Sk8 the infinity Cherry's Challange

Şimdi N'apıyoruz?

- (Angel) Bingo!

- (Joe) Yani Cherry pek de bir şey yapmamış aslında.

- (Angel) Ya adam beni yarışa zorladı!

- (Cherry) Yarışmayabilirdin bence.

- (Athena) Evet, benim dikkatimi çekmene gerek yoktu ki Shun! Sen zaten harikasın!

- (Joe) Bak bu kız bir şey söyledi mi, doğru söyler.

- (Athena) Çocuğu utançtan öldüreceğiz hehehe! Bu arada bize dört yabancı cisim yaklaşmakta.

- (Joe) O bir uçak mı!?

- (Cherry) Bunu yapacak mısınız cidden?

- (Athena) Hayır hayır hayır, o bir kuş mu!?

- (Cherry) İzlerken ben utançtan ölüyorum, bari elinizle işaret etmeyin.

- (Joe) Hayır! O Langa Hasegawa!

     Joe ve Athena her zamanki maskaralıklarını yaparken aslında cidden Langa'yı bir "superman" olarak görmüşlerdi.

     Daha gelişme çağında bir birey olduğu için yüksek kalite profesyonel ya da yarı profesyonel hareketler beklenemezdi sonuçta!

       Eh tabii mavi gözleri bu hareketleri bir şey kaçıracakmış gibi dikkatle izleyen çocuk, zihin okuyamadığı için - ya da birazcık azcık saf olduğu için mi demeliyiz? - onun adına yapılan "ihtişamlı" açılışı tamamen yanlış anlayarak söze başladı:

- (Langa) Bu kadar mutlu olmanıza sevindim. Tebrik ederim. Açıkçası sonucu farklı bekliyordum ama ikiniz de yakışıyorsunuz.

- (Miya) Ne!?

- (Reki) Langa...öhm...olayı biraz yanlış anladın sanırım.

- (Langa) He?

- (Cherry) Birincisi: Bu repliğin daha önce hiç böyle anlaşılabileceğini düşünmemiştim, ikincisi: "Benim" kız arkadaşımı bu aptal gorile layık görme! Hem sen bunu nasıl bu şekilde anladın ki!? Çok saçma!

- (Athena) Eheheh...Cherry sakin olabilirsin, seni bırakıp Joe'ya kaçmayacağım!

- (Joe) N'aparsın işte, anksiyetesi var; sinirini Langa'dan çıkarıyor.

- (Reki) Evet, Cherry sakin ol! Ona böyle bağırmaya hakkın yok!

- (Miya) Herkes biraz gerildi gibi.

- (Shadow) Yine de haksız olan kendini biliyor zaten.

      O an, Joe laf sokmak için ağzından kaçırmış olsa da pembe saçları sakin bir görüntü veren adamın anksiyetesi; gerçekti. Fazla gerilmemeye çalışınca işler daha da berbatlaşıyordu işte.

       Yani şu anda etrafın durulması için en makul çözüm orayı terk etmekti. Hızlı adımlarla "S"in girişinde kalan arabasına doğru yürürken içindeki stresi, öfkeyi ve bütün şu olumsuzlukları yenmeye çalışıyordu.

       ...Ama ne a'la ki bir türlü sakinleşemiyordu. Kendini arabaya güçlükle attıktan sonra, daha fazla insanı kırmamak için Sakurayashiki Kaligrafisi'ne doğru sürmeye başladı.

      Sarı gözleri artık sinirlenmekten yorulmuş Cherry, olabildiğince hızlı gitmeye çalışarak gaza basıyordu; tıpkı Joe'nun kıskançlık planını uyguladığı gün yaptığı gibi...

     O aptal goril aşkının farkına varması için az uğraşmamıştı gerçi. Bu düşünceler yüzünde, açan kiraz çiçekleri gibi bir tebessümün belirmesine sebep oldu.

  
                             ****

      
       Sevgilisinin karışık duygular yüzünden "S"i terk etmesi Athena için oldukça endişe verici bir durum olmuştu. Telefonlara bakmaması ve hatta mesajları bile okumaması zaten endişeli olan kıza bölüm sonu canavarının öldürücü darbesi gibi gelmişti.

        Joe'nun da ondan aşağı kalır yanı yoktu ama bu tip olaylarda nedense hep serinkanlı kalmayı başarıyordu:

- (Athena) Acaba Kalgrafi'ye mi gitsek? Motorla bıraksan beni? Ya da sen mi konuşsan acaba? Ben tek mi gitsem? Koşarak gide-

- (Joe) Yuh! Koşarak gidemezsin çok uzak. Biraz sakin ol ya, ben seni bırakırım.

- (Athena) Daha önce hiç bu kadar öfkeli görmedim Kaoru'yu. Neden bu kadar sinirlendi acaba? Herkes üstüne gitti tabii! Üff, benim yüzümden kesin!

- (Joe) Çünkü Sana çok değer veriyor ve kıs-kan-dı.

- (Athena) Yaa nasıl birden patlak verdi bu olay!? Ne güzel yarın Langa'nın galibiyetini kutlayacaktık!

- (Joe) Kaoru genellikle sinirini laf sokarak, komik bir şekilde yansıtır ama...bu farklı oldu...emin değilim.

- (Athena) Al işte sende kasvetlendin!

- (Joe) Hehe, rüyanda görürsün! Düş önüme, seni götüreyim!

- (Athena) Hay hay kaptan!

       Kriz anında bile her nasılsa neşelenmeyi başaran iki arkadaş "S"in kapısına kadar birbirleriyle laf dalaşına girerek motora bindiler.

       Athena, Cherry'nin beline sarıldığı gibi Joe'nun beline aynı şekilde  sarılmamıştı. Motorun arka kısmına tutunarak "sarılma" hareketini engellemişti yani.

       Sakurayashiki Kaligrafisi'ne yaklaştıklarında Athena motor daha durmadan üstünden atlayarak hemen kapıyı çalmaya yeltendi.

       O sırada motoru durdurmuş olan Joe da bunu yapmasını engelleyerek cebindeki anahtarı çıkardı:

- (Joe) Sürpriz yap sevdiceğine. Ben eve gideceğim, anahtarı Kaoru sonra verir bana.

- (Athena) İşte adam gibi adam Kojiro Nanjo!

- (Joe) Bırak yağcılığı da şu robot manyağını hallet. Hadi ben kaçar!

     Kız, sessizce kapıyı açtıktan sonra Converse tarzı ayakkabılarını Cherry'nin "S" ayakkabılarının yanına bıraktı. Üst kat merdivenlerine yönelirken sanki hafif geleneksel bir müzik çalar gibi olmuştu.

     Yukarı doğru çıktıkça merakı artmıştı açıkçası. Sesin geldiği kapıya doğru eğildiğindeyse Cherry'nin yerde uzanmış bir şekilde Carla'dan gelen o geleneksel müziği dinlediğini gördü.

      Arkası dönük olduğu için kızı fark etmemişti. Athena da bundan yararlanarak yaklaştı yaklaştı ve çok yakına geldiğinde yanağına hafif bir öpücük kondurdu.

      Cherry, irkilerek geri döndüğünde kız arkadaşını görmenin mutluluğuyla hemen doğruldu. Bir şey anlatacakmış gibi ağzını açmasına rağmen konuşamadan kendini kızın kollarında buldu:

- (Cherry) Mahvettim değil mi?

- (Athena) Saçmalama, hiçbir şeyi mahvetmedin ama...bana anlatmak istediğin bir şey var mı?

- (Cherry) Çok şey var-

- (Athena) Şimdi değil! Negatifliğini attıysan sana yüklenenlere - özellikle Reki'ye - ne gibi şeytanlıklar yapacağımızı düşünelim!

- (Cherry) Seni görünce tüm negatifliğim yok oldu zaten...

- (Athena) Kısık sesle söylersen hiçbir şey anlaşılmaz ama!

- (Cherry) SENİ GÖR-

- (Athena) Aaaa, o kadar da demedik!

- (Cherry) Yuzushu Takara, seninle şeytanlık yapmak büyük bir zevk olacak!

       

      Joe nereye gittin!? Bu sahnenin fotoğrafını çek yalvarırım, Joe sana ihtiyaç var Joe!

        Okuyan, yorum yazan, oy veren herkese çok çok teşekkürler. Bölümü sevmezseniz okumayı bırakmayın lütfen, sonraki bölümde iyileştirmeye çalışırım mutlaka!