11.BÖLÜM "ÖPÜŞLERİN ROTASI"

27.6K 1.3K 905
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Düzenlenen bölümlerin bitmesi için, 3 bölümüm kalmıştı, hepsini birlikte atacağım demiştim, özel hayatımda aksilikler üst üste geldi, hepsini tamamlayamadım, son bölümden biraz sahne kaldı. Sizi de fazla bekletmek istemedim. Bu bölümü isterseniz okuyun ya da tamamlanmasını dilerseniz bekleyin, diğerlerini de ardından birkaç güne aksilik olmazsa tamamlayıp atmak istiyorum. 💖

Keyifli okumalar dilerim.

Bu bölüm, kısa bir bölüm olsa da hepimize iyi geleceğini düşünüyorum. :') O yüzden bol bol yorum görmek istiyorum sizden. ❤️

Bana bir emoji bırakır mısınız?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bana bir emoji bırakır mısınız?

11. Bölüm "ÖPÜŞLERİN ROTASI"

⌛️

Gelir miydi?

Bir... İki... Üç...

Bikeç gelmedi.

Hava bozacağının belirtisi olarak, bulutlar bu gece karmaşıktı.

Her zaman gelirim demişti. Bikeç Soykan, bana her zaman gelirdi. Bundan bu kadar emin olmam ona karşı hissettiğimiz bu sonsuz güven miydi bilmiyordum. İçimde, bu çocuk parkında, onu beklerken oluşan kırgınlığıma rağmen, gözlerim o yolun üzerindeyse, Bikeç gelecekti. Ben hala onu bekliyorsam, Bikeç gelecekti.

Saat on ikiydi. Bikeç, bana gelmemişti, Bikeç bana geç kalmıştı.

O hepimizi mahveden geceye de geç kalmıştı. Belki Bikeç bana ilk defa gelmiyordu, ama bana geç kaldığı ilk an değildi.

Saat on ikiydi. Bu çocuk parkında, ben bu gece yalnızdım ama şu an gelse, şu an ona sığınırdım.

Saat on ikiydi. Bikeç Soykan'ın beni beklediği o sokağın başında, bu gece ben onu bekliyordum.

Gecenin bir yarısı, göğsümde hüküm süren bu yalnızlıkla, şu an tek muhtaçlığım onun sıcak kollarıydı. Nisanın gece soğuğu, tüm bedenime işlerken, dudaklarımın arasından dökülen ılık nefes havaya karışıyordu. Ben üşüyordum, Bikeç neredeydi?

Gözlerim yoldaydı. Eğer onun bana gelmeyeceğini bilsem, gözlerim yolda çaresizlikle gezinir miydi? Titreyen parmaklarım endişeyle, telefon ekranında gezinirken bilmem kaçıncı kez onu aradım. Telefon yine çaldı...çaldı...çaldı. Kalbim o çağrı sesleriyle birlikte attı. Ama açan olmadı.

Avucumu korkuyla kalbimin üzerine bastırırken, tüm bedenimi kaplayan o endişe çok can yakıcıydı. O gelmemişse, bir sebebi vardı. O geç kaldıysa, bir açıklaması vardı. Bundan emindim, ama o hep gelirdi. Kafamda dolanan düşünceler beni yiyip bitirirken onun başına bir şey gelmiş olma düşüncesi, bana o kadar çaresiz hissettirdi ki... Bu düşünceyle titreyen ellerimle, saçlarımı geriye yatırırken gözlerim hala o sokağın, onun bana gelmesi gereken o yoldaydı.

LÂL VE KEHRİBARWhere stories live. Discover now