B.19: I was dancing in the rain

1.6K 149 156
                                    

¤Aurora- Runaway¤•••

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

¤Aurora- Runaway¤



"Gülme"

"Cidden altına mı işedin ?" Dedi gülerek.

"Henüz 6 yaşındaydım ve köpek kovalamıştı" diye itiraz etsem de gülmeye devam etti. Elindeki biradan bir kaç yudum içip sakinleşmeye çalıştı.

"Taehyung'da burnuna bezelye soktu. Abartmıyorum acilen gittik salak yüzünden. Ayrıca aramızda kalsın ama bunu yaptığında 15 yaşındaydı" dediğimde tekrar gülmeye başladı.

"Siz delisiniz"

"Peki sen  ? Yok mu böyle çocukluk anın."

"Hımm bir keresinde ilkokuldan kaçıp konsere gitmiştim"

"Ne ?"

"Tabi beni içeri almadılar. Bende gizlice içeri sızdım. Bir yeraltı konseriydi. Alkol ve sigara kokuyordu ve korkudan bir masanın altına saklandım. Orada uyuyakalmışım. Beni bir travesti buldu"

"Dalga mı geçiyorsun ?"

"Hayatımın en aydınlık dönemiydi. Beni polise götürdü" dedi gülerek. Kahkaha attım ve önümdeki bir su birikintisine atladım. Zaten ıslak ilan üzerimize çamurlu su sıçradığında Yoongi sinirle bana baktı.

"Beğendin mi ?"

"Ah hadi ama eğlenceliydi" dediğimde bana doğru bir adım attı. Bira şişesini bir silah biri ona doğrulttum.

"Bak elimde şişe var" dediğimde kendi elini kandırdı. Arkamı dönüp kaçmaya başladığımda peşimden koştu.

"Ya yorma beni gel ve kaderine mahkum ol. Zaten ıslaksın"

"Mevzu bu değil Suga. Mevzu kimse benden intikam alamaz" dedim alayla. Göz devirdi. "Bu zevki sana veremem"

"Aptal" dediğinde orta parmağımı kaldırıp ona gösterim. Stüdyonun olduğu sokağa girdik. Kafamı gökyüzüne çevirdim.

"Ahhh keşke sabaha kadar yağmurda kalabilsek" dediğimde bana doğru yürüyordu.

"Hasta olup geberirsin"

"Ama mutlu olabilirim" dedim ve kendi etrafımda döndüm. Islak tişörtün damlalar etrafıma saçıldı.

"Sarhoşsun dimi ?" Dediğinde kafamı geriye atıp kahkaha attım. Yağmur damlaları yüzüme düştü. Biten bira şişesini yere atıp yenisini açtı. Yerdeki şu damlalarından yansımama baktım.

"Dans etmeyi sever misin ?" Dedim sessizce ve bir iki adım attım.

"Hayır"

"Hadi ama" dedim ve elini tutup kaldırdım. Kendi etrafımda döndüğümde gülümsedim. Elini bıraktım ve bir kaç adım attım. Vücudum yağmurun altında ezildi. Ellerimi iki yana açtım ve gülerken dönmeye başladım. Ne kadar saçmaydı dimi ? O kadar parada değil, boş bir sokakta özgürlüğü bulmak. Mücevherlerle değil, yağmurla mutlu olmak. Yoongi bana doğru gelip belimi tuttu ve beni durdurdu. Islanan saçlarından akan damlalara baktım.

"Hasta olacaksın. İçeri girelim artık"

"Ama burası özgürlük"

"Bir daha yaparız. Bir daha özgür olursun" dediğinde kalbim deli gibi hızlanmaya başladı. Ben onu kontrol etmeye çalışırken araba farı ikimizin yüzüne vurdu. İkimiz de aynı anda siyah maseratiye döndük. Tanıdık arabanın iki kapısı da açıldı ve Jimin'le Taehyun aşağı indi. Suga'nın elleri belimden ayrıldı ve tamamen onlara döndü. Karşımdaki iki kişinin şaşkın suratlarına baktım.

"Jennie...beni ne kadar endişelendirdin" dedi Taehyung. Kelimeleri dördümüz arasındaki görünmez duvarı yıkıp geçti.

Lisa

Arabada garip bir sessizlik vardı ve bu sessizlik benim yüzümdendi biliyorum. İç çektiğimde bir saniyeliğine bana bakıp önüne döndü.

"Şey..fotoğrafları nasıl aldın ?" Dedim kafamı cama çevirirken. Tırnaklarımı kapının koluna geçirdim.

"Babamın bir kaç adamıyla gittim. Merak etme kimse bilmiyor" dedi sessizce. Kafamı salladım. Cama vuran yağmur damlalarını izledim.

"Jungkook ben-

"Şuan Jennie'yi bulmaya odaklanalım" dedi ve arabayı mekanın kapısına çekti. Hızla inip içeri girerken peşinden yavaşça ilerledim. Ben içeri girdiğimde çıkıyordu.

"İçeri de değil" dediğinde kafa salladım. Sanki orada daha fazla durmak istemezcesine yanımdan geçti ve aşağı indi. Çıktığım merdivenleri tek tek indim. Yağmura adım attığımda telefonla konuşuyordu.

"Arabayı bin. Islanıyorsun" dedi ama hareket etmedim. Oda ıslanıyordu. Ayrıca kiminle konuşuyordu  ? Benim yüzüme bile bakmazken hem de. Aslında bunu hak ettin Lisa. Bunu sen yaptın.

"Jennie'yi bulmuşlar. Seni eve götüreyim" dedi bana dönerken. Arabayı gösterdi ve binmek için kapısını açtı.

"Neden yüzüme bile bakmıyorsun ?" Dediğimde arabayı binmeden durdu. Omuzları çöktü ve bana döndü.

"Sence neden ?"

"Jungkook bir gece yaşadık. Olmamış gibi davranamaz mısın?" Dediğimde alayla güldü.

"Bir gece. Sana bir gece Lisa, bana değil. Benim yıllardır hayalim. Senin gözlerime öyle bakman benim hayalim. Ben...Lanet olsun Lisa ben sandım ki beni cidden istiyorsun. Bana cidden ihtiyacın var. Beni gerçekten sevebilirsin sandım" diye bağırdı. Seni gerçekten istedim. Sana gerçekten ihtiyacım vardı.

"Jungkook sana gerçekten ihtiyacım vardı" dedim tüm cesaretimi toplayıp ama bu sadece onu daha da çok kırdı. Saçlarını geriye attıktan sonra derin bir nefes aldı ve bana döndü.

"Vardı işte Lisa. Artık yok. Zaten bu yüzden gitmedin mi ?" Dediğinde cevap veremedim çünkü cevap korktuğumdu. Bunu ona söylemeye cesaretim yoktu.

"Benim aptallığım" dediğinde ona doğru bir adım attım ama ellerini kaldırıp beni durdurdu.

"Boşver Lili. Ben kendimi toparlarım. Sen her yeni erkek arkadaşınla geldiğimde yaptığım gibi. Ya da beni görmediğin her gün de. Dudaklarındaki ruju dağıtan her erkeği, sırf neden o kişi ben değilim diye dövmek istediğim her an olduğu gibi. Ben kendimi toparlarım. Sen sadece lütfen o 'hatayı' bir daha yapma çünkü ben kendimi toparlarım ama bunun hata olduğunu bir daha söylemeni kaldıramam" dedi ve bana doğru gelip elimi tuttu ve avuçlarıma arabanın anahtarını bıraktı.

"Eve git. Hasta olacaksın" dedi ve boş yoldan yürümeye başladı. Dizlerimin ürüne çöktüğümde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım ve kalbimin acısına yağmur bile yardımcı olamadı. Yağmurun bile getiremeyeceği acılar vardı.




Yb 4 gibi gelir herhalde. Ya da 5. Uyuyacak olanlara iyi geceler minik uzaylılarım❄

high society • TaennieWhere stories live. Discover now