Kaos'un Temelleri

233 27 36
                                    

     Kulaklarında yankılanan o eski şarkı pembe saçlı adamı sürüklüyordu. Gerçekten sürüklüyordu...İlk defa bu şarkı içinde bir şeyler içme isteği uyandırmıştı hatta.

     Hayır! N'apıyordu kendine? Üzülünce kendini alkole verenler gibi olamazdı sonu değil mi? Bunu istememesine rağmen hızla mutfağa indi, kendini çok garip hissediyordu.

      Şansına dolapta bir tane kalmış beyaz şarap şişesine uzandı. Önce bardağa, sonraysa daha büyük bir bardağa, en sonundaysa şişeye geçiş yaptı.

      Cherry daha önce kendini hiç bu kadar sefil hissetmemişti ama önceden yanında Kojiro vardı, şimdiyse...

                              ****

- (Angel) Kojiro beni neden buraya çağırdın? Önemli bir şey mi oldu?

- (Joe) Hayır...şey sadece seni görmek istedim.

- (Angel) Gelmem için bu yeterdi zaten...seni önemsiyorum. Öhm...her neyse seninle konuşmak istediğim bir konu var.

- (Joe) Hazır konuyu açmamışken içecek bir şey ister misin?

- (Angel) Sen ne içersen bana da ondan olsun.

- (Joe) Yuzushu gibi olmadığından emin olmalıyım önce, kastettiğim meyve suyu değil ona göre!

- (Angel) Heyy, küçük görünebilirim ama hala 24 yaşındayım!

- (Joe) Hehehe kendi özel karışımımdan hazırlıyorum o zaman sana da.

     Joe, mor saçları önüne gelen çocuğa kaçamak bir şekilde göz kırptıktan sonra sadece onun için açtığı restoranın mutfağına doğru yürüdü.

     İki viski bardağı çıkardıktan sonra önce biraz soda sonra votka, üstüne de biraz limon suyu ekleyerek sunumunu tamamladı.

    Son bir kez yeşil saçlarını aynada düzelttikten sonra hemen iki bardağı da kaparak ön taraftaki masaya geçti:

- (Joe) Merak etme, içine zehir atmadım! Bir yudum al hadi.

- (Angel) Konuşacağımız konuyu düşünüyordum da...neyse önce şunu içeyim.

- (Joe) Hey! O kadar hızlı içme!

- (Angel) Boş versene bana n'apacağımı söyleme, çocuk değilim!
...B...ben özür dilerim, sadece bugün biraz sinirliyim Kojiro.

- (Joe) Özür dilemeni istemiyorum. Hıh, agresif halini de çok sevdim.

- (Angel) Kojiro!

- (Joe) Phahha, tamam tamam. E hadi ne anlatacaksın bana?

- (Angel) Şimdi şöy-...aghhh olamaz! O kadar hızlı içmemeliydim! Tuvalete gitmem lazım...

- (Joe) İzin mi bekliyorsun!? Çabuk koş...pfhah şu çocuk yok mu?

    Aslında Shun koşarak lavaboya giderken içten içe konuşmaya başlayamadığı için mutluydu, belki de kendince bu kadar utanç verici bir şeyi hayatında ikinci defa
söyleyecekti...

                
                              ****

       Kırmızı gözleri çocuğun arkasından bakakalan Joe, konuşacakları konu hakkında değişik düşüncelere kapılmadan edemiyordu... Cherry hakkında mı konuşacaklardı ya da belki de Yuzushu'nun yanında olmadığı için azar yiyecekti...

       Hıh, azar yese hiç fena olmazdı aslında çünkü Shun kızınca gerçekten çok tatlı ol- Joe restoranın camına vurulan oldukça sert bir darbeyle düşünceleri yanlış bir yere gitmeden kendine geldi.

Sk8 the infinity Cherry's ChallangeWhere stories live. Discover now