Sonra Görüşürüz

3.4K 397 174
                                    

Beğenin lütfen 😽

Yaklaşık 10 dakika boyunca yanımdaki ismini bile bilmediğim adamla duvara yaslanarak durdum.

Sonunda telefonum çalmaya başlayınca cebimden telefonu çıkardım, Neo arıyordu. Telefonu açarak kulağıma dayadım, "Alo?"

"Ana caddede arabanın yanındayım, gel hadi."

"Geciktin, geliyorum."

Arkamı dönerek bir adım attım, nedense yanımda duran adama veda etmek istemiştim. Elimi hafifçe yukarı kaldırarak ben gidiyorum anlamında salladım.

"Hadi görüşürüz, tabi bir daha görüşebilirsek."

Tam yürümeye devam edeceğim sırada tekrar konuştum, "Kendine biraz dikkat et."

Arkamdan gelen hışırtılardan bana döndüğünü anlamıştım. "Neden?"

Kafamı ona doğru çevirdim ve yandan bakmaya başladım.

"Ölü gibi duruyorsun da ondan."

"Sen de öyle duruyorsun."

"Biliyorum."

Tekrar önüme döndüm ve ana caddeye çıkarak arabaya doğru gittim.

Arabaya yaklaştığımda, arabaya sırtını dayamış bekleyen Neo'yu gördüm. Beni gördüğü an arabanın kilidini açtı ve arabaya bindi, ben de hemen arabaya bindim.

Arabayı çalıştırdı ve merkeze doğru sürmeye başladı.

"Neredeydin sen?"

Yolu izlerken mırıldandım, "Ara sokaklardan birinde duruyordum."

Birkaç dakikalık sessizlikten sonra konuşmaya devam ettim.

"Sigaram bitti."

Şaşırarak bana baktı, "Kızım daha yeni vermiştim o kutuyu sana?!"

Omuz silktim, "Bitti işte, yenilerini alın."

Neo derin bir nefes aldı, "Tamam, alırız."

~~~~~~~~~~~~~

Yarım saat sonra merkeze varmıştık. Arabadan indik ve Neo el sensörüne dokunarak kapıyı açtı.

Birlikte koridorda odama doğru yürümeye başladık.

"Şu yakalamamız gereken adamla ilgili hiçbir şey söylemeyecek misin? Normalde önceden anlatırdınız."

"Kendisi önceki adamlardan daha tehlikeli biri."

"Ee yani?"

Hafifçe sırıtarak yandan Neo'ya bakmaya başladım.

"Tek dokunuşumla nefes alan her canlıyı öldürebildiğimin farkındasın değil mi Neo? Umarım ondan korkacağımı düşünmüyorsundur."

Gülerek kafasını iki yana salladı.

"Kimseden korkmazsın sen Lora. Burada seni en iyi tanıyan benim."

Dirseğimle onu dürttüm, "E söylesene o zaman onun kim olduğunu!"

"Kötüler birliği diye bir birliğin içinde. Özgünlüğü çürütme, dokunduğu şeyi çürütüyor."

Anlarcasına kafamı salladım, "Havalıymış."

Neo'nun sert bakışı ile teslim olucasına ellerimi havaya kaldırdım. "Tamam, tamam. Bir şey demedim."

Konuşurken çoktan odamın önüne gelmiştik. Neo demir kapının kilidini açtı ve kapı yavaş yavaş açıldı. Derin bir nefes alarak içeri girdim, Neo kapıyı kapatmadan önce son bir şey söyledi. "Yarın görüşürüz Lora."

Yarın görüşürüz...

Sizce yarın görüşebilir miydik?

Herkes böyle şeylerde "Yarın görüşürüz, yarın konuşuruz, yarın gelirim" Tarzı şeyler söylüyordu.

Peki yarın olacağına nasıl bu kadar eminlerdi?

Bırakın yarını, 5 saniye sonra bile yaşayacağımız kesin değildi. Yarın yaşayacağınıza olan inancınız nereden geliyordu?

Bir şeyleri ertelemeyi insanların bırakması gerekti. İnsanlar zamanlarını sonsuz sanıyor ve erteledikçe erteliyordu. Ama zamanımız sonsuz değildi ve Tanrı ne zaman isterse o zaman ölürdük.

Bazıları Tanrı'nın kaderini bile takip etmez, ecellerini kendilerini önceden getirirdi. Buna da intihar denirdi.

Sizce intihar eden insanlar neden intihar ediyordu? Yaşadıklarından mı korkuyorlardı, üzgün müydüler, hayat onlara ağır mı geliyordu?

5 yaşımdan sonra bir şeyleri ertelemekten nefret ettim. Çünkü ertelediğim şeyleri yapamadım. Benim zamanım değil, diğerlerinin zamanı tükenmişti. Daha doğrusu tükenmemişti, ben zamanlarını tüketmiştim.

İkizime "Yarın oynarız." Dediğim şeyi hiçbir zaman onunla oynayamadım, annemin "Yarın gideriz." Dediği yere hiçbir zaman onunla gidemedim, Babamın "Sonra alırız." Dediği şeyi hiçbir zaman alamadım.

Bu yüzden artık insanlara görüşürüz gibi şeyler söylerken cümlenin sonuna "Tabii görüşebilirsek." Koyardım. Çünkü görüşebileceğimiz kesin olmazdı.

Shigaraki x Reader |Bnha x Reader|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin