7.BÖLÜM "KARANLIK"

35.9K 1.8K 1.1K
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Panoma hesaplarımla ilgili bir açıklama bıraktım. Okursanız sevinirim.

Keyifli okumalar dilerim.

Sizden bol bol yorum bekliyorum.💜

Bana ulaşmak için
İnstagram: Mystoryswia

Bana ulaşmak içinİnstagram: Mystoryswia

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bana bir emoji bırakır mısınız?🤍

7. BÖLÜM "KARANLIK"

Yazarın ağzından;

Çok kötü hissettiriyor değil mi? Sanki hıçkırarak ağlasan, herkes sağır olacak gibi. Dudaklarından kopan hıçkırık, bir başkasının kahkahalarının arkasında, domino taşının o düzeni bozan bir taşı gibi, uyumsuz ve düzensiz hissettirecek kadar kötü hissettiriyor. Uzakta, bir yerlerde gözlerini kapatmış, gözyaşlarının akmasına izin vermezken, duyulan o gülme sesleriyle derince yutkundurur önce, ardından boğazında bir yumru olarak kalır. İnsanlar sizde her zaman iyi anılar bırakmaz, her anı insana mutluluk vermez. Her anı insana özel hissettirmez. Bazen o andan pişmanlık duymanı, bazen hıçkırıklara boğulmanı, sesini duyurmanı istemeni sağlayacak kadar acımasızdır, sizde.

Hıçkırarak ağlamak istediğinde, önüne atılan her adımda, her acımasız o sözde, bir anınız vardır. Anılar her zaman özel ve güzel olmazdı. Bazen bir insanı hissetmek için, duymak değil okumak gerekirdi. Bir kitap, size o insanın her şeyini anlatacak kadar tanıtabilirdi. Kitaplar size hiçbir zaman anılar kadar acı vermezdi. Bir insana bir anı değil de, bir kitap hediye etmeye başladığımızda, o hıçkırıkların sahibini gerçekten tanıyacaktık, belki de.

Umarım kimse bir gün bir başkasının kahkahaları ardında kalmazdı.

Çünkü zaman beklemiyordu.

Siyah gökyüzündeki hilal, bu gece eskisi gibi ışıltılı değildi. Öfke iki insanın arasındaki, bir kan bağıydı. Bazen kan bağı akrabalık ilişkileri gerektirmiyordu. Bir öfke, bir hırs, bir nefret o insanla arandaki en büyük bağ olabilirdi. Nefret duygusu geçmişte öyle harlanmıştı ki, geleceği yakmaya hazırdı. Ama bilinmeyen tek şey vardı. Bazen bazı duygular nefretten de daha ağır olabilirdi. O senelerce yüreğimizin ortasında büyüttüğümüz o nefret zamanı geldiğinde, başka bir duygunun altında ezilip kalırdı. Tüm senelerin aslında anlamsız olduğu anlaşılırdı. Hiçbir insanın nefreti bir sevgi duygusundan büyük olamazdı.

Kitapların asıl hisleri, o giriş cümleleri değil, kitabın sonundaki hissedilen o duyguydu. Bir kitap ikinci defa okunabilirdi. Ama her defasında fark edilen o ayrıntıyla o kitabın sonu da değişirdi. Bir gün onların hayatları da, bir kitap sayfalarının arasına sığdırıldığında, sonları defalarca okunacak, her seferinde bir cümlede hissedilen duygular daha anlamlı olacaktı.

LÂL VE KEHRİBARWhere stories live. Discover now