4.BÖLÜM "KALDIRIMLAR VE YOKUŞLAR"

40.5K 2.2K 1.4K
                                    

Merhaba canımın içleri ✨

Yeni bir bölümle beraberiz. Umarım severek okursunuz.

Bölümü okurken yorum yapmayı, ve rica ediyorum oy kullanmayı unutmayın.

Keyifli okumalar!

Bana ulaşmak için;
Instagram: Mystoryswia

Bana ulaşmak için;Instagram: Mystoryswia

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bana bir emoji bırakabilir misiniz? 🤎

4. BÖLÜM "KALDIRIMLAR VE YOKUŞLAR"

O gün;
Bana beni öldürmek istiyor gibi,
Sarıldığında,
Aslında farkında değildin,
Kalbime saplanan hançerin ilk günden beri,
Kanlı parmaklarının arasında,
Bana gülümsüyor olduğundan.

Eğer hırslar aşka karıştırılmasaydı, bazı aşklar yarım kalmayabilirdi. Nefret duygusu, aşkı taşıyan bir vücuda yerleşmese, tutulan eller asla bırakılmazdı. Gülümsemeler, bir ressamın tuvalindeki dudağın üzerine attığı siyah çizgi gibi kaybedilip kirlenmezdi. Aşklar nefretten doğmasa, duygular sonunda yine benliğine kavuşmazdı. Umarım kimse ağlarken gülümsemek zorunda kalmazdı. Kimsenin gülüşlerinin üzerine göz yaşları yağmazdı.

Herkesin hayatı kaleme alınmış bir yazara aitti. O yazarın hayatı peki? Yaşanılan şeyler bir yönetmen tarafından kaleme alınıp kaleminin ucunda oynatılan o oyun, birine aitti. Ya yazarın hayatına ya da yazarın zihnine. Kimse hayatının başrolü değildi. Bir oyun kurulmuş, kanlı ellerle yazılmış, iki başrol seçilmişti. Kadın ve erkek karşılıklı duruyordu. Kadının arkası dönüktü. Ruhundan çıkan ipler bedenini sararak arkasındaki adama uzanmıştı. O iplerin bir ucu kadının ruhuna aitken, diğer ucunu adam parmakları arasına dolamıştı. Kadının gitmesine izin veriyordu. O iplerle onu durdurmuyordu. Sadece o ipler sayesinde sessizce sevdiği kadının ardından gelebilmek istiyordu. Ama o ipler yakında kopacaktı. Adamda bundan korkuyordu. İplerin kopup kadının yokluğunu tatması, adam için o iplerle idam etmesi demek olacaktı.

Eğer bir yazar olabilecek kadar kalemim aydınlığa dönük olsa, onu hayatımın başrolü yapar, kendimi yan karaktere konumlandırırdım. Çünkü biz ikimizin başrol olduğu hikayede asla mutlu olamayacaktık.

Adımlarım usulca birbirini takip ederken yaklaşık yarım saattir, bu gri ve kirli kaldırımı takip ediyordum. Ayakkabımın altında ezilen taşlar, topuklarıma batıyordu. Gecenin karartısı, tüm gökyüzüne ev sahipliğe yaparken gökyüzündeki sayılı yıldız bu gece oldukça sönüktü. Yıldızlar bile bu gece ışıltısıyla büyülemeyecek kadar yorgundu. Yıldızların boyunları bükülmüş, ışıkları solmuştu. Bu gece mahvolan tek biz değildik.

"Keşke." Dedim kafamı iki yana sallarken. Ayakkabımın altında, papatyanın solmuş bir parçası ezildi. Kaldırıma yapışık haldeydi, fark edilmeyecek kadar kirlenmişti. "Senden gidemeyecek kadar olgun ve güçlü biri olabilsem..." Kollarımı birbirine sararken, esen hafif rüzgar ceketime rağmen tenime işleyebiliyor, tüylerimi diken diken yapacak kadar kuvvetliydi.

LÂL VE KEHRİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin