Mezarlık

2.8K 359 216
                                    

Beğenin lütfen 😽

Üstümü giyindim ve aşağı indim. Toga ve Dabi hâlâ oyun oynuyorlardı, Kurogiri bar tarafında oturuyordu. Ama Shigaraki ortalıkta yoktu.

"Shigaraki nerede?"

Dabi bana bakmadan mırıldandı, "Dışarı çıktı."

Daha 2 dakika önce onunla konuşmuştum, ne ara dışarı çıkmıştı?

Ayrıca bana neden söylememişti?

Yani bana söylemesine gerek yok tabii, sonuçta hiçbir şeyiz ama söylese iyi olurdu...

"Nereye gitti?"

"Bilmiyorum, sinirli gibiydi. Bir şey demeden çıktı."

Sinirli? Neye sinirlenmişti ki? Yara izimi gördüğünde de öyleydi. Yanlış bir şey yapmaz değil mi?

Anladığımı belirten mırıltılar çıkararak bar kısmına gidip bir sandalyeye oturdum.

Kurogiri direkt bir içki doldurup bana verdi. Yavaş yavaş içerken hem Neo'yu hem de Shigaraki'yi düşünüyordum.

Neo güçlü biriydi, öldürülmesine izin vermezdi.

Shigaraki psikopattı, canı sıkıldı diye bile insan öldürebilirdi.

Derin bir nefes aldım ve bardağımdaki içkiyi bitirdim.

"Kurogiri."

"Efendim?"

"Beni bir yere götürebilir misin?"

"Başına bela açmayacaksan evet."

Hafifçe güldüm, "Ölülerin yanında başıma bela açamam."

~~~~~~~~~~~~~

Kurogiri beni mezarlığa getirmişti. Mezarlık zaten şehrin sonlarında olduğu için başımız dertte değildi.

Annemlerin mezarının önüne gittim ve oturdum.

"Selam anne, baba, Night."

Bir süre sessiz kaldım, "Başıma neler geldi bir bilseniz."

Etrafı incelerken konuşmaya devam ettim. "Yıllar sonra ilk kez bir suçluyu yakalamak için günlerce dışarı çıkabilecektim ve şu an o suçlunun evinde kalıyorum." minik bir kahkaha attım, "Ayrıca suçlu bana aşık."

Arkadan tanıdık bir ses duydum, "Sen de suçluya aşık mısın?"

Sesin sahibini hemen tanımıştım, Shigaraki'ydi. Hızlıca arkamı döndüm ve ona baktım, tek kaşı hava da bana bakıyordu.

Hemen ayağa kalktım, "Shigaraki!"

"Lora!"

"Neredeydin sen?"

Omuz silkti, "Hiç, kafa dağıtmaya gittim."

"Kafa dağıtmaya? Ne için?"

"Sinirliydim."

"Neden?"

Shigaraki aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi kapadı ve yüzüme yaklaşarak mırıldandı. "Neden olduğunu napıcaksın güzelim?"

Güzelim... Tekrar demişti. Sanırım bu kelimeye düşüyordum çünkü şu an mest olmuş şekilde ona bakıyordum.

Birkaç saniye gülümseyerek yüzümü inceledi ve yanımdan geçerek mezarlara önden baktı.

"Bir daha bana söylemeden bir yere gitme."

"İyi de sen yoktun."

"O zaman gitme."

Tanrı'ım, izin verirsen bu adamın kafasını sikmek istiyorum.

Mezar taşlarına baktı ve ailemin isimlerini teker teker okudu.

"Merhaba, ben kızınızın bahsettiği 'Suçlu.' "

Gülerek onu izliyordum.

"Umarım villain olduğum için benden nefret etmezsiniz, evet diğer insanlara şeytan oluyorum ama kızınıza melek oluyorum. İsterseniz ona sorun."

Sorarcasına bana bakıyordu, kahkaha atarak ben de yanına gittim ve mezara önden bakmaya başladım. "Evet... Bana melek oluyor."

"Bakın, gördünüz. Yani kızınız bana emanet merak etmeyin."

Tekrar kahkaha attım ve ona döndüm, "Öyle mi?"

Fısıldayarak konuştu, "Annenlerin yanında konuşturma şimdi beni, başka kime emanet olucaksın?!"

Büyük bir kahkaha atarak başımı salladım, "Haklısın, kızma."

~~~~~~~~~~~~~

Bir süre sonra ayağa kalktık, tam yürüyecekken Shigaraki bana seslendi. "Benim de ailemi tanıtmamı ister misin?"

Ona döndüm, "Bu mezarlıkta mılar?"

"Hayır, tam karşındalar."

Anlamayarak ona baktım, "Ne demek istiyo-"

O an dikkatimi yüzündeki eller çekti. Ellerin sahiplerini hiçbir zaman merak etmemiştim.

Ve aklıma Shigaraki'nin eskiden bana söylediği şey geldi, "Hayatlarımız benziyor."

Hayatlarımız benziyor... Özgünlüğü çürütme, eliyle dokunduğu her şeyi çürütür.

Şok içinde kalakaldım, o da ailesini öldürmüştü...

"Anladın sanırım?"

Gözlerim titrerken kafamı onaylarcasına salladım. "Evet..."

Birinin daha bunu yaşaması, hem de şu an en yakın olduğum kişilerden birinin bunu yaşaması beni sarsmıştı. Gözümden bir damla yaş düşerken Shigaraki hemen bana yaklaştı.

"Güzelim ağla diye söylemedim ki ama ben..."

Shigaraki x Reader |Bnha x Reader|Where stories live. Discover now