11. MAZİ | KİTAP VERSİYONU

159K 9.6K 23.9K
                                    

İyi okumalar minik kuşlar.

Beni idelirukiye buraya basarak takip edebilirsiniz❤️

🕊️

Her insanın kendini koruma altına aldığı bir kalkanı vardır. Bu kalkan, insanı tehlikelere karşı korurken aynı zamanda da onun gerçek kimliğini saklar. Herkese açık etmek istenmeyen o gizli yan, bu büyük kalkanın arkasında gün yüzüne çıkmayı bekler. Gecenin güneşi beklediği gibi ortaya çıkmayı gözlerken bir orman kadar büyük, bazen bir yaprak kadar önemsizdir.

Kendi gizli yanımdan korkuyordum. Kimseye göstermediğim, gösteremediğim tarafım soğuk ve hissizdi. Ama korktuğum bu değildi. Korktuğum, bir gün bu yanımı ısıtacak birinin karşıma çıkmasıydı. "Kiloma laf edenleri dürüm yapar yerim" diyen abla gibiydim. O yanımı iyileştirmek isteyen kişiyi şişe takıp la-vaşa sarmak isteyen yanım, bana göz kırpıyordu. Karnımız acıkmış herhâlde.

Kendi kendime gülümsedim. Züleyha teyze sayesinde ne açlık kalmıştı ne de hastalık. Sevginin gücüne her zaman inanmıştım. Gördüğüm ilgiyle ve sevgiyle hastalığı kısa sürede atlatıp kendimi toparlamıştım. Bedenimde hissettiğim bu tazeliği, beni iyi etmek için çabalayan insanlara borçluydum.

Şimdi ise kafamı dağıtmak için uğraşıyordum. Soğuk havanın ferahlatıcı kokusunu içime çekip tabletimin ekran parlaklğını açtım. Eğer bir şey yapacaksam bunu hakkıyla yapmak isterdim, bu yüzden şarkı seçimlerini yapmaya başlamıştım. Olacaksa en iyisi olacaktı, başka bir ihtimali düşünemiyordum. Karanların yüzünü kara çıkarmak istemiyordum. Konsepti bana bıraktıkları için içim rahattı. Kendi ekibimin yarın burada olacak olması da gerginliğimi azaltıyordu. Onlarla beraber iyi bir sahne performansı çıkaracağımıza emindim. Birbirimizin ritmine hâkimdik, en önemlisi de buydu.

O yüzden mi gerginlikten ellerin titriyor, Lâl?

Yok öyle bir şey. Kanıtlayamaz kimse bunu.

Beni geren tek şey, bu kadar olayın ortasında bir de sahne alacak olmamdı. İçime kötü bir his doğmuyordu ama rahat da değildim. O gece, bağışın önüne geçecek bir şey olsun istemiyordum. Herkes yardımını yapsın, ben sahnemi alayım, güzel bir gece olsun ve gece sonunda "oh be" diyebileyim istiyordum.

Belalılarım kapıya dayanmasın mı demek istiyorsun?

Belalım mı var benim?

Yok mu?

Kafamı sağa sola sallayarak düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Düşünürsem işin içinden çıkamazdım, korkar ve vazgeçerdim. Başka bir şeye yoğunlaşmalıydım. Yoğunluk, insanın kafasını dağıtıp düşüncelerden uzaklaştırıyordu. İnsan bir şeylerle uğraşırken yeri geliyor derdini unutuyor, yeri geliyor derdinin dermanına erişiyordu. Öyle yapmalıydım, korkuların zihnimi ele geçirmesine izin vermemeliydim.

Fakat duyduğum ses buna engel oldu.

"Selam," diye seslendi Karan. Kafamı çevirip ona baktığımda bana doğru yürüdüğünü gördüm. Üstünde siyah bir takım elbise vardı, içine giydiği beyaz gömlek onu çok şık gösteriyordu. Genzime dolan parfüm kokusunu içime çektiğimde, bir daha nefes alma isteğiyle dolup kendime kızarak önüme döndüm. Sandalye çekip yanıma oturduktan sonra, "Şarkı mı seçiyorsun?" diye sorup ekrana doğru yaklaştı.

EFLÂL | RAFLARDATempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang