar. Bizde kolaylık olsun diye okulun arka tarafındaki araziye küçük şehir gibi bir yer yaptırdık. 2 kişi küçük , tek katlı bir evi paylaşacak. Site gibi düşün, tek fark marketler var." İhityar anlatırken ağzım daha çok açılıyordu. İhtiyarı 4 kelime ile tanımlayacak olursam; Lanet.Herif.Gerçekten.Zengin. "Herneyse. Ders başlayalı 10 dakika oldu. Eşyalarını buraya bırak ben görevli ile evine gönderirim. Okul eşyaların koridordaki 108 nolu dolapta. Bu arada kendini yanlız hissetme diye odanı oğlumla paylaşacaksın. İyi geçineceğinize eminim." Ben daha ne olduğunu anlamadan kapı dışına çıkmıştım. What the fuck ? Hızla elimdeki kağıda bakarak F-13 sınıfını aramaya başladım. Aradığımı bulunca güldüm ve kapıyı çaldım.


"Gel." Kapıyı açtım ve sınıfa göz gezdirdim. Hoca olduğunu düşündüğüm kişinin yanında uzun boylu sarışın bir çocuk gördüm. Siktir. Çocuk neredeyse 2 metre.
"Luhan-sshi. İlk günden tam 12 dakika 10 saniye geciktiniz. Gelin ve kendinizi tanıtın." Siktir. Bu kadınla gerçekten işimiz var. Yanına gittim ve sınıfa döndüm. "Merhaba. Ben Luhan. Çin'den geldim." Umursamaz bir şekilde eğildim ve en arkada, cam kenarında boş olan sıraya gidip oturdum. "Teşekkürler Luhan. Çok açıklayıcıydı. Herneyse Kris ! Bu kaçıncı oldu ? Dersimi dinlemeni söylemiştim. Yine müdürün yanına mı gitmek istiyorsun ? Daha ilk ders ve sen bugün 2 kere gittin bile ! Yerine otur. Bir daha olmasın." Kris denen çocuk belalı gibi duruyor. Sanki umurumda. Sadece... Kimse benimle konuşmasın. Ben yanlızken iyiyim. Kris dene çocuk döndü ve buraya doğru gelmeye başlaldı. Kafamı sıranın üstüne koyduğum çanataya gömdüm ve uyumak için hazırlandım. Siktir, saat 08:15 ve ben dün gece uyuyamadım. Şuan uyumak istiyo- Saçımı biri mi karıştırdı ? Huh ? Kafamı kaldırdığımda saçlarımı karıştıran çocuğu gördüm. Şuan yan tarafıma -sınıftaki tek boş yere- oturan sarışını gördüm. O çocuk demin benim saçımı mı karıştırmıştı ? "Bana. Dokunma." Kafamı tekrar çantama gömdüm ve uyumaya çalıştım. Ama o piç kıkırdıyordu. "Eyeliner sürmüş bir geyik... Bu yıl gerçekten güzel olacak." Geyik mi ? GEYİK Mİ ?! Siktiğimin sarışın, kendini bir bok sanıyor. Cevap vermeye üşendim ve uyuma başladım, sonunda kendimi uykuya bıraktım. 


Saçlarımı okşayan -yine- bir el hissedince gözlerimin açtım. Kafamı kaldırdığımda ön sırada sandalyeye ters bir şekilde oturmuş olan sarışını gördüm. Eli hala saçımdaydı. Elini sertçe saçlarımdan çektim. Sınıfta kimse yoktu. "Bana dokunma dememiş miydim ? Balık hafızalı falan mısın ?" "Sanada günaydın LuLu." "Ne ?" "LuLu çok tatlı bir isim bence." "Ben tatlı değilim, yakışıklıyım. Kelimelerini düzgün seç. Herneyse... Nereden geliyor bu samimiyet ?" Güldü ve o muhteşem beyaz dişlerini gösterdi. Tanrım, o cennetin beyaz ışığı mı ? Eğer öyle ise sanırım sana geliyorum. Kendine gel Luhan ! "Ben Kris. Artık benimsin. Hep bir evcil hayvanım olsun isterdim. Çok tatlısın, gerçekten." Tekrar elini saçlarıma daldırdı ve karıştırmaya başladı. Elini saçımdan sertçe çektim -yine-. Çantamı sırtıma taktım ve cebimden telefonumu çıkarıp saate baktım. 12:30 Mu ? Siktir. Hızla sınıfın kapısına koştum ve arkamı dönmeden orta parmağımı havaya kaldırıp "Git ve kendini becer." Sınıftan çıktım ve elimdeki kağıda baktım. Yemek saatiydi. Hızla yemekhaneye indim, çok açtım.
Masadan tepsi aldım ve sıraya girdim, aynı zamanda menüyü inceliyordum. Sanırım 2 numaralı menü iyi gibi duruyor. "Ne yiyeceksin ? 2 numarı öneririm." Boynumda hissettiğim fısıltı ile sıçradım. Kim olduğunu görmek için arkama dönecektim ki 2 metre boyu hissettim. "Kes sesini." Kafını boynuma daha da çok yaklaştırdı, ben hala önüme dönmüş sırayı bekliyordum, nefesini içine çekti. Dur bir dakika. Demin beni mi kokladı o ? "Ne yapıyorsun sen ? Sapık falan mısın ?" "Kendimi becermek tarzım değil. Ama bu güzel kokan bedeni becermek yeni tarzım olabilir." Siktir. Sıçtığımın resmiyetİ. Demin titredim mi ben ? Hayır, hayır hayır. Sıra bana geldiğinde yemeğimi alacakken yaşlı kadın kolumu tuttu. "Öğrenci kartın ?" Biraz sesli konuştuğu için herkes bize bakmaya başladı. "Efendim ?" "Burada öğrenci olduğuna dair kartını gösteriyorsun ki sana yemeğini verelim. Yoksa her yoldan geçen burda karnını doyursun. Okul uniformanda yok. Öğrenci değilsen yemek yok. Hem sen gerçekten üniversiteli misin ? Lise 2 misin ?" L-li-se mi ?! 

"Ben üniversiteliyim ! Yeni öğrenciyim. O ihtiyar bana öğrenci şeyini vermediyse benim sorunum değil !" Kolumu kadının elinden kurtardım. Yemeği de oraya bıraktım. Tam dönüp gidecekken sarışın konuştu. "O benimle. Sorun yok." Birden o şeytan cırtlak sesli kadın gitti, yerine melek gibi -o göbekle biraz zor ama- kadın geldi. "Ah... Anladım efendim. Yemeğinizi alın." Tek kaşımı kaldırıp tereddütlü bir şekilde kadına baktım. Arkamdaki sarışın bana gülümsedi sonra kaşlarını çattı ve yemekhaneye dönüp bağırdı "Önünüze dönün !" Siktir. Bu çocuk bu kadar korkunç olabiliyor muydu ?
Ben bu duruma nasıl düştüm ? Şuan sarışınla birlikte aynı masada oturmuş yemek yiyordum. BU. NASIL. OLDU ? Sanırım tek boş masa bu olduğu için. "Yah. Gerçekten üniversiteli misin sen ? 16-17 yaşlarında görünüyorsun." Elleri ile yanaklarımı tuttu ve çekiştirmeye başladı. Yeter. Artık gerçekten sinirleniyorum. Yanağımdaki elini hızla ısırdım, elini çekmeye çalışırken gülüyordu. "Ahaha... Vahşi bir geyik çıktın huh ?" Daha sert ısırdım. "Ah...Tamam tamam." Elini bıraktım ve yemeğime döndüm. "Luhaaaan !" Herkes kapıya bakıyordu, merak edip bakınca bizim ihtiyar olduğunu gördüm.
"Ya ! Seni velet. Buraya gel hemen !" Siktir. Derslere girmediğimi öğrendi galiba. Tabağımdaki son eti çatalımı patırıp ağzıma attım ve yerdeki çantamı alıp, azğımdaki çatal ile kaçacak yer aradım. "Buraya gel dedim Luhan! Huh,huh... Koşarken... Yoruldum.. Ah..." Nefes nefese kalmış hala koşuyordu. Tam masadan kalkacakken gömleğimin boyun kısmından (Y/N: Hani kedileri boynunun arkasından tutup kaldırırsınız ya o şekilde dsfa ) tutup havaya kaldırdı. Siktir ! Nasıl geldi bu herif ? "Öğretmenlerin seni derste görmemiş ? Yok öyle, seni velet. Birdaha duymayayım." Ağzımdaki çatal ile kafamı 'evet' anlamında aşağı yukarı salladım. Beni yere indirdi. Herkes bize bakıyordu. Masadaki sarışın ise gülüyordu. Tanrım, bu çocuğun yapmayı bildiği başka birşey var mı ? 

"Herneyse... Ne için gelmiştim ? Huh, huh... Yoruldum. Evet ! Yemek almak ve diğer okul aktivite eşyalarını kullanabilmek için öğrenci kartını vermeyi unutmuşum. Ve ah -masaya bakar- oğlumla tanışmışsın ?" Oğlu ? "Huh ?" Ağzımdaki çatalı çıkardım ve sarışına baktım. "Kris, ona okul hakkında yardımcı ol. Ve de ıhmm... Evet evdede yardımcı ol. Herneyse ben odama geri dönüyorum, işlerim var. Luhan ! İyi çalış. Derslere gir !" Saçımı karıştırdıktan sonra yemekhaneden çıktı. Evet, evet... Ne kadar kabul etmek istemesemde kesinlikle ihtiyar sarışının babası. Şaşkınlıkla hala ayakta dikilirken sarışın bana seslendi. "Yemeğini ye de hemen eve gidelim 'Ev Arkadaşım'." A-ov.... Kesin olarak sıçtım. Im... Şey intihar edebiliyor muyuz ?

Y/N: Gençler vote sayısı 15 olunca yeni bölüm gelecek ama youm yaparsanız çok sevinirim yani, yine de siz bilirsiniz asdfg <3

Fucking FaboluosWhere stories live. Discover now