YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-

32.Bölüm

Keyifli okumalar bebiskolar 💓 

Bu arada instagram açtım, iletişime geçmek ve hikaye karakterlerini görmek isterseniz beni takip edebilirsiniz..  

instagram: ankaaric 

Mağazadan çıkan Giray, poşetleri arababanın arkasına koyduktan sonra şoför koltuğuna geçip oturdu. Saatine baktığında daha birkaç saat olduğunu fark ederek derin bir nefes aldı. Yetişecekti. Telefonunun çalmasıyla o tarafa döndü. Enver Bey arıyordu.

"Efendim Enver Abi?" diyerek telefonu açtı.

"Birkaç saat sonra nikahınızın olduğunu düşünürsek artık bana baba demen gerekmiyor mu sence de Giray?" Didem'ina aradığı gecenin ertesi günü Bilge'den gizli kimliğini alıp daha sonra da Enver Bey'i aramıştı izin istemek için. Ekin önce şiddetle karşı çıkmış, ben olmadan evlenemezsiniz demiş olsa da Enver Bey Bora ile olan durumu açıkladığında mecburen sesini kesmek durumunda kalmıştı. Fakat Giray'dan kız isteme sözünü almıştı. Çünkü Giray'ı o halde görmeyi çok istiyordu.

"Alışmam lazım sanırım önce. " diye çekinerek konuştu Giray. Gerçekten gergin işlerdi bunlar. Çocukluğundan beri tanıyor olsa da karısı olacak kızın babası ile konuşmak garipti. Ona baba demek daha da garipti.

"Tamam tamam gelmiyorum üzerine. Korumasız hareket etmemenizi söyleyecektim. Evin etrafında var biliyorum ama sen de tek dolanmıyorsun değil mi?" Enver Bey'in sözü üzerine aynadan arkadaki arabayı kontrol eden Giray, korumadan baş selamı aldıktan sonra yaşlı adamı onayladı. "Yok ab- Enver Baba, gezmiyorum." kendisini düzelttiğinde Enver Bey'in gülmesiyle rahat bir nefes verdi.

"Tamam hadi bakalım. Ben kapatıyorum. Torun ağlıyor." telefonun yüzüne kapanmasıyla sırıttı Giray. Nikah izni istediği gün Tamay da doğuma alınmıştı. Doğan çocuğun aynı Tufan'a benzemesi Ekin'in sinirlerini bozsa da evladının doğduğu anı görmek duygulandırmıştı da. Şimdi de tekrar isim kavgasına tutuşmuşlardı. Tamay Eren isminin hiç güzel olmadığını Tan'a da hiç uymadığını iddia ediyordu. Bu nedenle adını, oğlunun benzediği kardeşinin adını koymayı teklif etmişti. Yani Tufan yanına da Can eklemişti.

"Saçmalama Tamay! Ölürüm de o gevşeğin adını oğluma koymam!" diye karşı çıkmıştı Ekin de. Tartışmanın sonu nerede bitti kimse bilmiyordu.

Evin önüne gelip kapıyı çaldığında Bilge'nin ayak seslerinin kapıya yaklaştığını duyabiliyordu. Kapıyı açan genç kız gülümseyerek Giray'ın boynuna sarıldı.

"Hoş geldin hayatım." dedikten sonra içeri girmesine izin verirken elindeki poşetlere baktı. "Dışarı çıkacağız dedin. Bunlar ne?" dediğinde Giray elindekileri koltuğun üzerine bırakıp sade bir makyaj yapıp saçlarını şekillendirmiş olan sevgilisine sarıldı tekrar. Ellerini onun beline dolayıp kokusunu içine çektikten sonra "Böyle olsun istemezdim." diyerek geri çekildi.

"Anlamadım?" Bilge'nin ters sorusu ile cebinden çıkardığı yüzük kutusunu açarak önünde diz çöktü. Gözleri yerinden çıkacakmış gibi açılan Bilge şaşkınlıkla Giray'a bakarken Giray da cümlelerine devam etti. "Ama birkaç saat sonra nikâhımız olduğunu düşünürsek bunu şimdi yapmazsam hiç yapamam herhalde." dediğinde Bilge ikinci bir şok yaşıyordu.

"Şaka mı yapıyorsun?" diyerek ciddi bir şekilde Giray'ın yüzüne baktı fakat Giray'ın suratında şaka olduğuna dair hiçbir ifade göremiyordu.  "Ciddisin." dediğinde Giray kafasını olumlu anlamda salladı. "Evet, ciddiyim. Ve senden bir cevap bekliyorum." sevgilisinin beklenti dolu bakışına aldırmadan yere çöküp boynundan tutarak kendisine çekti. Bilge'nin tutkulu öpücüğü ile cevabı almış olan Giray, bir elini beline dolarken diğer eliyle de yüzüğü tutmaya devam ediyordu. Dudağına değen ıslaklık ile kaşlarını çatarak uzaklaştı.