B.3: We all go to hell

2.9K 194 230
                                    

¤My Chemical Romance- Mama¤•••

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

¤My Chemical Romance- Mama¤


B

izimkilerin yanına vardığımız da Tae'nin kolundan çıktım ve kızlara sarıldım. İkisi de boynuma atladı.

"Yaa seni çok özledim" dedi Rose gülümsedim üzerindeki formaya baktım. Sanırım bu forma bir tek bana yakışmıyordu.

"Bende" dedi sessizce ve Lisa'ya döndüm. Kaşlarım çatılırken bana ne oldu dercesine baktı. Parmağımla dudaklarımı gösterdim.

"Ruju dağılmış" dediğimde oflayip Jungkook'a döndü ve omzuna vurdu.

"Bir saattir yanındayım. Neden söylemiyorsun? " Diye çıkışınca Jk omuz silkti.

"Kiminle yiyiştiysen o söylemiştir diye düşündüm"

"Ya! Seni-"

"Hadi ama kavgayı kesin. Daha ilk gün" diye araya girdi Namjoon. Kafa sallayarak onu onaylarken Lisa çıkardığı aynayla rujunu tazeledi.

"Neyse müdürün odasındaydım" diye lafa başlayınca herkes sustu ve Lisa'ya odaklandı.

"Dalga mı geçiyorsun ? Bu mide bul-"

"Of müdürle bir bok yaşadığım falan yok davşan bir sus. Abi sen buna bakma" dedi Lisa Namjoon'a.

"Devam et Lisa"

"Neyse iki kişi geldi bu yıl son sınıflara. Biri bir kız adı So'lu bir şeyler. Okulun bu yıl ki burslu öğrencisi. Diğeri de bir erkek ama ismine bakmadan müdür damladı"

"Neden bu yıl son sınıflardan burslu aldılar ki ?" Dedi Jin. Omuz silktim. Bir fikrim yoktu. Okul her yıl bir burslu öğrenci alırdı ama genelde bu kişi ilk sınıf olurdu.

"Boşver onu. İkisi de bizim sınıfta" diye devam etti Lisa.

"Of sınıf zaten kalabalık!" Diye itiraz ettim. Gürültücü piçlerden oluşuyordu.

"Evet bununla 17 kişi olduk sanırım"

"Taehyung Bay Kim'le konuşsan ikiye ayırtsa sınıfları. Müdürü araması yeter zaten. Biz yedimizi bir sınıfa alsınlar" dedi Rose.

"Buna gerek yok. Çok kişi daha çok eğleniriz" dedim Taehyung'dan önce. Bay Kim zaten Taehyung'un istediği bir şeyi yapmazdı. Ondan bir şey istememize de gerek yoktu.

"Daha demin itiraz edi-"

"Of bu konu sıktı. Banane yeni gelenlerden. Daha geçen hafta nişanlandım. Onu konuşalım"

"Ah doğru. Hadi yukarı çıkalım." Dedi Lisa. Kafa sallayıp Taehyung'a döndüm  ve yanağını öptüm.

"Ben gidiyorum. Sınıfta görüşürüz"

"Görüşürüz bebeğim" dediğinde ondan ayrıldım ve kızlar iki koluma girdi. Namjoon, Jin, Jk ve Taehyung okulun arka tarafına ilerlerken okula doğru yürüdük. Bir....iki...üç. İçimden saydıktan sonra dönüp Taehyung'a baktım. Oda döndüğünde gülümseyip el salladım. Elini kaldırıp karşılık verdiğinde önüme döndüm ve okula yürüdüm. Biz aşık değildik. Sadece bu rolü fazla iyi yapıyorduk.

"Yüzüğün gözlerimi kamaştırıyor. Ciddiyim" dedi Rose elimi tutarken. Parmaklarımdaki büyük yüzüğe baktım. Milyonlar değerindeki yüzük Kim ailesinde nesillerce aktarılıyordu. Geçen haftaki büyük nişanda ise bana verilmişti.

"O kadar da abartılacak bir şey değil" dedim ama öyleydi. Lisa iç çekince ona döndüm.

"Yüzük güzel Jennie ama yüzükle olacak iş mi bu ?"

"Lisa şunu herkesin içinde konuşma! Biri duyacak. Hem sen kendine bak. Yine kimleydin ?" Dedim. Dikkatlerin üzerimde olması beni germişti. Hayır Lisa'nın açtığı konu beni geriyordu.

"Bu sefer turnayı gözünden vurdum. Sınav soruları, ekstra puan. Ne isterseniz isteyin benden" dediğinde Rose elini onun koluna koyup bizi durdurdu.

"Biraz edep ?"

"Sana lazım dimi ?" Dediğinde kahkaha attım.

"Cidden nasıl böyle olabiliyorsunuz Lili ?  Baban ülkenin en iyi papazı. Çocuklarına bak. Biri ateist, diğeri sürtük" dedi Rose. Lisa omuz silkti. Bu konuyu pek takmıyordu.

"Ona kalsam rahibe olacağım. Aman kalsın. Beni doğurdun diye bana karışamazlar ya! Zaten sonunda hepimiz cehenneme gideceğiz. Bütün sosyeteyi karşılıklı kan içerken görüyorum. Yüzlerinde hala o sahte gülümsemeler var. Cehennemde bile! Başlarında da babam" Dediğinde iç çektim. Keşke bende onun kadar cesur olabilseydim.

"Boşverin şimdi babamı. Bay Jung'laydım bugün. Müdürün odasına"

"Ne ? Adam 30 yaşında Lili" diye itiraz ettim. Cidden bu da fazlaydı. Bay Jung okula yüklü miktar bağışlar yapan bir sigortacının oğluydu. Bu sayede zaten bu okulda öğretmendi.

"Çevremdeki herkes embesil ergenler olduğu için kendime bir sugar daddy buldum işte! Ah bana fenti çanta almış. Yukarıda. Babama kalsa israf! Halbu ki ara içinde yüzüyor yavşak" diye sinirle konuştu. Dışarıdan bakınca mükemmel gözüken hayatlar içeriye girdikten kırık camlar gibiydi. Üstelik o camlar bizzat bize dönüktü. Her yanlış kararda ve her yanlış davranışta bize batıyor, kapatıyordu. Yine de bu bizim cehennemden kaçışımızdı. Tabi benim böyle bir lüksüm yoktu. Hayır, ben cehennemden kaçamayacak kadar korkaktım.

Sınıfa girdiğimizde de yıllardır oturduğum yere ilerledim. Cam kenarı ortada hep Taehyung, orta bölümde onun hemen yanındaki sıra da benimdi. Önümde Rose, diğer yanımda Lisa oturuyordu. Bir kaç dakika sonra da bizimkiler girmiş ve Taehyung sol tarafındaki sıraya otururken bana göz kırpmıştı. Tek kişilik büyük sıralarda göz gezdirdim. Bu sıralardaki son yılımız.

"Fransızcadan nefret ediyorum" dedi Lisa. Ona döndüğümde çoktan uyumak için kafasını sıraya koymuştu. Lisa'nın öteki tarafında oturan Jk ile göz göze geldim.

"Bunu her yıl söylüyorsun Lili" dediğinde sırıttım. Hoca içeri girdiğinde herkes kendi arasında konuşuyordu. Tabi peşinden giren kızla susup tahtaya döndük. Bu burslu kız olmalıydı.

"Evet gençler bu yeni sınıf arkadaşınız. Kendini tanıt" dedi Bayan Fiori. Kız hafif eğildi.

"Merhaba ben Jisoo. Samse kız lisesinden geliyorum. Son yılda aranıza katılmaktan biraz endişelensem de umarım iyi anlaşırız" dedi gülümseyerek. Kız güzeldi. Makyajsız yüzü, bakımsız tırnaklarıyla bile sade ve güzeldi. Sırtımı sıraya yasladım.

"Jisoo dersimde fransızca konuşuruz. Yani bundan sonra ağzından çıkacak olan her kelime fransızca olmalı. Bu arada Jimin. Bu yılda başkan olduğunu düşünüyorum" dediğinde gözlerim en önde oturan sarı saçlı çocuğa kaydı. Jimin'le ilk senemizde aynı sınıftaydık. Onu oradan tanıyordum. Sonraki iki yılda karma olduğu için sadece bizim yedili aynı sınıfta kalmıştık. Oda Lisa sağolsun biraz müdürü tehdit ettiği içindi. Şimdi yine aynı sınıfta olmamız benim için bir şeyi değiştirmezdi. Oda bursluydu. Sessiz ve ders çalışmakla meşgul olduğu için zaten kimseyle muhatap olmuyordu. Jimin yavaşça kafa salladıktan sonra Bayan Fiori Jisoo'yu gösterdi.

"Ona yardımcı ol lütfen" dedi fransızca. Jisoo iki boş sıraya baktıktan sonra cam kenarında Taehyung'un önündeki sıraya ilerledi ve oturdu. Tahtaya geri döndüm. Sıkıcı bir yıla daha hoşgeldiniz.




Medyayı dinleyin. Benim çok sevdiğim bir şarkı
Ve nasıl gidiyor ?

high society • TaennieWhere stories live. Discover now