1. YABANCI SÜLİETLER | KİTAP VERSİYONU

243K 13K 17.5K
                                    

İyi okumalar minik kuşlar.

Beni idelirukiye buraya basarak takip edebilirsiniz❤️

🕊

Korkularımı sıraya dizsem acaba en başta hangisi gelirdi?

Her insanın belli başlı korkuları vardır; yükseklik,yalnız kalmak, sürüngenler... Zihnim bu yaşıma kadar birçok korkuya ev sahipliği yapmıştı fakat şimdiye kadar hissettiğim korku kadar büyük bir korku hissetmemiştim. Biri, beni öldürmek isteyecek kadar benden nefret ediyordu. O kişinin kim olduğunu tahmin etmek, kalbimi çarmıha germişler gibi hissettiriyordu. Babam yattığı yerde mutsuz olmalıydı; kızını, kendi kanı boğuyordu.

Bilincim yerine gelmişti, benliğim aydınlığa kavuşmak için yeniden ayağa kalkmıştı.

Damarlarımda kol gezen endişe, düşüncelerimi toplamama engel oluyordu. Başıma ne gelmişti, bana zarar veren kimdi, beni hastaneye kim getirmişti, şu anki durumum nasıldı? Her soru, kalbimin göğüs kafesimi deler gibi atmasına neden oluyordu. Gözlerim hâlâ kapalıydı. İçime çektiğim hastane kokusundan ve elimin üstünde hissettiğim iğneden anladığım kadarıyla hastanedeydim. Gözlerimi açmama nedenim ise seslerini duyduğum iki adamın konuşmasıydı.

"Sen nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordu bir tanesi. "Hayır, Arif birazdan bulur onu, merak etme," dedi diğeri.

Arif 'in kim olduğunu, kimin nerede olduğunu bulacağını bilmediğim gibi konuşan adamların seslerinden de kim olduklarını çıkaramamıştım. Adamların ses tonlarındaki belirsiz ifade, daha da gerilmeme neden oldu. Kimdi bu adamlar ve benim odamda ne işleri vardı?

"Nasıl merak etmeyeyim, Ömer? Adam kafasına göre bir geliyor, bir gidiyor!" diye sinirle konuşan kişi, biraz önce soru soran kişiydi. "Sen söyle, ne zaman akıllanacak bu? İllallah ettim!" dedi bıkkın bir sesle.

Adamın yükselen sesiyle, başımdaki ağrı kendini daha çok hissettirmeye başladı. Huysuz bir şekilde kıpırdanmamak için kendimi zor tuttum. Uyanık olduğunu belli edip adamların kim olduğunu öğrensen mi? Bir yanım biraz daha dinlemem gerektiğini söylediği için iç sesimi reddedip dinlemeye devam ettim.

"Bağırma, kızı huzursuz edeceksin," dedi kısık bir sesle adının Ömer olduğunu anladığım adam. "Hem bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanı. Bir anda neden bu kadar sinirlendiğini de anlamış değilim."

Yıllardır komada mıyız, hafızamızı mı kaybettik, ne oluyor?

Kim bu adamlar?

Adamlardan birinin derin bir nefes verdiğini işittiğim anda ismini bilmediğim adamın sesi, yakınımdan gelmeye başladı. "Neyse," dedi boş vermiş bir sesle. Birkaç saniye süren sessizlikten sonra, "Doktor ne zaman uyanacağını söylemişti?" diye sordu. "Bu kadar beklememiz bana normal gelmiyor."

Sesinde duyduğum endişe, kendimi iyi hissetmemi sağlamalıydı ancak adını koyamadığım bir duygunun bedenimden rüzgâr gibi geçmesine neden oldu. Tanımadığım adamın ses tonu bende farklı bir his uyandırmıştı. Kimdi bu adam? Neden gözleri üzerimdeymiş gibi hissediyordum? Gözlerini açsan da öğrensek mi, Lâl? Haklısın.

Ömer, "Birazdan uyanacağını söylemişti," diye cevap verdiğinde kirpiklerimi kırpıştırarak uyanıyor olduğumun sinyalini verdim. "Uyanıyor sanırım," diye eklediğinde ayaklandığını duydum.

EFLÂL | RAFLARDAWhere stories live. Discover now