Birbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...
Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
¤Demi Lovato- Dancing with the devil¤ • • •
"Taehyung..Bu kağıdı doldurup bana verirsen..ben çeviririm" dedi Jisoo. Gözlerimi dikmiş ikisine bakıyordum. Taehyung sırasına oturur oturmaz Jisoo arkasını dönmüş ve ona bir kağıt vermişti.
"Tamam" dedi sessizce ve Jisoo önüne döndü. Gözlerimi kısıp Taehyung'a baktım.
"Hadi bugün partileyelim" dediğinde Lisa'ya döndüm.
"Ne o sevgilin yok mu ?" Dedim alayla. Sadece omuz silkti. "Bu arada nasıl gidiyor?"
"Sıradan işte. Seviyor beni. Çok ilgili. Aşık olmaktan korkuyorum"
"Lisa..Bu çok doğru bir şey değil biliyorsun dimi ?"
"Jen biliyorum ama ne yapabilirim ? Ondan hoşlanıyorum. Ben...ben sevmediğim birine yaklaşamam zaten" dediğinde iç çektim.
"Kızlar artık konuşmasanız." diye araya girdi Bayan Fiori. Kafa sallayıp önüme döndüm.
"Ödevler nasıl gidiyor ? İki gününüz var unutmayın" dedi ve sınıftan çıkıp gitti. Taehyung, Namjoon ve Jungkook kafeye inmek için sınıftan çıktıklarında ayağa kalktım. Jisoo'nun sırasına gittim ve masanın ayağına vurdum. Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Sen bir gelsene benimle" dedikten sonra sınıftan çıktım. Lisa'da ikimizin peşine takıldığında boş bor sınıf bulup girdik.
"Efendim ?"
"Taehyung ile derdin ne ?"
"Ne ? Derdim falan yok"
"Bak kızım seni uyarayım. Biz senin gibi alt tabakadan değiliz. Haberlerde olan şey senin yüzünden. Bir şeyi yapacaksan bunu düşün de yap. Bir daha kimsenin arkasını toplamam" dedim sinirle. Kaşları çatılsa da bir şey demedi. Lisa'yla beraber aşağı indik ve okulun arka tarafına geçtik. Taehyung sigara içerken Namjoon ve Jungkook'la konuşuyordu. Onlardan daha ileri de ise Yoongi ve Hoseok vardı.
"Tae bana da ver bir tane" dedim yanlarına giderken. Taehyung kafasını iki yana salladı.
"Aptal versene bir tane"
"Git başkasından dilen"
"Bak kafanı duvara sürte sürte yakarım seni. Sinir etme bir kere de" dediğimde oflayarak paketi çıkardı. İçinden bir tane alıp paketi kafasına fırlattım.
"Rose nerede? " Dedi Namjoon
"Rose doktorda, Jin ise yeni hobisiyle ilgilenmeliymiş. Ata binmek. Bu ülkedeki atlara da el atmış oldu" dediğimde bizimkiler güldü.
"Akşam mekana gidiyor muyuz ?" Dedi Lisa. Taehyung'a baktım. Bu aralar bunda bir sıkıntı vardı ama hadi neyse.
"Bana fark etmez ama Taehyung Bey artık bizi eğlenceli bulmuyor gibi" dediğimde kaşları çatıldı.
"Ne alaka ?"
"Bilmem. Öylesine" dedim sadece. O qptal gönderiyi sildirirdim de ben hadi neyse. Artık gülmüyormuşuz. Yanımda durmuyorsun ki gülelim.
"Tae ödevi bitirdiniz mi ?" Dedi Jk. Bakışlarım tekrar Tae'ye döndü.
"Bitiriyoruz. O kız biraz sıktı zaten. Artık tek yapacağız."
"İki buluşma da bitmedi yani" dedim alayla.
"Derdin ne kıskanıyor musun ?"
"Ne kıskanacağım seni Tae ? Arkanı toplamak bana kalıyor. Benim derdim zaten başımdan aşkın" dedim sinirle. Dediği şeye bak ya.
"Toplama o zaman"
"Dünde böyle deseydin o zaman"
"Gelmiyorum diyip kapatabilirdin konuyu!"
"Ne zaman başın belada oldu da gelmedim ben Taehyung ?" Dedim. Bu dediği beni kızdırmayın çok üzmüştü. Ben hep ona destek olmuştum. Her hatasında yanında oldum. Şimdi dediğine bak.
"Bak kızım" dedi bir ses. Hepimiz okulun arkasına gelen Jisok'ya baktık. Sinirle bana doğru yürüyordu. En sonunda karşımda dikildi.
"Senin hangi tabakadan olduğun beni ilgilendirmez ama beni aşağılayamazsın. Ayrıca ben kimsenin başına bela olmadım. Taehyung kaç yaşında adam. Dün kafeden çıktıysak da kendi kararıyla olan bir şey" Dedi sinirle. Tam ağzımı açacaktım ki Taehyung araya girdi.
"Sen onu aşağılayan mı ?"
"Emin ol aşağılasam daha sert konuşurum"
"Senin derdin ne Jennie ?"
"Asıl senin derdin ne ? Gelmiş iki günlük kızı mı savunuyorsun bana"
"Ben kimseyi savunmuyorum. Onu aşağılamanın doğru olmadığını söylüyorum" diye bağırdı Taehyung
"Taehyung sana onu aşağılamadı dedim. Ona sadece bir bok bilmiyorsa senden uzak durması gerektiğini söyledim. Az düşün dedim. Aa bu hanımefendi için hakaret sayılabilir evet. Ona göre düşünmek aptallıktır çünkü dimi? " Dedim eğilip Tae'nin arkasındaki kıza bakarken.
"Tatlım burnunu her boka sokmaya devam et. Senin yüzünden hayatlarımız mahvolsa bile durma olur mu ?" Dediğimde bana doğru bir adım attı ama Taehyung ona engel oldu.
"Ben hallettim Taehyung. Jimin'i bırakıp sana koştum geldim de hallettik. Siz götünüzü gezdirin diye ben arkadaşımı yarı yolda indirdim."
"Jisoo'da benim arkadaşım. Bir hata yaptım ve bunun farkındayım. Daha fazla ileri gitme" dedi ve Jisoo'yu kolundan tutup arka bahçeden çıkardı. Arkalarından öylece bakakaldık.
"Taehyung'a ne oldu böyle ?" Dedi Lisa. Parmaklarımda kül olmuş sigara yere düştü. "O hatalı olsan bile seni tutardı Jen. Kafasını mi vurdu ?"
"Tae ateşle oynuyor ama canı yanacak." Dedim sinirle. "Üstelik bu sefer ben toparlamayacağım"
